Türk-İş kıdem tazminatı için “harekete geçiyor” mu?

AKP-MHP rejimi kıdem tazminatını kılıfına uydurup gasp etmek için hareket geçmiş durumda. Türk-İş ağalarının saldırının püskürtülmesi için sınıfı mücadeleye çağırmaları imkansız. Bu ağa takımı muhtemelen iki şey yapacak: birincisi saraydaki efendilerine yalvarmak olacak. İkincisi, işçilerin öfkesini boşaltacak birtakım göstermelik eylemler yapacak, bildiriler yayınlayacak, duruma göre ‘keskin’ vaazlar verecekler. Bunun ötesine geçmek, düzene hizmet eden ağaların çapını aşar. Kaldı ki, bu ağa takımının sicili de rezilliklerle dolu. Sınıfın inisiyatifiyle gelişen her direnişin kırılmasında uğursuz rollerini oynadılar, oynamaya da hazırlar.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 26 Haziran 2020
  • 15:46

Kıdem tazminatı, AKP-MHP suç ortaklığıyla gasp edilmek isteniyor. İşçilerin elinde kalan bu son kazanımı da gasp etmeye muvaffak olurlarsa, ‘kaba kölelik’ düzeninin inşası yönünde önemli bir adım atmış olacaklar. Sermayenin vurucu gücü olan bu koalisyon emekçileri sersemletmek için dini istismar ediyor, ırkçı-şoven histeriyi körüklüyor. Ancak sıra sermayenin ‘demir yumruğu’ olarak iş görmeye geldiğinde, maskelerini çıkarıp rezil suratlarını sergilemekten geri durmuyorlar. 

Türk-İş ağaları ‘iki ateş arasında’

AKP-MHP rejimi Türk-İş Konfederasyonu’nun başındakileri devşirmeyi başardı. Genel Başkan Ergün Atalay’ın sarayın güdümüne girdiğini gösteren tutumları sık sık gündeme geliyor. İşçilikten sendika ağalığına tırmanan E. Atalay, kapitalistlere ‘yalvararak’ ya da saraydan ‘merhamet’ bekleyerek işçi sınıfını hedef alan saldırıların dozunu hafifletmeye çalışıyor. Sınıfın haklarını savunmak için harekete geçmesinden ise büyük bir korku duyuyor. 

Hizmet ettiği rejim kıdem tazminatını gasp etmek için son hazırlıkları yapıyor. Sendika üyesi işçiler ise öfkeli. Atalay ile müritlerinin bu saldırıya açıktan destek vermeleri mümkün değil. Bu ağa takımı aynı andan hem saraya yaranmak hem öfkeli işçilerin tepkisini kontrol etmek ikilemi arasına sıkışmış görünüyor. Bundan dolayı kıdem tazminatı hakkını savunmak için “harekete geçmek” durumunda kaldı. Çünkü bu kapsamda bir saldırıya karşı sessiz kalmak, onların sonu olurdu. 

Türk-İş başkanlar kurulu toplandı

İşçilerin öfkesinin farkında olan Türk-İş yönetimi, kıdem tazminatını görüşmek üzere Başkanlar Kurulu’nu toplantıya çağırdı. Kıdem tazminatı gündemli toplantının ardından, başkanlar kurulunun bildirisi yayınlandı. Bildiride, göstermelik “işçilerin haklarına sahip çıkılacağı” vaadi ve eski kararlara uyulacağı iddiası yer aldı. Bunun dışında sınıfın gücünü açığa çıkarmak ve kararlılığını ortaya koymak adına hiçbir mücadele programı açıklanabilmiş değil. 

Türk-İş yönetiminin önerdiği ilk ‘eylem’, “kıdem tazminatında fona hayır” içerikli basın toplantılarının yapılması. Temsilciliklere yazı gönderen Türk-İş şefleri, 29 Haziran Pazartesi günü 81 ilde basın toplantısı düzenlenmesi için hazırlık yapılmasını istediler.

Sorumluluk öncü işçilere düşüyor

AKP-MHP rejimi kıdem tazminatını kılıfına uydurup gasp etmek için hareket geçmiş durumda. Türk-İş ağalarının saldırının püskürtülmesi için sınıfı mücadeleye çağırmaları imkansız. Bu ağa takımı muhtemelen iki şey yapacak: birincisi saraydaki efendilerine yalvarmak olacak. İkincisi, işçilerin öfkesini boşaltacak birtakım göstermelik eylemler yapacak, bildiriler yayınlayacak, duruma göre ‘keskin’ vaazlar verecekler. Bunun ötesine geçmek, düzene hizmet eden ağaların çapını aşar. Kaldı ki, bu ağa takımının sicili de rezilliklerle dolu. Sınıfın inisiyatifiyle gelişen her direnişin kırılmasında uğursuz rollerini oynadılar, oynamaya da hazırlar.

İş ağa takımına kalırsa, saldırıyı püskürtmek mümkün olmaz. Saldırının püskürtülmesi için sınıf devrimcileri başta olmak üzere, tüm ilerici-devrimci güçlere özel sorumluluklar düşüyor. Bununla birlikte işçi sınıfının biriken öfkesini bilinçli/hedefli eylemler sürecine dönüştürüp kıdem tazminatını savunmak, ancak öncü işçiler ile ilerici sendikacıların özel çabalarıyla mümkün olacaktır.