G7 ülkeleri, AB ve Avustralya, Rusya'nın petrol ihracatı için tavan fiyat zorunluluğu getirdi.
Bu “cüretkar” adımla Rus ekonomisinin çöküşü hedefleniyor.
Piyasalarda bir varil petrol 90 dolar olmasına rağmen Rusya petrolünün dünya pazarında satabileceği maksimum fiyat 60 dolar olarak belirlendi.
Rusya, dünyanın en büyük doğal gaz üreticisi olmakla birlikte, zengin petrol kaynaklarına da sahip.
Rusya bunların ihracatından milyarlarca dolar elde ediyor. Bu nedenle şimdiye kadar Batı’nın yaptırımları Rusya ekonomisinde “umulan” sonucu yaratamadı.
Hacim açısından, Rusya'nın batı ülkelerine yaptığı enerji ihracatı elbette ki geriledi. Ancak aynı zamanda, dünya piyasalarında enerji fiyatları büyük artış gösterdi. Bu da Batı’nın öngördüğü “Rusya ekonomisini çökertme” planını tersyüz etti. Rusya hala enerji ihracatında büyük ölçekte girdiler elde ediyor.
Bir yandan Batı ve ortakları, Rusya petrolüne tavan fiyat sınırlaması getirerek Rusya’nın savaş bütçesini küçülterek Ukrayna'da yenilgi almasını sağlamak istiyorlar. Öte yandan, Rusya’nın petrolü ve doğal gazından da de feragat edemiyorlar. Rusya satmaya devam etsin istiyorlar. Ama ucuza. Rusya’dan petrol akışının durması demek, dünya pazarında arz-talep dengesinin daha da açılmasına neden olacak ve Batı'da fiyatlar tavan yapacak. Batı bunu halihazırda göze alacak durumda değil.
Rusya ise bu yaptırımı kabul etmeyecektir.
Ki, kabul etmeyeceğini ve geliştireceği sistemle Batı’nın yaptırımlarını boşa çıkaracağını da açıkladı. Batı ve ortakları ise, “Rusya’nın kabul etmekten başka çaresinin olmadığını” düşünüyorlar.
Kaldı ki Rusya bu yaptırımı kabul etse bile, Batı ve ortakları ve elbette ki ABD bekledikleri sonucu elde edemeyeceklerdir.
Almanya’nın Bochum'daki Ruhr Üniversitesi ekonomisti Andreas Loescher, "Bu adım Rusya'ya elbette zarar verecek ama bu kesinlikle beklendiği gibi sert olmayacaktır" tespiti yabana atılmamalı.
Uzmanlar, Rus petrolünün üretim maliyetinin varil başına 20 dolar olduğunu tahmin etmektedirler. Bu da varil başına hala 40 dolarlık bir kâr marjı demektir.
Yaptırımlar, benzin, dizel ve kalorifer yakıtı fiyatları için ne anlama geliyor?
Bunu bu aşamada kestirmek zor ve büyük ölçüde Rusya'nın tavan fiyat tepkisi sonrası yapacağı hamlelere bağlı.
Rusya, bu koşullar altında petrol ihracatını azaltır veya tamamen durdurmaya karar verirse, dünya piyasalarında bir fiyat patlaması yaşanabilir. Ancak bu pek olası görülmemektedir.
Uzmanlar, Rusya'nın yeni ihracat kapılarına yönelerek tavan fiyat sınırını aşmasını öngörüyorlar. Ya da Çinli şirketler üzerinde petrolün Rusya kaynaklı olmadığı “belgelenerek” yaptırımlar boşa çıkarılabilir. Başka çaresi olmayan Batı da bile istemeyerek buna göz yumabilir.
OPEC ne yapacak beklentisi…
Batı umudunu biraz da Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı’nın (OPEC) 4 Aralık’ta Avusturya’nın başkenti Viyana’da yapacağı toplantıya bağlamıştı. OPEC, 5 Ekim 2022’de yaptığı toplantıda günde 2 milyon varil üretimi azaltma kararı almıştı.
OPEC, ABD ve Batı’nın tepkisine yol açmakla birlikte Rusya’ya da adeta nefes aldırmıştı. Dolayısıyla tüm gözler OPEC’in Viyana’da yapacağı toplantıda çıkacak sonuca çevrilmişti. Üretim artışına giderlerse, bir nebze olsun dünya piyasalarında petrol fiyatlarında patlamanın “şimdilik” önü alınabilirdi. Ancak OPEC beklentilerin aksine 5 Ekim’de aldığı kararın devamına karar verdi.
Analistler OPEC’in üretimi artırması durumunda bile, uluslararası petrol ticaretindeki mevcut değişikliklerin tüketiciyi en geç 2023'ün başlarında olumsuz etkileyeceğini varsayıyorlar.
OPEC’in üretimi aynı oranda tutma kararı ve Rus petrolüne uygulanan ambargo piyasalarda fiyat patlamasına yol açacağa benziyor.
Sonuç olarak, Rus ruleti mi “Vahşi Batı”nın hokkabazlığı mı, hangisi kazanacak tartışıla dursun, fatura işçi ve emekçilere kesilecek, kaybeden yine tüketici olacak…