“Ölüm onları apansız yakalamadı
Ülkemizin uçsuz bucaksız sıradağlarında ve ovalarında
Kentlerin yoksul mahallelerinde
Ve uğuldayan meydanlarında
Kuşatmalar altında ve barikatlar arkasından
Sömürüye zulme boyun eğmemenin onuruyla
Ölümün üstüne yürüdü onlar
Tereddüt etmediler yok
‘Biz buraya dönmeye değil, ölmeye geldik’ diyerek
Türkülerle, marşlarla karşıladılar ölümü…”
Kızıldere geçmişten bugüne devrimci-militan duruşun ve siper yoldaşlığının adıdır. 30 Mart 1972’de Tokat’ın Niksar ilçesi Kızıldere köyünde Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (THKPC) ve Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'ndan (THKO) 10 yiğit devrimci, Denizler’in idamını durdurabilmek için ölümün üstüne yürüdüler. Kızıldere katliamı ve direnişinin üzerinden geçen 47 yılda Mahir Çayan ve 9 yoldaşı devrim ve sosyalizm mücadelesinde yaşamaya devam ettiler.
1960’lı ve 70’li yıllar dünyada ve Türkiye’de çeşitli toplumsal hareketliliklerin yaşandığı yıllardı. Fiili-meşru mücadele yöntemlerinin öne çıktığı ve devletin zorbalıkta sınır tanımadığı bu sürecin önderlik ihtiyaçlarına, parlamenter çizgideki TİP (Türkiye İşçi Partisi) ile MDD (Milli Demokratik Devrim) çizgisindeki refomcu yapılar yanıt veremiyorlardı. Mahirler, Denizler ve İbrahimler bu koşullar içerisinden çıkarak bizlere devrimci bir miras bıraktılar.
Baskının, zorbalığın ve yasakların damga vurduğu günümüzde, Kızıldere şehitlerinin bizlere bırakmış olduğu devrimci mirası ve kızıl bayrağı yükseltmek, onların sesini her yerde haykırmak biz devrimci gençlerin görevidir.
Kızıldere katliamı ve direnişi, insanlığın kurtuluşu mücadelesinde ölüme yürüyenlerin gözlerini bile kırpmadığını bizlere göstermektedir. Mahirler'in yarattığı devrimci fedakarlık ve siper yoldaşlığı geleneği yolumuzu aydınlatmaktadır.
Kızıldere katliamı ve direnişinin 47. yılında ölümsüzleşenleri selamlıyor, ON’ların anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.
Devrimci Gençlik Birliği