Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, aylarca süren kamu işçileri toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde ihanete imza atmış, hükümetin sefalet zammını kabul etmişti. Üstelik, imza töreninde açık kalan mikrofon Atalay’ı ele vermiş, “Uzasa işi karıştıracağız. En azından kapattım böyle” sözleri kayıtlara girmişti.
Bunun ardından yükselen tepkilere ilişkin çeşitli açıklamalar yapan Atalay, her defasında parçası olduğu sendikal bürokrasinin çürümüşlüğünü yeniden gösterdi. Öyle ki, 1 milyon 100 bin üyesi olan ve bu üyelerden düzenli aidat alan konfederasyonun başında bulunan Atalay, “greve çıkacak paralarının olmadığını” dahi söyleyerek, sendikaların bürokratlarca nasıl bir rant alanı olarak kullanıldığını açıkça ortaya koydu.
Atalay son röportajında da ihanet sözleşmesine tepki gösterenleri hedef aldı. Kendisine sahip çıktığını açıkça söyleyen Perinçek’in Aydınlık’ına konuşan Atalay, tepki gösterenleri “işçi olmamakla” ve “terörü destekleyen gruplar olmakla” suçladı.
Şovenizm soslu sözleriyle kendisini savunan Atalay, röportajında şunları söyledi:
“Türkiye ciddi bir ekonomik kriz içinde. Sözleşme böyle bir krizin içinde imzalanmış bir sözleşmedir. Bütün sektörlerde işçi çıkarmaların yaşandığı bir ortamda imzalanmıştır. İşçinin ekmek teknesini korumayı da düşündüğü koşullar söz konusudur. İşçiler bir yandan maaşlarına zam isterken diğer yandan ekmek teknelerini de korumayı esas almışlardır. Toplusözleşme görüşmeleri en az hasarla atlatılmıştır. İşçinin isteği doğrultusunda hareket edilmiştir. Sözleşme sonrasında beni hedef alanlar oldu. Hemen şunu belirteyim. Bana saldıranların yüzde 90’ı işçi değil. Onların asıl amaçları başka. Ben başından beri Türkiye’yi savunduğum için, Mehmetçiğin arkasında durduğum için beni hedef aldılar. Terörü destekleyen gruplar. Bunların saldırısı beni etkilemez.”