14 Haziran 1970’te gerçekleşen Merter toplantısında yapılan konuşmalardan bazı parçaları yayınlıyoruz:
“Biz de genel grev yapalım”
AEG ETİ Fabrikası temsilcilerinden İsmet Demir;
“…Ya Ankara’ya kadar hep birlikte bütün işçi kardeşlerimizle gidelim, devamlı suretle protesto edelim, sonuna kadar direnelim, ya da bütün iş kollarında bu kanun geri alıncaya kadar grev yapalım, çalışmayalım…”
“Hepinizin gözleri parlıyor”
Gislaved baş temsilcisi Cemal Doğan;
“… benim evimde bekleyen iki yaşındaki çocuğum ‘Baba sen gittiğin yerden, bana ne getiriyorsun’ diye soracaktır. Ben de evladım ben şimdi bir şey getirmeyeceğim, sana ileride işçi olduğun zaman daha büyük haklar getirebileceğim diye söyleyeceğim. Bütün devrimciler, açık bakarlar açık, gözleri parlak, parlak. Bakıyorum içinizde uyuyan bir göz yok. Hepinizin gözleri parlıyor, hepinizin, bir yerde bu binayı değil de Meclis binasını alt üst etmeye kudretimiz vardır arkadaşlar…”
“Oğullarımızın gelecekteki savaşı”
Türk Demirdöküm işyeri temsilcisi Recep Akgül;
“Sayın proleterya sınıfı, ben Türk Demirdöküm adına Recep Akgül. Belli oluyor ki kapitalist düzende burjuva sınıfının koyduğu kanunlar, müeyyideler, daima onlar tarafından, onları yaşatmak için çıkartılan kanunlardır. Her zaman da işçi sınıfını ezmek için, kendini ayakta tutmak için başvurdukları yollardır. Biraz evvel bir arkadaşımız bir şey söyledi. ‘Benim iki yaşında evde bir çocuğum var. Baba akşama eve gelirken bana ne getireceksin’ dediğini anlattı. Onun, ‘Oğlum, ben akşama eve gelmeyeceğim, savaşa gidiyorum’ demesi lazım. Çünkü bu savaş babasının değil, oğlunun gelecekteki savaşıdır. Bugün alacağımız savaşın kararı, bizden sonra gelecek işçi sınıfını yaşatmak için yapacağımız bir savaştır…”
“Davar sürüsü ölmüştür artık karşınızda bir aslan sürüsü var…”
Kimya-İş’in örgütlü olduğu Abbott İlaç Fabrikası baş temsilcisi Fehmi Nasuhoğlu;
“Başbakan Demirel, kendisi zamanında çobanlığından bahsediyordu. Acaba bütün Türk işçisini davar sürüsü mü zannediyor? Özür dilerim, artık eski devir ölmüştür. Davar sürüsü ölmüştür. Artık karşısında bir aslan sürüsü vardır. Artık ne yapmak gerekiyorsa, hepimizin bir anda sendikacılarımızın vermiş olduğu emirlerden çıkmayacağız. Ölüm, kalım. Ölürsek şehit, kalırsak gaziyiz. Yapmış oldukları kanun değil. Türkiye’de, dünya arasında hiçbir tarafta böyle bir kanun çıkmasına imkân yoktur. Fakat bunlar bizi zavallı görerekten bu kanunu çıkaracaklarını zannediyorlar. Maalesef aldanıyorlar. Bu gibi kanunlar bundan sonra yürümeyecek, çünkü devrimci sendikamız bizleri artık bilinçli bir işçi durumuna getirmiştir…”
Emeğin Kurtuluşu’nun 34. sayısından alınmıştır…