Kızıldere mazi değil bir savaş çağrısıdır...

ON'ların yükselttiği “düzene karşı devrim” çağrısına kulak verelim!

Kızıldere katliamı ve direnişinin 51. yılında Kızıldere şehitlerinin anısı önünde saygıyla eğiliyor, işçileri, emekçileri ve gençleri düzene karşı devrim çağrısını yükseltmeye ve katliamcı sermaye düzeninden hesap sormaya çağırıyoruz.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Güncel
  • |
  • 30 Mart 2023
  • 08:00

Kızıldere katliamı ve direnişinin yıldönümünü bu sene kentlerin yıkıldığı, büyük bir insan kıyımının yaşandığı ve seçim gündeminin öne çıktığı günlerde karşılıyoruz.

Sermaye devleti kuruluşundan bu yana gerçekleştirdiği sayısız kanlı saldırıyla devrimcileri, ilericileri, direnen ve mücadele eden diğer tüm kesimleri sokak ortasında, işkencehanelerde, dağ başlarında ve hapishanelerde katletti. Bu düzen bir yandan devrimci ve ilericileri katlederken öte yandan insanlık dışı koşullara mahkum ettiği milyonlarca emekçinin de yaşam hakkını çaldı. Son yaşanan depremler bu gerçeği tüm çıplaklığı ile gözler önüne serdi.

***

Devrimci mücadele tarihimizde sayısız katliama ve direnişe tanık olduk. Bu katliam ve direnişlerden biri de 51 yıl önce Kızıldere’de yaşandı. 30 Mart 1972'de Kızıldere'de yaşanan katliam saldırısı ve saldırıya karşı yükseltilen direniş ise devrimci mücadele geleneğimizin en önemli örneklerinden biridir.

Sermaye devleti 60’lı yılların sonlarında yükselen devrimci mücadeleyi kesintiye uğratmak ve 1971 devrimci çıkışıyla düzenden kopuşu temsil eden devrimci önderleri tutuklayarak ve katlederek topluma mesaj vermek için saldırılarına hız verdi. 71'de gerçekleşen devrimci kopuşun ve yükselen hareketin ardından darbe ilan edildi ve devrimcilere yönelik sürek avları başlatıldı. THKO önderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan bu dönemde devlet tarafından tutuklandı ve idam cezasına mahkum edildi. Sermaye devletinin saldırılarına ve baskılarına karşı devrimci mücadeleyi ısrarla sürdüren THKO militanları, THKP-C önderleri ve militanları, Denizlerin idam kararının iptal edilmesi için eylem kararı aldı. Denizlerin serbest bırakılması için 26 Mart 1972'de Ünye Radar Üssü'nde çalışan üç NATO görevlisi kaçırıldı. Ünye Radar Üssü'nden sonra Tokat'a bağlı Kızıldere köyünde bir eve yerleşen THKO'lu ve THKP-C'li devrimcilerin yeri 30 Mart 1972'de bir ihbar sonucu tespit edildi. Düzene karşı devrim çağrısını yükselten 10 yiğit devrimciye karşı sermaye devleti teslim ol çağrıları yaparak ON'ları devrimci mücadeleden alıkoymaya çalıştı. 30 Mart 1972'de askerlerin yükselttiği teslim ol çağrısına Mahir'in yanıtı netti: "Biz buraya dönmeye değil, ölmeye geldik!" Mahir'in haykırışının ardından saldırıya geçen sermaye devleti on yiğit devrimciyi katletti.

Mahir Çayan, Hüdai Arıkan, Cihan Alptekin, Nihat Yılmaz, Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy, Sinan Kazım Özüdoğru, Sabahattin Kurt, Ömer Ayna ve Saffet Alp bundan 51 yıl önce siper yoldaşlığının en değerli örneğini göstererek ve direniş destanı yazarak Kızıldere'de ölümsüzleşti.

***

Denizler, Mahirler ve İbrahimler hala daha bizlere yürünmesi gereken yolu gösteriyor. Gün Mahir ve dokuz yoldaşının 51 yıl önce Kızıldere'de “teslim ol” çağrısı yapan devlete karşı "Biz buraya dönmeye değil, ölmeye geldik!" haykırışını yükseltmenin günüdür. Gün parlamentonun ve düzenin sınırları içerisinde çürümektense "düzene karşı devrim" çağrısı yükselten Denizlere, Mahirlere ve İbrahimlere kulak vermenin günüdür.

Kızıldere katliamı ve direnişinin 51. yılında Kızıldere şehitlerinin anısı önünde saygıyla eğiliyor, işçileri, emekçileri ve gençleri düzene karşı devrim çağrısını yükseltmeye ve katliamcı sermaye düzeninden hesap sormaya çağırıyoruz.

K. Sönmez