TÜPRAŞ işçileri günlerdir ek zam taleplerini eylemlerle dile getiriyor. İşçiler, TÜPRAŞ sermayesinin %9,6’lık zammına karşı dört rafinede birden eylem gerçekleştirdi. %1034 net karını açıklayan ama işçisine gelince zam vermekten kaçınan TÜPRAŞ sermayesine karşı ses yükseltildi. 4 bin 500 işçinin kararı ile yapılan eylemler, hiçbir kazanım elde edilmeden sendika şube ve merkez yönetimlerinin kararı ile bitirilince işçilerin tepkisi sendika bürokratlarına yöneldi.
Petrokimya İşçileri Birliği, gelişmeler üzerine yaptığı çağrıda şunları dedi:
“TÜPRAŞ işçisinin talepleri karşılanmadı, sendika yöneticileri insan kaynakları gibi eylemi bitirmeye çalışıyor ve işçileri tehdit ediyor!
Taleplerimiz karşılandı mı da eylemi bitireceğiz? TÜPRAŞ işçisi, yıllardır geriye doğru gidişe karşı tepki koydu ve bu yola çıktı. Yoksa sendika bürokratları zaten % 9,6’yı kutlamaya kalkmıştı. Şimdi de aynı tavırla oldu bittiye getirmeye çalışıyorlar. İşçiye sormadan adım atmanın ne demek olduğunu ek zam eylemlerini sürdürdüğümüzde anlamamış olacaklar ki aynı tavırla işçinin karşısına çıkıp “yetki bende ben ne dersem o olur” demeye cesaret gösterebiliyorlar. KOÇ holdingin İK’sı gibi hareket ediyorlar, bu en çok da sermayeye yarıyor.
TÜPRAŞ işçisi arkadaş, toparlan!
Sendika bürokratları sattıysa izin verme, eylemlerin dozajını arttırarak sürdür! İnsanca yaşam ve çalışma koşulları çok açık ki sadece tabandan işçinin eylemiyle mümkün! Sendika yöneticileri ise ya işçinin yanında duracak ya da o koltukları meşgul etmeyecek! Eylemi sürdürdüğümüz zaman saflar belli olacak dost da düşman da yerini bilecek!”
“Bana yetkiyi verdiniz ben de istediğimi yaparım” diyen Petrol-İş Aliağa şube başkanı da gün boyunca ortalarda bulunamayan, telefonlara çıkmayan Petrol-İş Kocaeli Şube başkanı da mücadeleyi değil patronun işine gelene boyun eğmeyi seçti. Petrokimya İşçileri Birliği şu paylaşımı yaptı:
“ ‘Kurumlar Arası Güven’e değil, işçinin sendikaya, mücadeleye, ek zamma ihtiyacı var! İşte bu sermaye ile uzlaşma tutumudur, mücadeleye ve işçiye inançsızlıktır, Süleyman Akyüz’ün hep diline doladığı 'önce müzakerecilik sonra mücadele' anlayışının sonucudur! Bu anlayıştan bugüne kadar tek bir işçi bir şey kazanamadı. TÜPRAŞ’ta üç senelik sözleşme dayatıldı, sonra çözeceğiz denildi. Dört rafineride çok sayıda işçi atıldı, yapacak bir şey yok deyip eylemler bitirildi. Hep TÜPRAŞ işçisine sefalet dayatıldı, bir sürü hakkı gasp edildi bu sırada sendika yönetimleri “yapacak bir şey yok” dedi ve işçiler dağıldı…
TÜPRAŞ işçisi arkadaşlar, artık bu yapılamazları kenara bırakalım. Ne zaman ayağa kalksak aşağı çekiştiren sendika bürokratlarının çizdiği çizgiyi kabul etmeyelim. Ya mücadele edeceğiz ya da TÜPRAŞ’ın önümüze yeni saldırılarla gelmesini bekleyeceğiz. Artık daha kararlı, daha cesaretli, tabandan birliğini sağlamlaştıran, mücadeleci bir anlayışla hareket etmemiz şarttır! Tereddüt yenilgiye, mücadele zafere götürür!”