Irkçı İsrail rejiminin hava bombardımanları ve polis-asker-Yahudi yerleşimci terörü devam ediyor. Dün Gazze’deki katliamın yanı sıra Batı Şeria’da da dokuz genç katledildi. Sınıra yürüyüş düzenleyen Lübnanlı gençlere ateş açan işgalci İsrail askerleri bir genci katletti.
Gazze’yi hedef alan savaş uçakları ve İHA/SİHA bombardımanı gece de devam etti. Sabah saatlerinde El-Şati mülteci kampını bombalayan işgalci İsrail ordusu aynı aileden çoğu çocuk on kişiyi katletti. Apartmanları ve evleri bombalayan işgalciler bankaları, tarım arazilerini ve altyapı tesislerini de hedef alıyor.
Al Nakba’nın 73. yıl dönümüne tekabül eden bugün İsrail bombardımanlarında katledilen Filistinlilerin sayısı 139’a ulaştı. Bunların 39’u çocuklardan oluşuyor. Sivil yaralıların sayısı ise bini aştı. İşgalci ordunun bombardımanları belli aralıklarla halen devam ediyor. Direniş örgütlerinin attığı füzelerin Tel Aviv’e ulaşmasını engellemekte aciz kalan ırkçı rejim, evleri bombalayarak direnişe destek veren Filistin halkından vahşi bir güdüyle intikam alıyor. Yüksek binalarda oturanlara evlerini/bürolarını tahliye etmeleri için kısa bir süre tanıyıp apartmanları bombalıyor. Binalarda oturanlar çoğu zaman en gerekli eşyalarını alıp binaları terk etmeden bombardıman başlıyor. Bundan dolayı yaralanalar bazen de hayatını kaybedenler oluyor.
İsrail kameralar önünde katliamlar yaparken, batılı emperyalistlerin tümü insanlığa karşı işlenen bu suçlara ortak oluyor. İşgalci ordunun çocukları katletmesine destek veren “demokrasi şampiyonu” batılı emperyalistler, işi Filistin halkıyla dayanışma eylemlerini yasaklama noktasına vardırdılar. Irkçı rejimin vahşetinin teşhir olmasından tedirgin olmuş görünüyor olmalılar ki, bu rezil icraatlara başvurma ihtiyacı hissediyorlar.
Direnişten yansıyanlar
İsrail’in saldırı ve katliamlarına füze atışlarıyla karşılık veren direniş örgütleri, işgalci ordunun saldırıları devam ettiği sürece, füze atışlarının durdurulmayacağını belirtiyorlar.
Direniş örgütlerinin hazırlığı konusunda bugün bir açıklama yapan İslami Cihad’a bağılı El Kassam Tugayları sözcüsü, 6 ay boyunca Tel Aviv’i füzelerle vurabilecek bir hazırlık yaptıklarını söyledi.
El-Aksa TV'ye röportaj veren Hamas’ın siyasi büro başkan yardımcısı Salih El Aruri ise, “İsrail işgalinin var olduğu her yerde Filistin halkı karşısında kontrolü ve dengeyi kaybettiğini” savundu. “Batı Şeria ve Gazze cepheleri ile işgal altındaki Filistin iç kesimlerinin ortak mücadelesi zaferin anahtarı” ifadelerini kullanan Al-Aruri, işgalin Filistin halkını parçalamasına izin vermeyeceklerini ve Filistin halkından istenen şeyin “yorulmamak ve yorulmamak” olduğunu belirtti.
Yine bugün erken saatlerde bir mesaj yayınlayan Fetih hareketine bağlı El Aksa Şehitleri Tugayları, savaşçılarını Kudüs, Gazze, Batı Şeria ve İsrail’deki Filistin halkının yanında olmaya çağırdı.
Bu arada “El Fetih Gençliği” hareketi ise, Batı Şeria’da “genel seferberlik” çağrısı yaptı. Militanlarına hitap eden hareket “tüm temas noktalarında işgal askerleri ve yerleşimcilerle çatışmaya ve köyleri yerleşimcilerin saldırılarından korumak için komiteler oluşturmaya” çağırdı.
Filistin yönetimi liderlerinin “uykularından uyanmaları gerektiğini” de belirten El Fetih Gençliği, yönetimden Filistin halkının direnişine yakışan bir duruş görmediğini ifade etti. İsrail’le imzalanan utanç verici anlaşmaların derhal feshedilmesi gerektiğini hatırlatan hareket, “Direnişin çabalarını engellemeye veya önemini azaltmaya yönelik herhangi bir girişimi tamamen reddettiğini” vurguladı ve utanç verici bir tutum içinde yalpalayan Mahmud Abbas liderliğindeki yönetimi uyardı.
Bu arada Batı Şeria’da halen onlarca noktada gençlerin örgütlediği gösteriler, işgalci ordunun estirdiği teröre rağmen devam ediyor.
Direnişçi örgütlerin füzelerinin yanı sıra Batı Şeri’da, Kudüs’te ve 48 Filistinlilerinin yaşadığı diğer kentlerdeki direniş de kararlılıkla devam ediyor. Bundan hareketle, ırkçı rejimin birbirinden izole ettiği Gazze, Batı Şeria ve 48 Filistinlilerinin ortak talepler etrafında direnmesi, işgalcilerin ördüğü duvarların direnişle yıkılması olarak değerlendiriliyor.
Nakba’nın yıldönümünde dayanışma
Al Nakba’nın yıldönümüne tekabül eden bugün dayanışma eylemleri önceki günlere göre daha yaygın ve kitlesel oldu. Ürdün’ün başkenti Amman, Irak’ın başkenti Bağdat, Cezayir başkent ve Güney Lübnan’da İsrail katliamlarını lanetleyen kitleler, Filistin halkının direnişiyle dayanışma şiarlarını yükselttiler.
Londra, Cenevre, yasaklara rağmen Paris gibi kentlerde de Filistin halkıyla dayanışma eylemleri gerçekleştirildi. Eylemlerde ırkçı rejimin iğrenç cinayetleri lanetlenirken, Filistin halkının haklı ve meşru direnişiyle dayanışma şiarları yükseltildi.
Siyonist rejimin suçuna ortak olan medya
Irkçı-siyonist medyanın yanı sıra onunla aynı yönde yayın yapan emperyalist merkezlerdeki medya tekelleri ve Körfez şeyhlerinin borazanı olan medya, “Radikal İslamcı Hamas İsrail’e füze saldırısı düzenliyor” gibi gerçekleri tersyüz eden yalan ve çarpıtmaya dayalı haberler yapıyor. Bu medya ordusunun çabaları, ırkçı İsrail rejiminin işlediği insanlık suçlarının üstünü örtme histerisine dönmüş görünüyor.
Bu medya ordusu daha önce de emperyalist saldırganlığın borazanlığını yapmıştı. Eski Yugoslavya’nın NATO tarafından bombalanmasından Irak işgaline, Suriye’yi hedef alan vahşi savaştan Libya’nın NATO orduları tarafından aylarca bombalanmasına kadar insanlığa karşı işlenen ağır suçların ortağıdır. Şimdi de benzer bir suç işliyorlar.
Bu yalan ve çarpıtma kampanyası, ırkçı rejimin bombalarına eşlik ediyor. Ancak bu kampanyaya rağmen, İsrail’in katliamları ve insanlığa karşı işlediği suçlara yenisini eklediği gerçeğinin üstünü örtmeye güçleri yetmiyor. Direnişin ise Hamas’tan ibaret olmadığı biliniyor. Zira Gazze’deki “Ortak Direnişi Merkezi”nin oluşturulmasında 11 farklı hareket yer almıştı. Bir diğer önemli gerçek, direnişin İsrail saldırılarına füzelerle yanıt vermekten ibaret olmadığıdır. Zira ortada bir halkın direnişi var ve medya tekelleri ne kadar iğrenç olsalar da bu gerçeğini üstünü örtme gücünden yoksundur.