Elektrik faturalarından TRT payı ve Enerji Fonu kesintilerinin kaldırılacağı saray rejiminin şefi tarafından “müjde” olarak açıklandı. Oysa bu açıklama, ek bedeller ve yeni zamlarla kabartılan faturalarda çok ufak bir kısıma denk düşüyor.
Faturalarda, ülkedeki nüfus ve elektrik tüketiminin artışına istinaden “altyapı ihtiyacı” için “elektrik enerji fonu” için ücret alınıyordu. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nun giderlerinin karşılanabilmesi için de “TRT katkı payı” isimli bir bedel yer alıyordu. Yıllardır tepkilere de konu olan TRT katkı payı, elektrik haricindeki faturalarda bulunmuyordu.
Elektrik faturalarında gerçekleşecek yeni düzenlemeyle bu iki kalemden ücret alınmayacağı açıklansa da, bu ücret faturanın çok küçük bir kısmına denk düşüyor. Elektrik tüketimi üzerindeki vergiler, faturanın yüzde 21’ine denk gelirken en büyük pay ise “Dağıtım bedeli” ve KDV’ye aittir. Bir elektrik faturasının yüzde 2’si TRT Payı, 0,7’si Enerji Fonu’na aittir.
100 liralık elektrikten 191 liraya çıkan faturadan yüzde 1,65 indirim olacak!
Elektrik Mühendisleri Odası’nın (EMO) geçtiğimiz yıl ortaya koyduğu verilere göre tüketilen elektrik enerjisine ek olarak faturada, Aktif Elektrik Bedeli’nin %54’ü Dağıtım bedeli olarak, %2’si TRT Payı olarak, %1’i Enerji Fonu olarak, %5’i Elektrik ve havagazı tüketim vergisi olarak; tüm kalemlerin hepsinin toplamının %18’i de KDV olarak, elektrik faturalarına, eklenmektedir. EMO’nun aynı açıklamasına göre, 100 TL’lik elektrik harcamasına ek olarak:
“54,00 TL işletme giderinin de içinde olduğu dağıtım bedeli, 2,00 TL TRT payı, 1,00 TL Enerji Fonu, 5,00 TL Elektrik ve havagazı tüketim vergisi, 29,16 TL de KDV olmak üzere toplam 191,16 TL olarak karşımıza çıkmaktadır. Yani dağıtım şirketlerinin kârıyla birlikte 100,00 TL lik bir faturanın %91,16 fazlasını, vatandaş olarak, ödemek zorunda bırakılıyoruz.”
Artan hayat pahalılığı ve zam furyası altında işçi ve emekçilerin alım gücü azalıyor. AKP-MHP iktidarı ekonomik krizin faturasını emekçilerin sırtına yüklemeye devam ediyor. Krizden çıkış yolu olarak kullanılan her yöntem emekçilerin yaşam koşullarının zorlaşması ile sonuçlanıyor. Faturaları arttıran dağıtım bedelleri sermayeye müjde olurken, işçi-emekçilere daha fazla sefalet anlamına geliyor. İki kata yakın fazla fatura ödeyen emekçilere, AKP şefi Erdoğan’ın müjdesi ise yüzde 1,65’lik “indirim” yapmak oluyor.