İpleri elimize almalıyız!
Merhaba arkadaşlar, sözleşme süreci geldi kapıya dayandı ama sendikacıların ne yapacakları/ yapmayacakları belli değil. Taslak normal şartlarda bize sunulmuş olmalıydı. 2 ay sonra sözleşme başlıyor. Daha taslağı açıklamadılar!
Geçen sözleşmede taslağı oluşturabilmek için mecburen bize anket yaptırdılar. Metal Fırtına sonrası sıkıntı yaşadılar. Ama şimdi birçok arkadaşımız işten atıldı veya anlaşmalı çıkartıldı. Şimdiki sözleşmeyi biraz daha alttan alıyorlar. Bana nabız ölçüyorlar gibi geldi. Sendikacılar yeni yeni geziyorlar. Bizim bölüme de geldiler, o gün yoğun çalışıyorum diye birşey diyemedim. Yoksa söyleyecektim taslak neden açıklanmadı diye.
Arkadaşlar sorular sormalı, bizlere lazım olanları istemeliyiz. Bunları başıboş bırakmanın acısını yıllarca çektik. Ancak Metal Fırtına zamanı gördük ki ipleri kendi elimize almalı, öyle hareket etmeliyiz. Yoksa bunlar bizleri satmaya yeminli, demedi demeyin.
Ford Otosan işçisi
İhtiyacımız olanı almak...
Şu anda Sapanca Federal Mogul Fabrikası’nda işten çıkarmalar yaşanıyor. Haftada ortalama 10-15 kişi işten atılmaya devam ediyor. Bu duruma karşı TM hiçbir şey yapmıyor, yapmaz da zaten. Onlar hazırlıyorlar listeleri. Sözleşme sürecinde işçiden yana sorun çıksın istemiyorlar.
Ancak başaramayacaklar, biz taleplerimizden vazgeçmeyeceğiz. Bizim öne çıkan taleplerimiz şöyle: Tamamlayıcı sigorta işçinin bakmakla yükümlü olduğu herkesi kapsamalı, saat ücretlerine en az %20 +5 puan net iyileştirme, bayram paraları 1000 TL, mesailer resmi tatillerde %200, erzak yardımı 750 TL. Bunlar bizlerin asgari talepleri.
Talepler bitmez. Ama “ne de olmasa bunlar bize zam alır” ve “sendika yapsın” gibi beklentilerin içine girmemek lazım. İhtiyacımız olanları almak için sürece müdahil olmamız gerekli.
Sapanca Federal Mogul işçisi
“Yine başa döndük!”
Yeni bir sözleşme dönemi başladı. Biz sıkıştırmaya başladık sendikacıları ve tepkimizi koymaya çalışıyoruz. TM anket yaparak isteklerimizi mi anlamaya çalışıyor, yoksa bizim kimliğimizin profilini mi çıkartıyor pek anlayamadık. Geniş bir soru ağı vardı, çoluk-çocuk her türlü bilgi sorulmuştu. Bir önceki sözleşmeye kötü demiyorlardı, ama gördük ki ekonomik süreç aldığımız zammın hepsini eritti bitirdi. Yine başa döndük.
Mako işçisi
“TM tek bilgi vermiyor!”
Reno’da üretim son hız devam ediyor. Burada kriz bahane öyle bir şey yok. BJA üretiminde robot programlamasından kaynaklı arızalar oluyor. Mesaili çalışılıyor. Emekli olup sözleşmeli çalışan işçilerin sözleşmeleri 2 ay daha uzatıldı. İşler yorucu olduğu için mesaiye kalmak istemiyoruz ve sözleşmenin başlamasına da iki ay kaldı. Sözleşme için TM tek bilgi vermiyor. Belli değil deyip geçiştiriyorlar.
Reno İşçisi
Sözleşme dönemi yaklaştıkça üretimde baskılar artıyor!
HEMA endüstri Türkiye’nin en büyük yan sanayi talaşlı imalat fabrikası. Ve tüm fabrikalarda olduğu gibi bizim fabrikada da krizle ilgili çok dedikodu var. Dedikoduları bir kenara bırakalım, fabrikanın gerçekleri ortada. Bizim fabrikada kriz bahanesiyle işçi çıkarmaları oluyor. Her hafta parça parça işçi çıkarmaları oluyor. Ama bir yandan da fabrikalara trilyonlarca değerde sıfır CNC makinalar alınıyor. Fabrikada robotlu üretim yaygınlaştırılıyor.
Para yoksa bu yatırımların kaynağı nerden geliyor? Evet kimi fabrikada, kimi bölümlerinde daralma var ama kimi bölümlerde de iş yoğunlaşması var. İşten çıkarılan işçiler yarı paraya hemen geri çağrılıyor. Üretimde ise müthiş bir baskı var. Bizlerin üzerindeki iş yükü arttırılıyor. “Hadi hadi”lerin arkası kesilmiyor, sayılar arttırılıyor.
Sudan sebeplerle şimdi daha sık tutanaklar tutuluyor. İşçiler tazminatsız işten atılmaya çalışılıyor. Bu seneki sözleşmeye kriz ve işten atma sopasını da kullanarak büyük baskı ile hazırlanıyorlar. Sendikadan sözleşmede bizim adımıza bir şey yapmasını beklemiyoruz. Çünkü fabrikada yaşanan sorunlara bile sesini çıkarmayan sendika, biz işçilerin hakkını da savunamaz.
Çerkezköy HEMA’dan bir işçi
Üretim baskısından nefes dahi alamıyoruz!
Beylikdüzü’den taşınan elektronik bölümünde çalışan bir işçiyim. Daha önce İstanbul’da da üretim baskısı vardı. Bizler daha oradakine zar zor katlanırken, Çerkezköy’de kurulan yeni fabrikada tam otomasyon sistemle birlikte üretimdeki baskı daha da artmış durumda. Dayanılacak gibi değil. Yatırım yapıp kurdukları otomatik sistemler bizim işimizi kolaylaştırmak için değil sadece. Asıl amaçları biz işçileri daha fazlaca sömürmek. Bizler, bantlarda 1000 adeti zar-zor çıkarırken önümüze 2500 adetlik hedefler konuluyor ve bu sayıları yakalamaya zorlanıyoruz. Aralıksız zorunlu mesailere bırakılıyoruz. Arçelik’te çalışma ortamına kuralsızlık ve kölelik hâkim kılınmak isteniyor. Bu kadar çalışmamıza rağmen aldığımız para hiçbir şey. Geçen dönem alınan zamlar, suya, elektriğe, doğalgaza ve tüm geçim kalemlerine yapılan zamlarla beraber eridi gitti. Kimse aldığımız ücreti fazla görmesin, abartmasın.
Yeni sözleşme dönemi yaklaşıyor. Açıkçası bu sözleşmede sendikadan bir şey beklemiyorum. Geçen dönem daha önce yaşanan istifalardan dolayı görece iyi bir zam alındı. Daha doğrusu korkudan verildi. Bu dönem böyle bir tehdit veya karşılarında bir güç görmezlerse eğer, zam vereceklerinden bile emin değilim. Fabrikada zorla tutanaklar ve baskılarla işçi çıkarılıyor. Sendika sadece izliyor ve hiç sesini çıkarmıyor. Bu sözleşeme döneminde de bir şeyler kazanmak istiyorsak eğer, bunu ancak birleşerek ve birlikte mücadele ederek başarabiliriz.
Çerkezköy Arçelik işçisi
(Metal İşçileri Bülteni’nin Temmuz 2019 tarihli sayısından alınmıştır...)