ABD’de seçimlerin galibi faşist Trump oldu

ABD’de emperyalist saldırganlık ve savaş politikasına gelecek dört yılda kimin komuta edeceğini belirleyen başkanlık seçimleri sonuçlandı. Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump dört yıl aradan sonra yeniden başkan seçildi.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Dünya
  • |
  • 06 Kasım 2024
  • 18:20

ABD’de emperyalist saldırganlık ve savaş politikasına gelecek dört yılda kimin komuta edeceğini belirleyen başkanlık seçimleri sonuçlandı. Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump dört yıl aradan sonra yeniden başkan seçildi.

Son haberlere göre Trump 279, Demokrat Parti adayı Kamala Harris 233 delege kazandı. 270 delege alan aday başkanlığı kazanıyor. Buna göre Trump’ın kazandığı kesinleşti. 

Kampanya döneminde Trump, ancak kendisinin kazandığı seçimlerin sonuçlarını tanıyacağını ilan etmiş, rakibinin kazanması durumunda ise kan döküleceği tehdidini savurmuştu. Kimi iddialara göre Trump’ın aşırı sağcı-faşist 70 milyon silahlı yandaşı var. Trump’ın kazanması Amerika’da olası bir iç çatışmayı şimdilik önlemiş görünüyor. Yine de kimi yorumlara göre bu risk tamamen ortadan kalkmış değil. Zira Trump’ın izleyeceği politikalar ve bunlara karşı gelişebilecek olası tepkiler çatışma ihtimalini dışlamıyor. 

***

Seçim yarışı başladığında şimdiki Başkan Joe Biden Demokratlar’ın adayıydı. Yani emperyalist kapitalizmin dünyada başını çeken ABD’nin politik arenasında öne çıkan iki adaydan biri demans diğeri faşistti. Biden, demanstan kaynaklı gafları sıklaşınca adaylıktan geri çekilmek zorunda kaldı. Biden’ın yerine geçen yardımcısı Harris, anketlerde Trump’ın önünde görünüyordu. Oysa açıklanan sonuçlara göre belirgin bir hezimete uğramış durumda. 

Seçim sonuçları sadece Kamala Harris’in değil, yanısıra Biden yönetimi ile Demokratlar’ın da utanç verici bir hezimete uğradığını gösteriyor. Trump gibi faşist, pespaye, kriminal bir adayın karşısında uğradıkları hezimet, Demokratlar’ın siyasi krizinin derinliğine işaret ediyor. 

Demokratlar’ın bu kadar kepaze bir duruma düşmelerinde, Tel Aviv’deki dinci-faşist çetenin 13 aydan beri Gazze’de devam eden soykırım savaşına tam destek vermelerinin önemli bir rolü oldu. Biden yönetiminin Gazze’deki vahşi soykırıma koşulsuz/sınırsız destek vermesi, soykırımın Lübnan’a taşınması için imkanlarını seferber etmesi, Harris’in hezimete uğramasında önemli bir rol oynadı.

***    

ABD’de büyük tekelleri temsil eden iki parti var. Bunlar, çoğu zaman başkanlık makamını dönüşümlü bir şekilde paylaşırlar. İç politikada aralarında belli farklar olsa da dış politika konusunda son kararı başkan değil, müesses emperyalist nizamın militarist bürokrasisi ya da söylendiği gibi “Amerikan derin devleti” verir. 

İç politikada “Amerika’nın altın çağını başlatacağız” iddiasını ortaya atan Trump’ın bu vaadinin ciddiye alınması mümkün değil. Zira yalan, sahtekarlık ve tumturaklı sözler söyleme konusundaki pervasızlığı bilindiğinden, Trump’ın bu vaadinin de sahte olduğunu Amerikalıların çoğu biliyor. Biden yönetiminin sağlık gibi hizmetler alanında yoksullara birtakım imkanlar sunabilecek bir karar almasına bile sert tepki gösteren Trump, Demokratlar’ı komünistlikle suçlamıştı. Bu bağlamda Trump, olsa olsa büyük tekeller için “altın çağ” başlatmaktan söz ediyor olabilir. Tabi bu da ancak Amerikan işçi sınıfı ile emekçilerin saldırıları sineye çekmesi durumunda mümkündür. 

***

ABD halen dünyanın en büyük emperyalist gücü olduğu için, başkanlık seçimleri dünyada yakından izlendi. Birçok devlet ya da siyasi güç, Trump’ın seçilmesine sevinirken tedirgin olanlar da var. Almanya başta olmak üzere AB devletlerinin sonuçtan pek memnun olmadıkları görünüyor. AB ülkelerindeki ırkçı-faşist partiler ise kendileri gibi faşist birinin başkan olmasını sevinçle karşıladılar. AB’nin emperyalist şefleri, hayal kırıklığına uğrasalar da Trump’ı tebrik edip Amerika ile birlikte çalışmaya devam etmekten memnun olacaklarını dile getiren mesajlar yayınladılar. 

Ukrayna cephesinde ABD ile savaş halinde bulunan Vladimir Putin liderliğindeki Rusya’nın ise sonuçlardan memnun olduğu görülüyor. Rusya'dan ilk tepki Dışişleri Bakanı Sözcüsü Maria Zaharova'dan geldi. Telegram kanalında "Hallelujah" (Tanrı'ya şükür) yazan Zakharova, Trump'ın ülkesini seven biri olduğunu savundu.  

Eski Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev ise, Telegram'da yayınladığı mesajda dikkat çekici ifadeler kullandı: “Trump Rusya için önemlidir. Kiev'deki pislikler için üzücü bir gün. Trump, bir iş adamı olarak çeşitli uşaklara, yalakalara, aptal müttefiklere, aptalca yardım projelerine ve obur uluslararası örgütlere para harcamaya dayanamıyor."

Tel Aviv’deki soykırımcı çetenin başı Netanyahu ile Ankara’daki dinci-faşist Saray rejiminin şefi Erdoğan ikilisinin yayınladıkları mesajlar, sonuçtan memnun olduklarını gösterdi. AKP şefinin “Dostum Trump” tabirini kullanması ise dikkatlerden kaçmadı. 

***

Kapitalist/emperyalist barbarlık sisteminin başını çeken ABD’de kimin başkan olduğu ya da olacağı, dünyanın ezilen halkları için bir şey ifade etmiyor. Zira hegemonyası zayıflayan ABD ile işbirlikçileri, oluşmakta olan çok kutuplu dünya düzenini sabote edebilmek için savaşları kışkırtıyorlar. 1999’da eski Yugoslavya’nın bombalanmasıyla başlayıp birçok ülkeyi kasıp kavuran, halen Ukrayna’yı büyük bir yıkıma uğratan, Gazze ve Lübnan’da soykırım biçiminde süren tüm savaşların esas faili ABD emperyalizmidir. Son 25 yılda başkanlar defalarca değişti ancak emperyalist saldırganlık ve savaş politikalarının adım adım tırmandırılması politikası değişmedi. ABD, birkez daha seçilen Trump başkanlığında halklara karşı savaş suçları işlemeye devam edecek. 

Bu savaşların ağır bedelleri öncelikle ezilen halklara, yanı sıra emperyalist ülkelerin işçi ve emekçilerine ödetiliyor. Faturalar günden güne kabarıyor. Dolayısıyla ezilen halklar ile işçi ve emekçiler için en acil sorun emperyalist savaşa ve faşizme karşı birleşik/enternasyonal mücadeleyi yükseltmektir.