Almanya'da Demiryolu ve Taşımacılık Sendikası (EVG), 21 Haziran günü şubat ayından beri süren toplu sözleşme görüşmelerinde uzlaşma sağlanamadığını açıkladı. 22 Haziran günü ise sendika yönetim kurulu Alman Demiryolları’nda çalışan 110 bin üyesini süresiz grev için oylamaya çağırma hazırlığının başladığını duyurdu.
Süresiz grev oylamasının sonuçlanması dört ila beş hafta sürecek. Süresiz greve gidilebilmesi için üyelerin yüzde 75'inin süresiz greve “evet” oyu vermesi gerekiyor. Ancak bundan bağımsız olarak demiryollarında yeniden uyarı grevleri mümkün.
EVG, Alman Demiryolları’nın (Deutsche Bahn/DB) yanı sıra yaklaşık 50 demiryolu ve otobüs şirketinde de örgütlü. 180 bini DB çalışanı, yaklaşık 230 bin işçi için toplu sözleşmeleri sürdürüyordu. Sendika, kapitalistler üzerindeki baskıyı artırmak için Mart ve Nisan aylarında uyarı grevi çağrısı yapmıştı. Mayıs ayında, yaklaşık 50 saat sürmesi beklenen grev çağrısı EVG ve DB arasında zorunlu bir karşılaştırma üzerinde anlaşabildikleri için son anda önlendi. Ancak o zamandan beri devam eden müzakerelerde toplu sözleşme konusunda uzlaşmaya varılamadı.
EVG, üst ücret grupları için ayda en az 650 Avro veya yüzde on iki ücret artışı talep ediyor. Sözleşme süresi ise bir yıl olacak. Deutsche Bahn ise ücretleri iki aşamada: Aralık 2023 ve ardından Ağustos 2024'te 200 Avro’luk sabit bir oranda artırmayı öneriyor.
DB’nin bu teklifi küstahlıktan başka bir şey değil. Çünkü şu anki yüzde 7 enflasyon oranıyla bu, çoğu çalışan için reel ücret kaybı anlamına geliyor.
EVG, şirketin sözleşme için önerdiği 27 aylık süreyi çok uzun olarak değerlendiriyor.
Sınıf düşmanları sahnede…
Sendika Başkanı Martin Burkert, Bayerischer Rundfunk ile yaptığı röportajda, “İşveren bize tahkim talebinde bulunursa, hızlı bir şekilde karar verebiliriz” dedi. Yani sendika süresiz greve çok da hevesli görünmüyor. Müzakere masasına her an dönülebilir.
Şirket sendika karşıtı propagandayı pervasızca sürdürüyor. Sendikayı uzlaşmaya yanaşmamakla suçluyor, “zarar görenler çalışanlarımız ve yolcularımız" olacak diye demagoji yaparak sendikanın haklı ve meşru taleplerine karşı işçi ve emekçilerin vereceği desteği baltalamaya çalışıyor. Sermaye medyası da bu saldırıya katılmaya başladı. EVG’yi sorumsuzluk ve inatçılıkla suçlayan, sendikanın yalnızca bir güç gösterisiyle ilgilendiğini ima eden medya organlarından tutun da “at gözlüğü takan ve kafasını duvardan geçirmek isteyen inatçı bir kulüp” diyen gerici milletvekillerine kadar, sınıf düşmanları koro halinde işçilerin hak arama mücadelesini karalamaya çalışıyor.
EVG ve 50 özel demiryolu ve otobüs şirketi ile toplu sözleşme
EVG, sadece DB ile değil, toplam 50 bin çalışanı olan 50 özel demiryolu ve otobüs şirketi ile de toplu pazarlık yapıyordu. 20 Haziran'da EVG Bayerische Regiobahn, Nordwestbahn ve Transdev Hanover gibi şirketleri içeren en büyük ikinci özel tren ve otobüs şirketi Transdev GmbH ile bir anlaşma yaptığını ve Transdevile'de 7800 çalışan için toplu sözleşme imzaladığını duyurdu.
21 aylık bir dönem için imzalanan sözleşme, 1 Kasım 2023’ten itibaren geçerli olacak. Buna göre başlangıçta 290 Avro ve 1 Ağustos 2024'ten itibaren 130 Avro’luk kademeli bir ücret artışı üzerinde anlaşma sağlandı.
EVG müzakerecisi bunu “büyük ve zorlu bir başarı” olarak kutlasa da sendika bürokratları farklı şirketler tarafından istihdam edilen 230 bin işçinin birleşik mücadele gücünü bölüyor. DB'deki 180 bin çalışanı sırtından bıçaklamakla kalmıyor, diğer yandan da işçiler için bu sonuç iki yıl daha reel ücret kaybı anlamına geliyor. Yani işçi sınıfının sendikal mücadelesinin gücü kullanılmadan uzlaşma sağlanıyor. Bu, sınıf düşmanı uzlaşmacı bir tutumdur. EVG yönetim kurulunun, DB yönetim kuruluna müzakerelere açık olduklarını söylemesi de sendikanın süresiz greve çok da istekli olmadığını gösteriyor.
Alman işçi ve emekçilerin öfkesi büyüyor!
Alman emperyalizmi son yıllarda çok yönlü derin bir krizin içine girdi. Pandemi süreci ve yaklaşık bir buçuk yıldır Ukrayna'da süren savaş bu krizi daha da derinleştirdi. Enflasyon yükseldi, fiyat artışları yüzde 20’lere ulaştı. Emekçiler kirası ödenebilecek ev bulmakta zorlanmaya başladı. İlaç, enerji ve silah tekelleri kârlarına kâr katarken, işçi ve emekçilerin reel ücretleri düştü, giderek yoksullaştılar. Tüm bunlar doğal olarak işçi ve emekçilerin öfkesini arttırıyor.
Pandemi sürecinde “ara verilen” sendikal ve sınıf mücadelesi yükselmeye başladı. Grevlerde ücretlerin yükseltilmesi, ücret artışının enflasyona göre ayarlanması, daha iyi çalışma koşulları gibi talepler tüm sektörlerde yükseltildi. Ülkeyi uzunca bir süredir yaşanmayan bir grev dalgası sardı.
2023 yılında toplu sözleşme görüşmeleri geçtiğimiz yıla nazaran daha sert ve mücadele ile geçti.
Taşımacılık sektöründe çalışanlar için de 2023, yaygın uyarı grevlerinin yaşandığı ve deneyimlerle dolu bir yıl oldu.
3 Mart'ta, yerel toplu taşıma işçileri, “Fridays for Future” (Gelecek için Cumalar) hareketiyle, yani gençlik kitleleri ile birlikte ücret artışları ve iklimin korunması için greve gitti.
27 Mart ise işçi sınıfında sınıf bilincinin yaygın olarak uyandığı bir gün oldu. Farklı sektörlerde örgütlü iki sendika, Birleşik Hizmet Sendikası (Ver.di) ile Demiryolu ve Taşımacılık Sendikası (EVG) birlikte üyelerini ortak bir greve çağırdı. 100 binden fazla sendika üyesi işçinin katıldığı “mega grev” ülke çapında ulaşımı felç etti. Bu adeta bir genel grevdi. Taşımacılık sektöründeki büyük grev gününde sendikalı işçiler neler yapabileceklerini gösterdiler!
Demiryollarında son süresiz grev 31 yıl önce yaşanmıştı. Ülke yeniden bir süresiz grev sürecine girer mi? Bunu belirleyecek olan, mücadele etme istek ve kararlığını döne döne gösteren 180 bin demiryolu işçisinin alacağı tutumdur.