Yaygınlaşan yerel emperyalist savaşların ve gerici boğazlaşmaların insanlığa faturası katlanarak büyüyor. Bu fatura, insanlığa öncelikli olarak yüz binlerce insanın katledilmesi ya da yaralanması şeklinde ödetilmektedir.
Uppsala Üniversitesi’nin Uppsala Çatışma Veri Programı’ndaki (UCDP-The Uppsala Conflict Data Program) bilim insanlarının 21 Haziran günü yaptığı açıklama, tablonun ne kadar vahim olduğunu gösterdi. Açıklamaya göre 2022’de askeri çatışmalarda en az 237 bin kişi hayatını kaybetti. Ayrıca savaşlar ve silahlı çatışmalarda öldürülen insan sayısının bir önceki yıla göre neredeyse ikiye katlandığı belirtildi. 2022 verileri, ölümlerin en fazla Ukrayna ve Etiyopya’da gerçekleştiğini ortaya koyuyor.
Yapılan arastırmada ortaya çıkan sonuçlar, bir önceki yıla göre öldürülenlerin sayısında yüzde 97’lik bir artışa ve 1994’de Ruanda’da yaşanan soykırımdan bu yana en yüksek rakama tekabül ediyor. Dünya çapında kışkırtılan çatışmaların sayısı da tarihsel olarak en yüksek seviyeye ulaşmış durumda.
Analist Shawn Davies, Yemen ve Afganistan'da ölüm oranlarında önemli bir düşüş yaşanırken, özellikle Etiyopya ve Ukrayna’daki savaş ve çatışmalardan dolayı ise ölüm oranlarının dramatik bir şekilde yükseldiğini belirtti. Yalnızca bu iki savaş bölgesinde şu ana kadar en az 180 bin kişinin hayatını kaybettiğini ifade eden Davies, bu rakamların henüz kesin olmadığını, araştırmaların devamında önemli ölçüde artacağının tahmin edildiğini söyledi.
UCDP verilerine dayanarak rapor hazırlayan Oslo Barış Araştırmaları Enstitüsü de (PRIO), hayatını kaybedenlerin sayısını teyit ediyor. Buna göre 2022’de Etiyopya'da 100 binden fazla, Rusya-Ukrayna Savaşı’nda ise 81 binden fazla kişi hayatını kaybetti.
***
The Uppsala Conflict Data Program (UCDP), dünyadaki çatışmalarla ilgili en eski veri bankası olarak kabul ediliyor. Yapılan araştırmalarda 2022’de bir önceki yıla göre 55 aktif devlet düzeyinde silahlı çatışma kaydedildi. Bu çatışmalardan sekizi savaş düzeyine 22’si ise uluslararası düzeye ulaştı, yani taraflardan biri veya her ikisi de bir dış devletten askeri destek aldı.
Devletler arası savaş ya da devletlerden kaynaklı çatışmalar artarken, "devlet dışı" diye tanımlanan çatışmalar da artıyor. Nitekim 2022’de devlet dışı çatışmaların sayısı, tek taraflı şiddette öldürülen sivil sayısı ve bu şiddeti gerçekleştiren aktörlerin sayısı arttı. Örneğin Meksika’daki isyancı gruplar ve uyuşturucu kartelleri arasındaki devlet dışı çatışmalar da bu sayılara eklendiğinde bu tür çatışmalarda öldürülenlerin sayısı 82’ye yükseliyor. Araştırmacılar, bir takvim yılında en az bin ölümle sonuçlanan çatışmaları savaş olarak sınıflandırıyor.
Emperyalist hegemonya krizinin derinleşmesinin de bir sonucu olarak savaş ve saldırganlık politikaları günden güne tırmandırılıyor. Emperyalistler ya da bölgelesel güçlerin çeşitli ülkelerdeki vekalet savaşları devam ettiğine, iç boğazlaşmalar kışkırtıldığına göre insanlığın karşı karşıya bulunduğu insani, maddi ve sosyal yıkımlar da artacaktır. Bu vahim tablo, halkların emperyalist saldırganlık ve savaşa karşı birleşik mücadeleyi yükseltmelerinin ne kadar hayati bir önem taşıdığını da hatırlatıyor.