İşçi-Emekçi Mitingi coşkuyla gerçekleştirildi

Çeşitli iş kollarında çalışan onlarca işçi, "Emeğimiz ve Özgürlüğümüz için İşçi-Emekçi Mitingi"nde buluşarak taleplerini haykırıyor…

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 24 Ekim 2021
  • 14:30

Emeğimiz ve Özgürlüğümüz için İşçi-Emekçi Mitingi Kartal Meydan’da gerçekleştirildi. Çeşitli iş kollarında çalışan işçi ve emekçiler, sendikalar ve devrimci-ileri güçler Savarona Caddesi Anıt Park önünde toplandı. Kortejlerin oluşturulmasının ardından miting alanına doğru yürüyüş başladı.

***

Kortejler halinde gerçekleştirilen yürüyüşün ardından miting alanına gelindi. Mitingi örgütleyen bileşenler adına basın açıklaması okundu. Açıklamada pandemi döneminde artan hak gasplarına değinilerek şu ifadelere yer verildi:

“’İşten atmak yasaklandı’ dendi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin pandemi sürecinde Kısa Çalışma Ödeneği, Ücretsiz İzin ve İşsizlik Ödeneği’nden 8 milyon kişiye ödeme yapıldığını açıkladı. ‘İşten atmak yasaklandı’ dendi. Madde 25/2’den (Kod 29) işten atılanların oranı %70 arttı. Pandemi döneminde günde ortalama 500 işçi Kod 29’la işten atıldı. Nasıl ki KHK’larla yüzbinlerce kamu emekçisi fişlenip, sosyal ölüme terk edildiyse yüzbinlerce işçi-emekçi de Kod 29’la fişlendi.

Kod 29’a karşı verilen mücadeleler sonucunda “Kod 29’u kaldırdık” demek zorunda kaldılar. Ancak farklı kodlar vererek Madde 25/2’yle işten atmalar devam ediyor. İşten atma yasağının bitmesiyle pek çok iş yerinde toplu işten atmalar devam ediyor. TÜİK işsizlik oranlarının düştüğünü iddia ederken gerçekte işsizlik oranı üç yılda 11 puan arttı.”

Keyfi yasaklara karşı fiili-meşru direniş

Açıklamanın devamında yeterli önlemler alınmadığı için artan iş cinayetlerine, EYT’lilerin uğradığı hak gasplarına, atık kağıt işçilerinin karşı karşıya olduğu saldırılara, taşeron çalışmaya, kışkırtılan mülteci düşmanlığına, kadın işçilerin maruz kaldığı taciz, mobbing ve ağır çalışma koşullarına değinildi.

Tüm saldırılar karşısında sendikalaşma eğilimindeki artışa dikkat çekilen açıklamada süren direnişler sıralandı. Direnişçi işçilerin keyfi yasak ve engellemelere rağmen kararlılıkla mücadele ettiği vurgulanarak açıklamaya şu şekilde devam edildi:

“Nasıl ki 1 Mayıs’ta pandemi önlemi adı altında dayatılan keyfi yasaklar fiili-meşru mücadeleyle boşa düşürüldüyse aynı kararlılık devam ediyor. Sinbo Direnişçileri Kod 29’un kaldırılması talebi ile Ankara’ya yürüdüler. Her gün karşılarına çıkan polise “Biz meşruyuz, asıl siz suçlusunuz, dağılın!” seslenişleri hala hepimizin kulaklarında. Migros Direnişçileri’nin ‘Bizden çaldıklarınızı geri alacağız! Korkmuyoruz yine geleceğiz!’ seslenişini unutmuyoruz. Coşkumuzu, maden işçilerinin haklı ve meşru mücadelelerinden aldıkları güçle önlerine çıkan jandarmaya ‘Öyle mi alay komutanı!’ seslenişinden alıyoruz.”

“Sermayenin karşısında örgütlü bir sınıf olarak durmalıyız”

 Sermayenin karşısında örgütlü bir sınıf olmanın önemine vurgu yapan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Mitingimiz bu mücadelede önemli bir adım. Şimdi buradaki kararlılığı, mücadele kıvılcımını fabrikalarda, sanayi havzalarında ve hayatın olduğu her yerde baskı ve sömürüye karşı yangına dönüştürme zamanıdır. Emeğimizi çalan, haklarımızı gasp eden sermayenin ve onun temsilciliğini yapanların karşısına örgütlü bir sınıf olarak daha güçlü çıkmak için attığımız bu adımı büyütme zamanıdır. Fabrikalarımızda, işyerlerimizde yan yana gelme, taban örgütlerimizi kurma zamanıdır. Bizlerin örgütsüzlüğünden faydalanan kapitalistlerin, iktidarın ve tüm kurumlarının sefil çıkarları için insanlığa dayattığı yıkımlara karşı sınıfımızın gücünü gösterme zamanıdır.”

Açıklamanın sonunda sömürü, baskı, kölelik üzerine kurulu olan düzene karşı atılan bu adımı güçlendirme çağrısı yapılarak talepler şu şekilde sıralandı:

-Madde 25/2 (Kod 29) Kaldırılsın!

-Herkese İş ve Gelir Güvencesi Sağlansın!

-Taşeron Çalışmak Yasaklansın!

-İş Yerlerinde Taciz, Baskı, Mobbing Son Bulsun!

-KHK’lar İptal Edilsin!

-Sendikal Örgütlenmenin Önündeki Engeller Kaldırılsın!

Sinbo direnişçisi: “Gelecek mutlak işçi sınıfının olacak!

Ortak metnin okunmasının ardından kürsü direnişçi işçilere bırakıldı. İlk sözü alan TOMİS üyesi Sinbo direnişçisi Dilbent Türker, süren Metal Grup Toplu İş Sözleşmesi sürecine değinerek şunları vurguladı:

“Biliyoruz ki Grup TİS’’de elde edilecek kazanımlar Toplu ve tekil iş sözleşmesi yapılan her fabrikayı, her işkolunu, sendikasız işçi ve emekçileri doğrudan etkiliyor. Ne yazık ki metal patronlarının karşısında sendika ağaları yer alıyorlar. Kapalı kapılar ardında görüşmeler yaparak Grup TİS kapsamındaki işçi kardeşlerimizin bilincini bulandırarak süreci tamamlamaya çalışıyorlar. Bu duruma son verecek tabandan birliğini kuracak işçilerdir. Başta Grup TİS kapsamındaki fabrikalar olmak üzere her yer de söz yetki karar hakkının gerçek anlamda işçilerde olduğu, fiili- meşru mücadele hattının hayat bulduğu bir süreci birlikte örgütlemek hepimizin görevidir”

Türker, asgari ücret görüşmelerinin de yaklaştığını hatırlatarak “İşçilerin temsil edilmediği görüşmelerle milyonların alacağı ücreti belirliyorlar. Bizler bu orta oyununu bozmalıyız” dedi. Devamında işçi sınıfının şanlı tarihine değinen Türker “gelecek mutlak işçi sınıfının olacak” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

CarrefourSA direnişçisi: “Direne direne kazanacağız”

Türker’in ardından CarrefourSA direnişçisi Gülbin Demirel söz aldı ve direnişe başlama sürecini anlattı. Demirel şunları ifade etti:

“Bugün yapmak istedikleri şey bizleri asgari ücrete mahkum etmektir. Bugün direnişteyiz, pandemi sürecinde sağlık emekçilerinden sonra market sektörü en fazla etkilenmiştir. Bugün aramızda çok sayıda işçi var. Market, kağıt işçileri, haksız yere işten atılan işçiler var. Bugün direnişimizin 37. Günü. Direnişimiz bugün son bulmayacak. Ağır çalışma koşullarına karşı direniyor ve mücadele ediyoruz.”

“Kadınlar olarak direniyoruz” diyen Demirel konuşmasında “Yaşamlarımızdan vazgeçmeyeceğiz” vurgusu yaptı.

Neotrend direnişçisi: “Biz korkmayız, biz işçiyiz!”

Neotrend direnişçisi Mehmet Bilal Doğan da miting kürsüsünde söz aldı ve konuşmasında direniş vurgusu yaptı. Doğan konuşmasında polisin işçileri korkutmaya çalıştığını vurguladı ve şunları ifade etti:

“Tekstil işçileri örgütlenmediği zaman sömürü artıyor. Son dönemde Kod 29’a sığınıyorlar. Biz korkmuyoruz. 125 gündür haklarımız için direniyoruz. Haklarımızı alana kadar direneceğiz haklıyız kazanacağız”

SML Etiket direnişçisi: “Kadın işçiler mücadelede ön saflara!”

Ardından SML Etiket’te 136 gün boyunca keyfi işten atmalara ve sendika düşmanlığına karşı direnen Seçil Arı söz alarak kadın işçilerin yaşadığı katmerli sorunlara değindi. Arı kadın işçilerin mücadelede en ön saflarda olması gerektiğinin altını çizerek şu ifadeleri kullandı:

“Biz kadınlar işyerlerinde, fabrikalarda, sokakta mücadelenin her alanında olmayız. Nasıl ki İstanbul Sözleşmesi’nin iptaline karşı sokaklara çıktıysak çifte sömürüye, işyerlerinde karşı karşıya kaldığımız taciz, baskı, mobbinge karşı da sokaklara çıkmalı, mücadele etmeliyiz. İşyerlerimizde komitelerimizi kurmalı, kadın işçilere yönelik saldırılara karşı taleplerimiz için birlik olmalıyız. Biz işçi kadınlara yönelik saldırılar işçi sınıfına yönelik saldırıların bir parçası. Bu sebeple yaşadığımız sorunlara karşı işyerlerimizde erkek sınıf kardeşlerimizle birlikte mücadele etmeliyiz.”

Seçil Arı 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde kadın cinayetlerine, kadına yönelik şiddete, işyerlerinde taciz, baskı, mobbinge karşı güçlü bir şekilde sokaklarda olmak gerektiğini hatırlatarak “Bundan sonra da hem kazanılmış haklarımızı korumak hem de yeni haklar kazanmak için örgütlenmek, mücadele etmek biz kadın işçilerin tek seçeneği” dedi.

İGEKATDER: İşte sizin düzeniniz bu!”

İstanbul Geri Dönüşüme Katkı Derneği (İGEKATDER) Başkanı Mesut Aygün de miting kürsüsünde söz aldı. Aygün konuşmasında şunları söyledi:

“Sokaklardan geliyoruz! Kirin pasın, pis kokuların çöplerin arasından ekmeğini onuruyla kazananlar olarak aranızdayız! Artık yapacak başka bir işi olmayanların yaptığı işi meslek edinenler olarak buradayız! Derdimiz var! Kavgamız var! Sağlığımızı, yaşamımızı tehlikeye atarak, yeni bir gelecek hayalini aradığımız çöplere göz koydu sermayedarlar…

Her gün çekçeklerimiz alınarak, çalışma hakkı tanınmayarak açlığa, sefalete ve yoksulluğa sürükleniyoruz. Müslümanlığıyla övünen iktidar, her gün milyonlarca insanın aç kalmasını sağlıyor. İşte sizin düzeniniz bu!”

Alba Plastik direnişçileri: “Bu daha başlangıç mücadeleye devam!”

Alba Plastik direnişçileri adına Ender Konda da bir konuşma yaptı. Direniş sürecini özetleyen Konda şunları ifade etti:

“Direnişimizin 69. gününde buradayız. İki ayı aşkındır kadın düşmanı, işçi düşmanı, sendika düşmanı yönetime karşı direniyoruz. Biz tüm bunları yaşarken üyesi olduğumuz sendikamız Petrol İş yönetimi sessiz kaldı, görüp de görmezlikten geldi. Saraylarda pozlar verirlerken Alba direnişinin yolunu bir türlü bulamadılar. Sahiplenme çağrılarımız yanıtsız kaldı. Yetki olmayan yerde bir şey yapmayız dediler. Ama yetki almak için üyelik çalışmaları yapan işçileri de yalnız bıraktılar. Önemli bir mücadele deneyimi olan Flormar direnişinde yetki alamamalarını, bu direnişin kendilerine 2 milyon liraya mal olmasını söyleyip kişi ve maliyet hesabı ile kendilerini aklamaya çalıştılar. Sizden hiçbir maddi beklentimiz yok, bir şapka bir önlük istiyoruz işçi arkadaşlarımız sendikanın varlığını hissetsin yeter dedik, yanaşmadılar. Bu direniş önemlidir diyen şube yöneticileri de basiretsiz kaldılar, kendi kişisel kaygıları ile davrandılar. Petrol İş'in yöneticileri, temsilcileri, üyeleri ile görüştük; fabrika fabrika işçi kardeşlerimize sesimizi taşıdık. Direnişimiz sendika hakkını savunma, keyfi işten atmalara boyun eğmeme, tacize sessiz kalmama çağrısıdır. Direnişimiz sendikaların hantal, bürokratik tablosuna rağmen sendikal mücadeleye sahip çıkma, sendikal bürokrasiden hesap sorma, mücadeleci bir sendikal çizgi yaratmak için seferber olma çağrısıdır.”

Sendikal bürokrasiye karşı tabandan mücadelenin öneminin altını çizen Alba direnişçisi “Bu daha başlangıç mücadeleye devam!” dedi.

KHK’lılar: “KHK'lar gidecek biz kalacağız!”

KHK’lılar adına yapılan konuşmada ise şunlar ifade edildi:

“Sadece işimizden ihraç edilmedik, yüzlerce insani hakkımız yok sayıldı. KHL’lar devlet eliyle işlenen hukuksuzluk, siyasi işkencedir. Bize kader tayin eden, ağaç kökü yeyin diyenlerden adalet talep etmektense direndik, mücadele ettik”

KHK’lılar Platformu’nun kurulma sürecinin anlatıldığı konuşmada talepler sıralandı.

Kayı İnşaat işçileri: “Bu binaları biz yaptık”

Kayı İnşaat işçileri süreçlerini anlattı ve inşaat işçilerine seslenerek şunları söyledi:

“Bu binaları biz yaptık ama hak işçilere geldi mi kapatıp gidiyorlar. Korkmayın İnşaat Sen’e üye olun haklarımızı beraber arayalım.”

Bakırköy Belediye işçileri: “Dünya yerinden oynar, işçiler birlik olsa”

Bakırköy Belediye işçileri adına söz alan Nazife Toprak DİSK Genel İş Sendikası adına kitleyi selamlayarak konuşmasına başladı. Direniş sürecini anlatan Toprak sendikal haklarının gasp edildiğini ifade etti. 2018 yılından bu yana hak mücadelesi yürüttüklerini belirten Toprak 2 kişinin Kod-29 ile işlerinden edildiğini belirtti. Sendikadan istifa ettirildiğini söyleyen Toprak, işçilere baskı yapıldığını vurguladı.

Toprak şunları ifade etti:

“Bunların hepsi haktan, hukuktan bahseden sosyal demokrat olduğunu söyleyen Bakırköy Belediyesi’nde yaşandı. Ben bir arkadaşım daha sendikal faaliyet nedeniyle işten atıldık. Süreçte olumlu bir adım kaydedemedik. Bakırköy Meydanı’nda 62 gündür direniyoruz.”

Miting alanındaki birlikteliğin umut verdiğini ifade eden Toprak “Yaşasın işçi sınıfı ve işçi sınıfının dayanışması” dedi.

Bayrampaşa Belediye işçileri: “Haklarımızı savunduk”

Bayrampaşa Belediye işçileri adına İzzet Akan konuşma yaptı. İşten atılma sürecini anlattı ve dayanışma çağrısı yaptı. Akan şunları ifade etti:

“Her seçimde söz verdiler her seçimde kadro sözü verdiler. Bizi açlıkla kölelikle terbiye etmeye çalışıyorlar. Sözde taşeronu bitirecektiler. Hep yalan söylediler. Hep haklarımızı çaldılar.”

“Ben çocuklarımın yüzüne bakamıyorum ama saraydaki sefa sürüyor” diyen Akan hesap sorma çağrısı yaptı.

***

Mitinge katılan üniversite öğrencileri kürsüden selamlanarak “Berke’ye, Perit’e özgürlük” sloganları atıldı.

Direnişçilerin söz aldığı kürsünün ardından müzik dinletisi yapıldı. Coşkulu çekilen halayların ardından miting sona erdi.

Mitingi örgütleyen kurumlar:

4. Vardiya İşçi Dayanışması, Alba Plastik Direnişçileri, Avukat Dayanışması, Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP), Bakırköy Belediye Direnişçileri, Bayrampaşa Belediye Direnişçisi, Birleşik İşçi Kurultayı (BİK), Carrefour Direnişçisi, Devrimci Hareket, Devrimci Parti, Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV TEKSTİL), Devrimci Turizm-İş Sendikası (DEV-TURİZM İŞ) Marmara Bölge Şubesi, Dostluk ve Kültür Derneği (DKDER), Ekmek ve Onur, Emeğin Gücü Derneği, Emek ve Adalet Platformu, Emekçi Hareket Partisi (EHP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Genç İşçi Derneği (GİDER), İnşaat Emekçileri Sendikası (İNŞAAT-SEN), İstanbul KHK'lılar Platformu, İşçi Hareketi Koordinasyonu, İşçi Kadın Meclisleri, İşçi Temsilcileri Konseyi (İTK), İşçinin Kendi Partisi (İKEP), Kaldıraç, Kırmızı Gazete Mağaza Market İşçileri Sendikası (MAĞAZA MARKET-SEN), Mücadele Birliği, Neo-Trend Tekstil Direnişçileri, Proleter Devrimci Duruş (PDD), Sinbo Direnişçisi, SML Etiket Direnişçisi, Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP), Sosyalist Kadın Hareketi (SKH), Tekstil İşçileri Sendikası (TEKSTİL-İŞ SENDİKASI), Tur Assist Direnişçisi, Turizm, Eğlence ve Hizmet İşçileri Sendikası (TEHİS), Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS), Yeni Demokrat Gençlik (YDG)

Kızıl Bayrak / İstanbul