MESS’in son teklifinin elbette kabul edilecek bir yanı yoktur. Düşen alım gücümüzü telafi etmekten fersah fersah uzaktır.
Her şey bir yana teklif edilen yüzde 60 gerçek enflasyonun çok altında bir orandır. Ayrıca MESS 3 yıllık sözleşme, ikramiyelerin hesaplanmasında değişiklik ve özel sağlık sigortasının iptali dayatmalarını sürdürmektedir. Buna rağmen bazı işçi arkadaşlarımız “yüzde 60’a çıktılar, 70-80’e çıksınlar bu iş bitsin” diyebilmektedir. Oysa yoksulluk sınırının 50 bin lira olduğu bir dönemde yüzde 70-80’lik bir artış metal işçisinin sefalete mahkûm olması demektir. Üstelik kamu zamlarına bakıldığı zaman bu rakam yükselecek enflasyona karşı metal işçisini tamamen korumasız bırakır. Yüzde 35’lik teklif geldiğinde bunun MESS’in gerçek teklifi olmadığını söylemiştik. Şimdi ise MESS baştan beri düşündüğü ücret zammını ortaya koymuş oldu. Fazlasını verebilir mi? Elbette ki verebilir. Metal patronlarının %400'leri aşan kâr rekorları kırdığı bir dönemde MESS’in vereceğinin en fazlası, kârdan zarar olacaktır. Metal işçileri bu gerçekliği bilerek sözleşmeye yaklaşmalıdır.
Her zaman diyoruz, bu sözleşmenin nasıl sonuçlanacağı belirleyen en önemli faktör tarafların güç durumudur. MESS ücret teklifini yüzde 35’ten 60’a çıkarması elbette kendi planının bir parçasıydı, yıllardır tekrarlanan senaryoya uygundu. Ancak mevcut ekonomik koşullar, metal işçisinde biriken öfke ve tepki, sendikal bürokrasiyi ve MESS’i baskılamaktadır. Metal işçisinin beklentilerine rağmen adım atmalarını zora sokmaktadır. Son görüşme bunun yeni bir örneği durumundadır.
Psikolojik üstünlük biz metal işçilerindedir. Bizim ise bu mücadelede iki önemli zayıflığımız var. Biri taban örgütlenmelerinden mahrum oluşumuz diğeri ise sendikalarımızın mevcut durumudur. Bu yüzden yapmamız gereken bir yandan her fabrikada sendikalardan bağımsız komiteler inşa etme çabasını sürdürmek öte yandan ise sendikal bürokrasinin her türlü satışına karşı uyanık olmak. Onlar üzerindeki basıncımızı sürdürmektir.
-Her bir fabrikada komitelerin ve fabrikalar arası koordinasyonun oluşumu çabalarına hız verilmelidir.
-Sürekli temsilcilere gidilerek yoksulluk sınırın altında bir ücreti kabul etmeyeceğimiz döne döne anlatılmalıdır. Grev kararlarının hızla asılması, gerçek bir grev hazırlığına girilmesi için basınç uygulanmalıdır.
-Görüşmelerin internetten canlı yayınlanması istenmeli, işçiye referandum yolu ile sorulmadan imzalanan her türlü anlaşmanın ihanet manasına geleceği konusunda net olunmalıdır.
-Gerçekleşen her eyleme katılınmalı, sendikalar daha güçlü, üretime dokunan eylemler düzenlenmesi için zorlanmalıdır. Bu eylemlerde gerçek taleplerimizin dile getirilmesi için çaba gösterilmelidir.
Metal İşçileri Birliği
5 Ocak 2024