Filistin’de katliamlara devam eden ırkçı İsrail rejimi, saldırıların durdurulması yönündeki çağrılara yanıt vermiyor. ABD’nin suç ortaklığı ile diğer Batılı emperyalistlerin desteği, rejimin başı Benyamin Netanyahu’ya “kan dökmeye devam” kararı alma imkanı sağlıyor. Ancak tüm yıkım ve katliamlara rağmen Filistin halkının direnme kararlılığı zayıflamıyor. Tersine, daha da güçleniyor.
İşgal ordusunun saldırılarında bilanço ağırlaşıyor
İşgalci İsrail ordusunun saldırganlığının 10. gününde onlarca F16 savaş uçağıyla Gazze’de halkın üstüne yine bombalar yağdırıldı. İşgalci ordu, bir kez daha “Hamas hedeflerini vurduk” yalanını ortaya atarak, insanlığa karşı işlediği suçları gizlemeye çalıştı. Oysa Gazze’deki tablo işgalci ordunun her gün savaş suçu işlediğini gözler önüne seriyor.
Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in 10 Mayıs’tan bu yana devam eden bombardımanlarında 64’ü çocuk 227 kişinin katledildiğini açıkladı. Yaralı sayısının ise 1620’ye ulaştığı ifade edildi.
Bakanlık açıklamasında, İsrail savaş uçaklarının son olarak Deyr el-Belh ilçesinde Saliha ailesinin evini bombaladığı, saldırıda 3’ü aynı aileden 4 kişinin öldüğü belirtildi.
Dün Batı Şeria’da genel grev ve gösterilere katılan Filistinleri otomatik silahlarla tarayan işgalci ordu dört genci katletmişti. Bugün ise, İsrail askerleri beş çocuk annesi bir kadını öldürdüler. Dünkü saldırılarda onlarca kişi İsrail askerlerinin kurşunlarıyla yaralanmıştı.
Bu arada Filistin halkının direnişini polis-asker-yerleşimci terörü ile bastıramayan İsrail, bir sürek avı başlatarak, eylemlere katılan gençleri kitlesel bir şekilde tutukluyor. Filistinli kaynaklar Batı Şeria’nın kentleri ile 48 Filistinlilerinden bini aşkın gencin gözaltına alındığını bildiriyor.
Filistin halkı direniş çizgisinde birleşti
Hem İsrail hem onu koruyan emperyalist rejimler, gerçekleri tepetaklak eden açıklamalar yaparak, katliamları gizlemek için çırpınıyorlar. Olayı sanki ortada “İsrail-Hamas savaşı” varmış gibi lanse ediyorlar. Medya tekelleri de bu yalan ve çarpıtmaları ‘haber’ diye yutturmaya çalışarak, ırkçı rejimin katliamlarına destek veriyorlar.
Batılı devlet başkanları ve medya tekellerinin bu yalanları, Filistin halkının direnişine çarparak parçalanıyor. Farklı kıtalarda İsrail barbarlığının protesto edilmesi ve Filistin halkının direnişine destek verilmesi, bu yalan kampanyasının -kimilerinde kafa karışıklığı yaratsa da- hedefine ulaşmadığını gösteriyor. Çünkü Filistin halkı bu defa her alanda güçlü ve kitlesel bir direniş sergiliyor.
İşgal karşıtı mücadele Gazze’deki direniş örgütlerinin eylemlerinden ibaret değil. Bilakis, Filistin halkının yaşadığı her alana yayılmış durumda. Direniş, ırkçı rejimin Kudüs’te izlediği ‘etnik arındırma politikası’na karşı gelişen eylemlerle başlamıştı. Şeyh Cerrah’ta evlerinin ırkçı-yerleşimciler tarafından işgal edilmesini engellemek için başlayan direniş El Aksa mescidine sıçramış, oradan Gazze’ye, 48 Filistinlilerine, Batı Şeria’ya ve sürgündeki Filistinlilerin yaşadığı ülkelere yayılmıştır.
70 yılı aşan baskı ve katliamlara rağmen genç kuşakların Filistin toprağı ve Filistin davası ile bağlarının bu kadar güçlü olması, fiziken birbirinden koparılmış olsa da tüm parçalarda mücadelenin aynı anda gelişmesi, ortada gerçek bir halk direnişi olduğunu gösteriyor. Bu arada öne çıkan bir diğer önemli nokta ise, Mahmut Abbas liderliğindeki Filistin yönetimi uzlaşmacı çizgide durmaya devam etse de, Filistin halkının teslimiyetçi/uzlaşmacı çizgiyi reddetmiş, direnişi tercih etmiş olmasıdır. İsrail’in vahşi saldırıları dursa da ırkçı işgale karşı bu direnişin devam edeceğini belirtmek gerekiyor.
Çatışmaları durdurma girişimleri
İsrail’e destek veren emperyalist şefler, ırkçı-katliamcı bir rejimi savunduklarını çok iyi biliyor ve duruşlarını uzun süre bu şekilde devam ettirmeleri mümkün görünmüyor. Nitekim Fransa’da Filistin halkıyla dayanışma eylemlerini yasaklayacak derecede zıvanadan çıkan Emmanuel Macron, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el Sisi ile birlikte çatışmaları durdurma önerisi hazırladı. Önerinin yarın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde görüşülmesi bekleniyor.
İsrail’le suç ortaklığı yapan Joe Biden’ın da Netanyahu’ya saldırıların durdurulması yönünde telkinde bulunduğu belirtildi. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Joe Biden’in bu sabah Netanyahu ile görüştüğünü ve kendisine “şiddette bir azalma beklediğini söylediği” belirtildi.
ABD’nin Birleşmiş Milletler daimi temsilcisi Linda Thomas Greenfield’ın ise, “ABD Başkanı Joe Biden, İsrailliler ve Filistinliler arasındaki ateşkesi destekliyor” bilgisini Güvenlik Konseyi’ne ilettiği belirtildi. Demokratların içinden yükselen tepkilerin yarattığı basınç, Biden’ı tutum değişikliğine sürüklemiş görünüyor. Zira ABD basını demokratlar asındaki çatlağın derinleşmeye başladığı yönünde haberler yapamaya başladı.
Bu arada sorunu görüşen Ürdün Kralı Hüseyin ile Almanya Başbakanı Angela Merkel, yaptıkları ortak açıklamada çatışmaların durdurulmasından yana olduklarını belirttiler.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in İsrail’i kayıran 18 Mayıs tarihli açıklamasının ardından bugün Moskova’dan farklı bir açıklama geldi. İsrail’in Moskova’daki Büyükelçisi ile görüşen Rusya Devlet Başkanlığı Ortadoğu ve Afrika Özel Temsilcisi ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov, gerilimin tırmanmasından son derece endişeli olduklarını ve sivil can kaybının artmasına yol açacak adımların kabul edilemez olduğunu dile getirdiği belirtildi. Bogdanov, çatışmaların sona erdirilmesi için Moskova’nın taraflar arasında arabuluculuk desteği sunmaya hazır olduğunu da söyledi.
Arap Birliği Teşkilatı Kahire’de toplantı
İsrail katliamlarını 10 gündür sefil bir sessizlikle izleyen Arap Birliği Teşkilatı, nihayet bugün Mısır’ın başkenti Kahire’de toplandı. Toplantıda yapılan konuşmalarda İsrail saldırganlığına karşı neden sessiz kalındığına dair bir şey söylenmedi. Ancak nutuk atanlar, İsrail saldırganlığını ‘sert’ ifadelerle kınadılar. Toplantı sonrasında yapılan açıklamalarda da İsrail’in saldırganlığı ‘şiddetle’ kınandı.
Teşkilata üye devletlerin bir kısmı İsrail’le işbirliği, hatta bazıları suç ortaklığı yapıyor. Bunu yapmayanlar ise, katliamları izlemekle yetiniyorlar. Nitekim toplantıda İsrail’e karşı tek bir somut yaptırımdan söz edilmedi. Toplantıya katılan Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’a sözde destek verileceği vaadiyle yetinildi.
AKP şefinin riyakarlık şovları
İsrail’in bir numaralı destekçisi olan Siyonist lobilerin serdiği halılar üzerinde yürüyerek iktidara tırmanan Tayyip Erdoğan, Filistin halkının başına bomba yağdıran İsrailli pilotların eğitimi için Konya ovasının semalarını açan kişidir. Yıllarca Konya semalarında uçuş eğitimi yapanlar bir kez daha Gazze’ye bomba yağdırıyorlar. Hal böyleyken Baştan beri Filistin halkının acılarını istismar ederek siyasi rant devşiren Erdoğan ve AKP’si, bu defa ilkin fazla ses çıkaramadılar. Zira aylardır İsrail’in kapılarını aşındıran AKP-MHP rejimi, siyonistleri kızdırmaktan çekiniyordu. Dolayısıyla görüntüyü kurtarabilecek bazı laflar etmekle yetindiler. Ne de olsa siyonistlere muhtaçlar.
Katliamların devam etmesi üzerine kontrolünü kaybettiği bir anda AKP şefi, bir kez daha İsrail’e ağır sözlerle hücum etti. Bazı saray memurları ise, “Ümmet bizden önderlik bekliyor” türü safsatalardan söz ettiler. Erdoğan’la müritlerinin bu tür söylemlerinin riyakarlıktan öte bir anlam taşımadığını artık herkes biliyor. Zira edilen bunca lafa rağmen İsrail’le ticaret hacmi sürekli arttı. İsrail’i olası balistik füze saldırılarından korumak için Kürecik’te inşa edilen üs halen aktif. İncirlik ve diğer Amerikan/NATO üsleri İsrail’in hizmetinde vb… Durum bu iken AKP şefinin bir kez daha üst perdeden laflar edip, tüm aveneleriyle birlikte siyonistlere hizmete devam etmeleri, artık tiksintiyle karşılanıyor…