Çatışmaların 5. gününde işgalci İsrail ordusu karadan ve havadan Gazze’yi bombalamaya devam ediyor. İsrail bombardımanlarında katledilen Filistinlilerin sayısı 122’ye ulaştı. Hayatını kaybedenlerin ezici çoğunluğu sivil, 31’i çocuk, 19’u ise kadınlardan oluşuyor. Yaralı sayısının 900’ü aştığı bildirildi.
Nüfus yoğunluğunun çok yüksek olduğu Gazze’ye atılan her bomba sivillere zarar veriyor. İşgalci İsrail ordusu konutları, yüksek apartmanları bombalamakla kalmıyor, bankaları, işletmeleri, atölyeleri ve tarım arazilerini de vuruyor. Karadan işgal hareketi başlatacağını ilan eden İsrail savaş aygıtı, saatler sonra bu açıklamayı geri çekti. Geçen yıllardaki saldırılarda İsrail Gazze’yi işgal etme girişiminde bulunmuş ancak geri çekilmek zorunda kalmıştı.
***
Vahşi saldırılara karşılık veren direniş örgütleri adına yapılan açıklamalarda İsrail saldırganlığı teşhir ediliyor, direnişin devam edeceği vurgulanıyor. Kara saldırısı tehdidi üzerine yapılan açıklamada ise, İsrail’in Gazze’yi işgal etme girişiminde bulunması halinde buna pişman edileceği belirtildi.
Filistin direniş örgütleriyle dayanışma içinde olan Lübnan Hizbullah, Yemen’deki Husiler, Irak’taki Haşd Şaabi gibi güçlerin liderleri tarafından yapılan açıklamalarda Filistin hareketi ve halkının meşru ve haklı direnişi selamlandı. Açıklamalarda direnişin her araç ve imkanla destekleneceği dile getirilirken, Filistin halkının yalnız olmadığı vurgulanıyor.
***
Irkçı-siyonist devletin kuruluş tarihi olan 14 Mayıs 1948, Filistin halkının Nakba Günü olarak anılıyor. Bu yıl Nakba Günü İsrail bombardımanı altında geçiyor. Buna rağmen bugünü “Onur Cuması” ilan eden Filistinliler, İsrail saldırganlığını protesto etmek ve direnişle dayanışmak için birçok kent, kasaba ve köyde sokaklara çıktılar.
Batı Şeria’da gösteriler alabildiğine yaygın yapıldı. Gösterilere vahşi bir şekilde saldıran İsrail kolluk kuvvetleri ve ırkçı çeteler, onlarca kişiyi yaraladılar. Bir genç ise, siyonistlerin kurşunlarıyla katledildi.
İsrail bombaları altındaki Gazze’de de siyonist rejimin saldırılarını protesto etmek ve direnişe destek vermek için İsrail sınırına doğru yürüyüş düzenledi. Benzer bir eylem, Güney Lübnan’da İsrail sınırına yürüyen bir grup genç tarafından gerçekleştirildi.
Ürdün’de de gençler kitlesel bir şekilde İsrail sınırına doğru yürüyüş yaptılar. Siyonist saldırganlığı protesto eden gençler, Kudüs ve Gazze direnişlerini selamlardılar. Başkent Amman’da İsrail rejimin büyükelçiliğinin kapatılması için yapılan gösteriler de devam ediyor. Sokaklara çıkan halk İsrail’le imzalanan “Wadi Araba” anlaşmasının iptal edilmesini ve ırkçı rejimle tüm siyasi-ticari ilişkilerin kesilmesini talep ettiler.
***
İsrail’in estirdiği teröre rağmen “48 Filistinlileri”nin direnişi devam ediyor. İsrail kentlerinde yaşayan gençlerin Filistin halkından ve davasından koptuğu iddia ediliyordu, bu ise ‘Siyonizm’in zaferi’ diye pazarlanıyordu. Oysa sokaklara çıkanların çoğunun 17 yaş ve üstü kız/erkek gençlerden oluşması, ortada zafer diye bir şey olmadığını gözler önüne seriyor.
100’e yakın kent, kasaba veya köyde gösteriler yapılmasına rağmen, siyonist medya bu kitlesel direnişe tam sansür uyguluyor. Sokaklara çıkan gençler çektikleri videoları sosyal medyadan yayınlayarak, gösterileri dünyaya duyurmaya çalışıyorlar.
Hem polisin hem ırkçı-faşist çetelerin estirdiği teröre hem gözaltı ve tutuklama tehditlerine rağmen 48 Filistinlilerinin gösterdiği kararlılık, apartheid politikasına karşı biriken öfkenin vardığı boyutu gösterdiği gibi, genç nesillerin Filistin davasıyla olan bağlarının gücü hakkında da fikir veriyor.
***
Öte yandan ateşkes sağlaması için yapılan girişimlerin devam ettiği belirtiliyor. Ancak bu işin ABD ya da işbirlikçisi rejimler tarafından yürütülmesi, anlaşma sağlanmasını zorlaştırıyor. Zira savaş suçu işleyen İsrail’den yana olanların Filistinli direniş örgütlerinin taleplerini karşılayan bir duruş sergilemeleri zor. Direniş örgütleri adına Hamas liderliğinin Rusya aracılığıyla İsrail’e ateşkes önerdiği ancak Benyamin Netanyahu’nun bunu reddettiği iddia edildi.
İsrail dünyanın gözü önünde cinayet işlerken, Batılı emperyalistler, “Çocukların öldürülmesinden endişeliyiz” demenin ötesine geçmiyorlar. Emperyalistlerin icazeti, İsrail savaş aygıtını daha da pervasızlaştırıyor. Ancak sivilleri hedef alan İsrail’in sözcüleri, yine de insanlığa karşı işledikleri suçları gizlemek için yalanlar uydurmaya devam ediyorlar. Bombalanan apartmanların direnişçilere ait mevziler olduğu yalanını ortaya atan İsrail savaş aygıtının savını, hayatını kaybedenlerin 31’nin çocuk olması yalanlıyor.
Yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık batağında yüzen Benyamin Netanyahu, “Gerekli gördüğümüz sürece bombardıman devam edecek” diye açıklama yaptı. Görünen o ki, İsrail saldırıları kesilmeden direniş örgütlerinin füze atışları da durmayacak.