“Sinbo’da kazandık, Sinbo’larla kazanacağız!”

Sinbo’da TOMİS üyesi işçiler, ücretsiz izin saldırısına karşı başlattıkları direniş sonrasında izne çıkarıldıkları günden itibaren tüm haklarını geri alarak iş başı yaptılar. TOMİS fabrika önünde açıklama gerçekleştirdi.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 21 Aralık 2020
  • 17:05

Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) üyesi işçiler ücretsiz izin saldırısına karşı başlattıkları direniş sonrasında izne çıkarıldıkları günden itibaren tüm haklarını geri alarak bugün iş başı yaptılar.

TOMİS Sinbo önünde “Sinbo’da kazandık, Sinbo’larla kazanacağız” şiarıyla açıklama yapıldı. Mesainin bitiminde fabrika önünde pankart açılarak işçilere seslenildi. Kazanımla sonuçlanan direniş süreci işçilere anlatıldı. İşçiler örgütlenmeye çağırılırken bir yanda da direniş boyunca taraf olan devrimci-özgür basına teşekkür edildi.

“Ücretsiz izin işçilere karşı giyotin olarak kullanıldı”

İşten atma saldırısına karşı direnen işçilerin vardiya çıkışında işçilere seslenmesinin ardından basın açıklamasına geçildi. Açıklamayı, daha önce fabrikada işten atılan TOMİS üyesi Ömer Kocaman okudu. 

Ücretsiz izin saldırısının kapsamına değinilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Elbetteki sermayedarlar, 12 Eylül cuntasından beri hayalini kurdukları hakları bir çırpıda elde etmenin şevki ile sadece sömürüyü derinleştirmeyle sınırlı kalmayıp bu sömürü karşısında sesini çıkartan, hakkını arayan işçilerin başını vurmak için bir giyotin olarak kullandı. Sendikalaşma hakkını kullanan onlarca fabrikadan yüzlerce işçi ücretsiz izne çıkartıldı.”

“Haramidere’den direniş bayrağı yükselttik”

Sinbo’da TOMİS’in bir süredir örgütlenme faaliyeti yürüttüğü hatırlatılan açıklamada, örgütlü işçilerin de bu süreçte ücretsiz izin saldırısı ile karşı karşıya kaldığı belirtilerek şu vurgular yapıldı:

“Metal Fırtınası’nın mirası olan sendikamız, patronların ‘hak’, ‘hukuk’ sınırında tanımladıkları bu uygulamalara karşı işçi sınıfının hak ve meşruluğuna dayalı mücadele anlayışını kuşanarak ilk ücretsiz izin saldırısının başladığı (11 Eylül 2020) günden itibaren karşı koyuşunu gerçekleştirmiştir.

“Sermaye düzeninin işçi sınıfının toplamına ve Sinbo özelinde sendikal örgütlenmemize yönelik bu saldırısına karşı, TOMİS olarak Sinbo fabrikasının önünde direniş çadırımızı kurup sınıfımız adına Haramidere’den bir bayrak yükselttik. Bizi mağdur göstermeye çalışanlara ‘Mağdur değiliz, işçiyiz! Patronlar sınıfına karşı savaşıyoruz’ dedik. Patronların saldırısı çok yönlü idi, bizim direnişimiz de bu nedenle çok yönlü oldu.”

“Direniş ‘okul’ oldu”

Fabrika önünde başlayan direniş sürecinin tam anlamıyla okul olarak geçirildiği belirtilen açıklama şöyle devam etti:

“Çadırımızda oturup beklemedik. Bulduğumuz her fırsatta diğer direnişlerle, eylemlerle ve gündelik faaliyetlerimizle direnişimizi yaydık. Direnişimizi toplumumuzun diğer kesimleri ile buluşturduk. Salgının faturası biz işçi sınıfına kesilmeye çalışılırken en ağır bedeli ödeyen sağlık çalışanlarını unutmadık. Onların da sesi soluğu olmaya çalıştık. Direnişimizi her kesime ve düşünceye açtık. Bu sebepledir ki direniş çadırımız bir an olsun dayanışmacılardan, ziyaretçilerden ve dostlarından eksik kalmadı.”

“Kadın işçiler üzerindeki baskı ve sömürüye karşı direniş”

Sinbo direnişinin, kadın işçilerin yaşadığı sorunlara karşı mücadele çağrısı olduğu belirtilen açıklamada şunlar ifade edildi:

“Direnişimizin önemli yanlarından biri ise 3 direnişçi arkadaşımızın kadın işçilerden oluşuyor olmasıydı. Bu nedenle de direnişimiz aynı zamanda kadın işçiler üzerindeki çifte sömürüye, eşitsizliğe, tacize, tecavüze ve mobbinge karşı bir kadın işçilerin direnişi oldu. 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nde direniş çadırımızda Sinbo başta olmak üzere çalışma hayatında yer alan kadın işçilerin sorunlarını tartıştık ve tartıştırdık. Kadın işçilerin yaşadığı sorunları direnişçi arkadaşlarımızla birlikte kitlesel gerçekleşen kadın yürüyüşünde dile getirdik.”

Direniş süreci boyunca direnişin sesini taşımak için gösterilen çaba ifade edilirken Çalışma Bakanlığı müfettişlerinin sürece seyirci kalamadıkları belirtildi. 

Tüm işçi sınıfına örnek: “Ücretsiz izni geri çektirdik”

Direnişimiz ve mücadelemiz sonucunda milyonlarca işçiyi köleliğe boyun eğmek zorunda bırakan ücretsiz izin saldırısına karşı önemli bir mevzi elde ettik” vurgusu yapılan açıklamada “Sinbo fabrikasında ücretsiz izni geri çektirdik. Zaferimiz tüm işçi sınıfına armağan ve örnek olsun” denildi.

“Sinbo direnişimizin gösterdiği gibi işçi sınıfının kazanıma giden yolu ancak fiili-meşru mücadeleyi esas alan devrimci sınıf sendikacılığı ilke ve anlayışlarını kuşanmaktan” geçiyor denilen açıklamanın devamında ise şunlar ifade edildi:

“Armağan olsun, çünkü sermayenin bu kadar kapsamlı saldırıları karşısında ilk kazanımı elde ettik. Sinbo sermayesine geri adım attırdık. Örnek olsun, çünkü Sinbo direnişi ile sendikamızın tek başarısı işçilerin geri alınması değildir. Sinbo direnişi ile birlikte sendikamız, Sinbo işçilerinin bilinç ve örgütlülük düzeyini de olduğundan daha ileri bir düzeye çekmeyi başarmıştır. Bundan dolayıdır ki sürekli hak gaspları ile karşılaşan işçi sınıfımıza bir armağan, bu hak gaspları karşısında çıkış arayan milyonlara örnektir!”

“Yetkiyi yasalardan, patronlardan, bakanlıktan değil işçilerden alırız”

Açıklamanın devamında, TOMİS’in bugüne kadar maruz kaldığı baskı ve saldırılara dikkat çekildi. “Sendikamız ilk kurulduğu günden beri yok sayılmaya, hiçleştirilmeye çalışıldı” denilerek, şu ifadeler kullanıldı:

“Sendikamızın kuruluş aşamalarına, faaliyetlerine ve örgütlenme çalışmalarına hem sermayedarlar hem de onların işbirlikçi sendika ağaları takımı hep amansızca saldırdılar. Saldırganlıkları, kurdukları sömürü ve ihanet düzenini hedef aldığımız içindi. Ancak bizleri yıldıramadılar. Sonra da işçiler nezdinde itibarsızlaştırmaya giriştiler. ‘Yetkisiz’, ‘Küçük’, ‘Parasız’ gibi onlarca söylemle, mücadelemizi karalamaya ve gölgelemeye çalıştılar.

“En başından söylediğimiz gibi bizler yetkiyi yasalardan, patronlardan, bakanlıktan değil işçilerden alırız. Hele de işkolu ve işyeri barajı anayasaya dahi aykırı iken! Bizleri ‘küçük’ diye alaya alanlar oturup aynanın karşısında kendi hallerine gülsünler. Onlar kendi ‘büyük’lüklerine, bizimle kıyas edilemeyecek olanaklarına rağmen işçi sınıfının köleleştirilmesini ya elleri böğürlerinde bekliyorlar ya da göstermelik adımlarla fotoğraf kovalıyorlar.

“Sinbo’da gerçekleştirdiklerimiz; meselenin küçüklükle yahut büyüklükle alakalı olmadığını, sınıfın çıkarlarını esas alan sendikal anlayış ile kendi dar çıkarlarını esas alan bürokratik anlayış arasında olduğunu en net şekilde göstermiştir. Bu da devrimci sınıf sendikacılığı ile icazetçi/uzlaşmacı anlayış arasındaki farkı açıkça göstermektedir. Hala bu ağalar takımının sözlerine itibar edenler varsa, tabloya sadece göz ucu ile bakmaları bile yeterlidir.”

“İşçi sınıfı için tek yol fiili-meşru mücadele”

“İşçi sınıfımız ve metal işçileri bu süreci bu gözle yeniden değerlendirmelidir” denilen açıklama, şu vurguyla son buldu:

“Sinbo direnişimizin gösterdiği gibi işçi sınıfının kazanıma giden yolu ancak fiili-meşru mücadeleyi esas alan devrimci sınıf sendikacılığı ilke ve anlayışlarını kuşanmaktan geçmektedir. Bugün Sinbo işçileri bu anlayışla bütünleştiği için kazandı. Eskimiş, köhnemiş sendikal anlayışların işçi sınıfını bu cendereden kurtaramayacağı açıktır. Eğer metal işçileri ve işçi sınıfı bu cendereden kurtulmak istiyorsa, bulundukları her yerde fiili-meşru mücadeleye dayanan devrimci sınıf sendikacılığı anlayış ve ilkelerini benimsemelidir. Bu doğrultuda harekete geçmeli, mücadeleyi büyütmelidir.”

Basın açıklamasının okunmasının ardından direniş alanının hiç boş bırakılmadığına vurgu yapılarak teşekkür edildi. Direniş boyunca gerçekleştirilen “Direniş Okulları” ve direnen işçilerin katıldığı eylemler aktarıldı. Direnişe destek olan kitle, sınıf ve siyasal örgütler aktarılarak “devrimci basına” da teşekkür edilerek “Birleşe birleşe kazandık” denildi.

“Daha fazla kazanım için daha fazlasını yapmamız gerekiyor” vurgusu yapılan açıklama, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” denilerek bitirildi.

Açıklama boyunca “Direne direne kazandık!”, “Birleşe birleşe kazandık!”, “Kadın erkek el ele örgütlü mücadeleye!”, “Genel grev, genel direniş!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganları atıldı. 

Kızıl Bayrak / İstanbul

Videoyu görüntüleyemiyorsanız buradan da izleyebilirsiniz...