AKP-MHP rejimi İliç’te göz göre göre katliam suçu işledi

Madenin yarattığı çevre felaketine karşı mücadele eden dernekler ve meslek odaları göçük tehlikesinden sık sık bahsediyorlardı. Defalarca uyarılmasına rağmen bunları dikkate almayan AKP-MHP rejimi katliam suçunu bile bile işlemiştir.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Güncel
  • |
  • 14 Şubat 2024
  • 08:00

Erzincan'ın İliç ilçesinde Anagold ve Çalık Holding’e ait madende pasa dağında çökme meydana geldi. 13 Şubat Salı günü öğlen saatlerinde Çöpler köyündeki altın madeninin bulunduğu bölgede istiflenen siyanürlü pasa dağı çöktü, zehirli toprak nehre doğru akmaya başladı.

İlk yapılan açıklamalarda “toprak kayması” yalanı ortaya atılsa da yaşanan siyanürlü pasa dağında çökmedir. Facianın boyutu resmi olarak henüz açıklanmadı ancak 9 işçinin göçük altında kalmasının yanı sıra siyanürün nehre karışma, içme suyuna bulaşma riskinden bahsediliyor. Göçük altında kalan işçileri arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Arama-kurtarma çalışmalarından yansıyan görüntüler, ekiplerin çıplak elle siyanürlü toprakta çalışma yaptıklarını gösteriyor. Bu kare, saray rejiminin işçilerin yaşamını hiçe sayan küstahlığını birkez daha gözler önüne sermiştir.

Yılda bir ton altın çıkarmak için yapılan toprak aktarmasının ve dinamitle patlatmanın ortaya çıkan sonuçların faturasını katlayacağı ifade ediliyor.

Madende yaşanan facia göz göre göre geldi

Madenin yarattığı çevre felaketine karşı mücadele eden dernekler ve meslek odaları göçük tehlikesinden sık sık bahsediyorlardı. Defalarca uyarılmasına rağmen bunları dikkate almayan AKP-MHP rejimi katliam suçunu bile bile işlemiştir.

Anagold madenciliğin yüzde 80’i Kanadalı altın maden şirketi SSR Mining’e ait, yüzde 20’si ise saray rejiminin büyüttüğü Çalık Grubu bünyesinde yer alan Lidya Madencilik’e ait.

Altın madeni işletilen yerde Bingöl Yedisu fay hattı bulunuyor.

Şirket, yıllardır siyanür liçi yöntemiyle madencilik yapıyor. Altının siyanürle yıkanması işlemine siyanür liçi adı veriliyor. Bu faaliyet sırasında ağır metaller açığa çıkıyor ve zehirli toprak birikintileri oluşuyor. Bilim insanları bu göçüğün yaşanmamasının imkansız olduğunu dile getiriyor.

Erzincan İliç’te altın madeni Fırat Nehri’nin ana kolu olan Karasu Nehri’nin 500 metre yakınında. Fırat Nehri dokuz şehir ve üç ülkeyi dolaşarak Basra Körfezi’ne dökülüyor. Siyanürlü toprağın nehre ulaşması durumunda yeraltı ve yüzey sularına karışarak bölgesel felaket yaratacaktır.

2021 yılında altın madeninde siyanürü taşıyan borudaki patlama nedeniyle siyanür ve sülfük asit İliç barajına akmıştı. Siyanür sızıntısı gerekçesiyle faaliyetine ara verilen tesise, 16,4 milyon TL ceza kesildi. Ancak saray rejiminin yol vermesiyle 23 Eylül 2022 tarihinde maden tesisi yeniden faaliyete açıldı. ÇED raporuna itiraz davası açıldı, ancak o sürede maden kapasite artırımına gitti. ÇED raporunda yer alan ifadelere göre tesiste, bir yılda 11 bin ton siyanür ve 122 bin ton sülfürik asit kullanılıyor.

Siyanür sızıntısı sonrası ödüllendirilen şirketin 2023 yılında 7.2 milyon dolar vergi borcu da silindi. Yani kesilen ceza, misliyle geri ödendi. Madenin bir diğer ortağı Çalık Holding ise AKP iktidarı döneminde hızla palazlandırılan kapitalistlerden biridir. Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak 2007 yılında Çalık Holding’in genel müdürü olarak görev yaptı. Şirketin Pandora Belgeleri ile offshore hesapları ortaya çıkmıştı. Yani her yönüyle çirkefe batmış bir holgindi…

Çalık Holding TOKİ ihaleleri, enerji, inşaat, tekstil, medya vb. pek çok sektörde AKP iktidarının desteği ile büyütüldü. Rejimin sağladığı imkanların yanı sıra vahşi sömürünün de büyümede önemli bir payı var.

Katliamın yaşandığı gün enerji yasalarında değişiklik yapılmasını öngören kanun teklifleri TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecekti. Enerji piyasasına ilişkin 15 maddelik bir torba yasa teklifi ülkenin yer altı ve yer üstü kaynaklarının uluslararası tekellerin yağmasına açacak düzenlemeler içeriyor.

Uluslararası şirketlere peşkeş çekilen yeraltı zenginlikleri, kapitalist tekellere verilen teşvikler, madenin bulunduğu sahanın dışında tüm bölgenin talanı, doğanın ve canlı yaşamın tehdidi, işçi sağlığının ve canının yok sayılması, alınmayan önlemler, alt yapı eksiklikleri, daha fazla kar için bilim insanlarının ve meslek örgütlerinin önerilerine kulak asılmaması vb… Tüm bunlar AKP-MHP rejiminin Erzincan İliç’te göz göre göre katliam suçu işlediğini gözler önüne sermektedir.