Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Hapishanesi’nden TKİP dava tutsağı Onur Kara’nın 17 Nisan günü gazetemize gönderdiği bu yazı elimize yeni ulaştı. Gecikerek elimize ulaşan bu yazıyı güncel öneminden ve devrimci sorumluluğumuzun bir gereği olarak okurlarımızın dikkatine sunuyoruz… - Kızıl Bayrak
2023 1 Mayıs’ını emperyalist kapitalizmin, her alanda yarattığı yıkım ve çöküşlerle karşılıyoruz. Ekonomik-sosyal-siyasal krizlerden, emperyalist savaşlara, servet-sefalet kutuplaşmasındaki muazzam artıştan ekolojik yıkımlara, ırkçı, milliyetçi, dinsel gerici ideolojilerin yaygınlaşmasından en sıradan demokratik hak ve özgürlüklerin bile suç sayılıp kaldırıldığı faşizan yönetim biçimlerinin hakim haline gelmesine, başta kadınlar olmak üzere toplumun ezilen, dışlanan tüm kesimlerin üzerindeki baskı ve eşitsizliklerin ayyuka çıkmasından kültür-sanat-bilim alanında bugüne kadar sağlanan tarihsel birikimlerden geriye doğru gidişe kadar aklımıza gelebilecek tüm alanlarda tam bir yıkım, çürüme ve kaos yaşanıyor.
Oysa daha şunun şurasında, Sovyetler Birliği’nin dağılması üzerine kapitalizmin sözcüleri tarafından “kapitalizmin ebediliği”, “savaşların ve sınıf mücadelelerinin artık son bulacağı” propaganda ediliyordu! “Sosyalizmin yenilgisi” ve “elveda proletarya” söylemleri eşliğinde tüm dünyaya bundan sonrası için hakim olacak evrensel bir “barış ve refah döneminden” dem vuruluyordu!
Ama gördük ki; aradan geçen birkaç on yıla bile dayanamadı, bu yalanların ömrü! Dahası şimdi geldiğimiz aşamada bizzat kendileri kapitalizmin “aşırılıklarından arındırılmasından” vs. söz etme zorunluluğu duyuyorlar.
Elbette nedensiz değildir; tüm dünyada işçiler, emekçiler ve ezilen halklar kapitalist-emperyalist sistemin kendilerine dayattığı yıkım ve saldırılara karşı öfke ve tepkilerini giderek daha fazla bir şekilde ortaya koyuyorlar. Üretim araçları üzerindeki özel mülkiyetin sağlamış olduğu ayrıcalık ve sahip oldukları milyar dolarlık servetleriyle dünyadaki bir avuç azınlığın, geriye kalan milyonlarca insanın kendilerini belirlemesine duyulan tepkiler, her coğrafyada farklı içerikli ve çeşitli biçimlerde kendisini açığa vuruyor.
Bir zamanlar “elveda” denilen proleter kitleler kapitalizmin mabetlerinde bile kapitalistlerin ve sadık hizmetkarları ülke yöneticilerinin kabusu olmaya yeniden başlıyorlar. Emekleri ile hayatı var eden, tüm toplumsal zenginliğin bizzat üreticisi olan emekçiler üzerlerine serpilmiş olan toprağın silkeleyip, yeniden doğruluyorlar.
Evet, ne gerici propagandalara konu edildiği gibi sosyalizm yenilmiştir ne de sınıflar mücadelesi son bulmuştur.
“Ne kırlarda açan çiçekler.
Ne kentlerde devleşen öfke
Henüz elveda demediler.
Bitmedi, sürüyor o kavga ve sürecek…” dizelerinde de vurgulana geldiği üzere dünyada sınıf ve kitle mücadelelerinin yeni bir dönemine girdiğimize şahitlik ediyoruz.
2023’ün 1 Mayıs’ı da tüm dünyada emek-sermaye arasındaki bu kapışmanın yeni, somut bir tezahürü olacaktır. Kapitalistlere ve onların harami düzenine karşı, başta işçi sınıfı ve emekçiler olmak üzere toplumların ezilen tüm kesimlerin itirazlarını, haklı taleplerini haykırdıkları, mücadele bilinç ve örgütlülük düzeylerinin sergiledikleri bir arenaya dönüşecektir.
Ülkemizde de her türden sosyal güvence ve güvenlikten yoksun, azami sefalet ücretleri karşılığında kölece çalışma ve yaşam koşullarına mahkum edilen işçi ve emekçiler, geleceği çalınan ve işsizlik girdabına kapılıp kaybolan gençler, temel demokratik hak ve özgürlüklerinden yoksun, faşist baskı ve yasaklar altında ulusal baskı ve sömürüye maruz kalan Kürt halkı ve diğer azınlık milliyetten emekçiler, inançları ve kimlikleri baskılanan alevi emekçiler, dinsel gericiliğin ve özel mülkiyet düzenin çok yönlü kuşatması altında yaşamları kararan emekçi kadınlar, depremlerde, sellerde iş cinayetlerinde kitlesel kıyımlara uğratılan emekçiler ve toplumumuzun ötekileştirilen ayrımcılığa tutulan tüm kesimler bu yıl ki 1 Mayıs’ı daha kitlesel ve yaygın bir şekilde kutlamalıdırlar.
Emperyalist-kapitalizmin işçi sınıfı, emekçiler ve dünya halklarının başına sardığı bunca musibete karşı uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ımıza en güçlü şekilde sahip çıkmalı ve şu taleplerle alanları meydanları doldurabilmeliyiz.
- Emperyalizm savaş demektir; emperyalist savaş ve saldırganlığa karşı, “Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!”
- Kapitalizm kriz demektir. “Krizin faturası kapitalistlere!” “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!” “Çözüm devrimde kurtuluş sosyalizmde!”
- Kapitalist sömürü, faşist baskı ve saldırılara karşı “Haramilerin düzenini yıkacağız, sosyalizmi kuracağız!”
- “Yaşasın devrim ve sosyalizm!”
Bu vesileyle tüm işçi ve emekçilerin ve siz değerli Kızıl Bayrak emekçilerinin 2023 1 Mayıs’ını kutlar, çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Özgür yarınlarda buluşmak dileğiyle hoşça kalın. Selam ve sevgilerimle…