Tek adam rejimi işçi ve emekçi düşmanı politikaları ile birlikte kadın düşmanı politikalarına yenilerini ekliyor, emperyalist savaş ve saldırı politikalarını tırmandırıyor. Temel tüketim maddelerine gelen zamlar, artan elektrik, su, doğalgaz faturaları, eriyen ücretler, işsizlik, geleceksizlik ise işçilerin, emekçilerin ve gençlerin temel gündemlerini oluşturuyor. Bu tablonun en ağır faturası ise her zaman olduğu gibi kadınlara kesiliyor. Kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet katlanarak artmaya devam ediyor.
Tüm bunlar yaşanırken, düzen muhalefeti ve ilerici sol güçlerin gündeminde ise seçimler ve seçim ittifakları bulunuyor. Bir kez daha işçi ve emekçilere sorunlarının çözümü için sandık işaret ediliyor.
Sorunların her geçen gün daha da ağırlaştığı bu süreçte işçi ve emekçilerin kurtuluşları için talepleri etrafında birleşip, sınıfa karşı sınıf bakışı ile fiili-meşru mücadeleyi büyütmekten başka seçenekleri bulunmuyor. Kazanımların kalıcı olacağı, sömürü, baskı, şiddet, kirli savaşların gerçek anlamda son bulacağı bir düzen için mücadele etmeli, güncel ve temel taleplerimiz uğruna mücadeleyi sosyalizm mücadelesi ile birleştirilebilmeliyiz.
Bu haramiler düzenini yıkmak için işçi ve emekçi kadınların bir adım öne çıkması, son dönemde gerçekleşen pek çok işçi direnişinde olduğu gibi mücadelelerde öncü rol oynaması gerekmektedir. Tam da bu perspektifle işçi-emekçi kadınların talepleri için sistematik ve örgütlü bir şekilde hareket etmesi, bu taleplerini tüm işçi sınıfına mal ederek sınıf mücadelesinin parçası olarak ele alabilmesi önem taşımaktadır.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde taleplerimizle alanlarda olalım. Taleplerimizi ve daha fazlasını kazanmak için kadın-erkek el ele örgütlü mücadeleyi büyütelim!
Taleplerimiz:
Toplumsal yaşamda:
Kapitalizm, işçi ve emekçi kadınların sömürüsünden beslenirken, toplumsal yaşamın her alanında kadının ikincil konumunu pekiştiren düzenlemeler gerçekleştiriyor. Baskı ve zorbalıkla ayakta duran tek adam rejimi ise adeta attığı her adımla kadın erkek eşitsizliğini derinleştiriyor. Bir yandan da her türlü hak arama eylemini, 8 Mart, 1 Mayıs gibi işçi sınıfına ait mücadele günlerini keyfi olarak yasaklıyor.
* Toplumsal hayatın her alanında kadın-erkek eşitliği!
* Söz, basın, gösteri ve örgütlenme önündeki engeller kaldırılsın!
* Ücretsiz-nitelikli kreş, çocuk yuvası ve emzirme odaları açılsın!
* Ücretsiz ve nitelikli hasta, engelli, yaşlı bakımevleri açılsın!
Çalışma yaşamında:
Krizin ve pandeminin en ağır faturası işçi ve emekçi kadınlara kesiliyor. Düşük ücretler, esnek ve güvencesiz çalışma, işten atmalar, kötü çalışma koşulları en çok işçi ve emekçi kadınları etkiliyor.
* Esnek ve güvencesiz çalışma yasaklansın!
* İşten atmalar yasaklansın! Madde 25-2 kaldırılsın!
* Herkese iş, tüm çalışanlara iş güvencesi!
* Cinsiyet ayrımcılığına son verilsin, eşit işe eşit ücret ödensin!
* İnsanca yaşamaya yeten vergiden muaf asgari ücret!
* Çocuk işçilik yasaklansın!
* 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ücretli izin ve resmi tatil ilan edilsin!
* Kadın işçilerin kadın, ana ve çocuk sağlığına zararlı işlerde çalışması yasaklansın!
* Doğum izinleri arttırılsın, doğumdan önce ve sonra üçer aylık ücretli izin, tıbbi bakım ve yardım sağlansın!
* Zorunlu haller dışında gece çalışması yasaklansın, zorunlu gece çalışması 4 saatle sınırlandırılsın, artı ödeme sağlansın!
* Doğum yapan kadın işçilerin bir yıl olan gece çalışması yasağı arttırılsın!
* Kadın işçilere, sağlık raporuna göre ücretli regl izni verilsin!
Hukuki alanda:
İşçi ve emekçi kadınlar hayatlarının her alanında karşı karşıya kaldıkları farklı şiddet biçimlerini fabrikalarda, işyerlerinde de yoğun olarak yaşıyorlar, tacize, mobbinge, şiddete uğruyorlar. İşçi ve emekçi kadınların karşı karşıya kaldığı şiddeti her fırsatta derinleştiren sermaye iktidarı işyerlerinde şiddete, tacize, mobbinge karşı yaptırım içeren ILO 190 Sözleşmesini imzalamıyor. İşçi ve emekçi kadınlar, ILO 190 Sözleşmesinin imzalanması ve şiddete, tacize, mobbinge karşı çok daha etkin önlemlerin alınması taleplerini yükseltmeli, Sinbo, SML, Farplas, Migros’ta direnen kadın işçilerin açtığı yolda mücadeleyi büyütmelidirler.
* ILO 190 Sözleşmesi imzalansın! Fabrikalarda, işyerlerinde şiddet, taciz ve mobbinge karşı etkin önlemler alınsın! Kadın işçilerin ağırlıkta olduğu denetleme mekanizmaları kurulsun!
* 6284 Sayılı Kanun, İstanbul Sözleşmesi, nafaka hakkı vb. kazanılmış haklar gasp edilemez! Zorunlu aile arabuluculuğuna hayır!
İşçi ve emekçi kadınların özgün sorunları karşısında:
Bu düzende işçi ve emekçi kadınların, çocuk ve bebeklerin en temel ihtiyaçları dahi ulaşılamaz hale getiriliyor. Diğer yandan sağlık hizmetlerinin ticarileştirilmesiyle pek çok kadın sağlık hakkına ulaşamıyor. Sözde yasal olan kürtaj hakkı ise fiilen uygulanamaz hale getiriliyor. Temel ihtiyaçlarının ücretsiz karşılanması, parasız sağlık, ücretsiz ve güvenceli kürtaj hakkını kazanmak için daha güçlü bir şekilde mücadeleyi yükseltmeliyiz.
* Kadın hijyen ürünleri ücretsiz karşılansın!
* Bebek maması ve bebek bezleri ücretsiz karşılansın!
* HPV aşısı ücretsiz sağlansın!
* Ücretsiz ve güvenceli kürtaj hakkı sağlansın!