Eğitim ve sağlık hakkının gaspına karşı lise meclislerinde örgütlenelim!

Nasıl ki Boğaziçi üniversitesi öğrencileri süreci eylem ve etkinlikler ile yürütüyorlarsa, aynı şekilde liselilerin de artık bu gidişata, hak gasplarına dur demeleri, kendi gelecekleri için, sağlık hakkı için harekete geçmeleri gereklidir.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 27 Şubat 2021
  • 20:27

Pandemi süreci boyunca eğitim hakkı görülmedik düzeyde gasp edildi ve bu halen de sürüyor. Halihazırda azımsanmayacak sayıda işçi ve emekçi çocuğu eğitime erişememekte, geleceklerine dair hayal bile kuramamaktadırlar. Sınıfsal ve bölgesel eşitsizlikler sürekli derinleşmektedir. MEB’e bağlı ilk ve orta öğretim öğrencileri elemeci-rekabetçi eğitim sisteminde uğradıkları haksızlık nedeniyle, üniversite okuma konusundaki umutlarını çok daha fazla yitirmiş durumdadırlar. Milyonlarca öğrenci EBA’nın niteliksiz eğitimine dahi ulaşamıyorken, keza canlı sınıf bağlantılarında sorunlar yaşıyorken, liselerde yüz yüze sınav dayatması sorunları daha da büyütmektedir. 

Günlerdir Twitter’da çok sayıda tweet atarak sınavların iptal edilmesini talep eden öğrenciler seslerini duyurmak amaçlı çeşitli yöntemler kullanıyorlar. Sermaye devletinin Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un cevabı ise, öğrencilerin yükünün daha fazla artmaması gerekçesi ile sınavları yapma kararını tekrarlamak olmuştur. Salgın hastalık için yeterli önlem alındığını iddia etmiş, öğrencilerin derslere odaklanması üzerine de öğütler vermiştir. Yaşlısıyla, hastasıyla kalabalık evlerde yaşayan emekçiler salgın riski ile karşı karşıyadır. Öğrencilerin bu haklı kaygısı, pandemi boyunca ciddi önlem almaktan uzak politikalara sahip sermaye devletinin umurunda değildir. Artık bir seneyi geride bıraktığımız bugünlerde okullara yönelik gerekli hazırlıkların tamamlanmamış olduğu, öğretmen ve öğrencilerin aşı programı, düzenli test ihtiyaçlarının karşılanacağına dair herhangi bir planlama olmadığı da ortadır. Zaten sadece toplumun belirli bir kesimine yönelik alınacak önlemler Pandeminin yayılmasına engel olmaz. Toplumun tamamı ve her ortam hesap edilerek, sürecin en başından beri bilim insanlarının işaret ettiği şekilde gerçek önlemlerin alınması zorunludur. 

Öğrencilerin, velilerin, öğretmenlerin ve okul çalışanlarının da söz-yetki-karar mekanizmalarında yer almaları gereklidir. Yalnızca sosyal medyada dile getirilen tepkiler ile öğrencilerin hem eğitim hem de sağlık hakkı üzerine söz söylemeleri yeterli değildir. Tersi olsaydı, milyonlarca tweetin daha fazla karşılığı olurdu. Nasıl ki Boğaziçi üniversitesi öğrencileri süreci eylem ve etkinlikler ile yürütüyorlarsa, aynı şekilde liselilerin de artık bu gidişata, hak gasplarına dur demeleri, kendi gelecekleri için, sağlık hakkı için harekete geçmeleri gereklidir. Mesele sadece yüz yüze yapılacak sınavların iptal edilme talebinden ibaret değil, daha da ağırlaşmış bir tablo ile eğitim sisteminin kendisidir. Köklü bir dönüşüm olmadan kronikleşmiş bu sorunlar çözümünü bulamayacak, kapitalizm aşılmadan da işçi ve emekçi çocuklarının umutsuzluğu ortadan kalkmayacaktır. Ancak bugünden acil taleplerin hayata geçebilmesi için örgütlü mücadele etmekten başka bir yol yoktur. 

Gençlerin 2023’te verecekleri oyları hesap edenler, mevcut sorunlar yumağında gündemi değiştirme çabasında olanlar, Ay’a gitme planlarını açıklamakta, fakat dünyada gençlere eşit, nitelikli ve ulaşılabilir eğitim hakkı sunamamaktadırlar. Uzaya yönelik ilgi ve merakın özellikle liselilerde gittikçe yaygınlaştığı bilinmektedir. Eğitim sisteminde gelinen noktada yaşanan tıkanıklık ise bu hedeflerin hayata geçebilmesi konusunda ne gerekli bilgi ve donanım ne de fırsat eşitliği sağlamaktadır. Gençlerin imkân buldukları anda yurtdışına çıkma oranları artmıştır. 15-24 yaş aralığı mutluluk araştırmaları iç karartıcı sonuçlar sunmaktadır. Böylesi bir atmosferde uzaya yönelik ilginin kaybolmaması, eğitim ve sağlık hakkının savunulması ve gelecek için mücadele etmek tek çıkar yoldur. 

Sermaye iktidarının dağıttığı sınırlı sayıdaki tabletler, hemen biten internet paketleri, EBA destek noktaları ya da köy okullarının açılması gibi uygulamalar yeterli değildir. Belediyelerin, çeşitli vakıfların örgütledikleri dayanışmalar da… Eğitim emekçilerinin sundukları raporlar da dikkate alınarak, gerçek önlemlerin alınması ve ciddi hazırlıkların yapılması, bütçe planlaması şarttır. Toplumun tamamını ilgilendiren eğitim ve sağlık sorunu egemen anlayış ile daha da büyümektedir. Ancak topyekün mücadele sonucu kazanımlar elde edilebilir, insanca yaşam koşulları inşa edilebilir. O halde lise meclisleri oluşturalım, yan yana gelelim ve geleceğimize sahip çıkalım. 

Devrimci Liseliler Birliği