Kapitalistler hak gasplarıyla, işten atmalarla, düşük ücretle, baskı ve yasaklarla krizin faturasını işçi sınıfına ve emekçilere kesmeye devam ediyor. Yaşamlarımız çekilmez hale geliyor, ödediğimiz bedel artıyor. Emekçi kadınlar ise bu sorunları en ağır şekilde yaşıyor.
Kadın emeği “ek gelir” olarak görülüyor, bu nedenle düşük ücretlere çalıştırılıyoruz. Asgari ücretle yaşamak mümkün olmadığı için mesaiye kaldığımızda ise hemen vergi kesintileri başlıyor, yıl sonu adeta devlete çalışıyoruz. Milyonlarca emekçiden kesilen vergiler devletin bütçesinin en temel kalemini oluştururken, bir avuç kapitalistin büyük vergi borçları siliyor.
En temel gıda ürünlerinden, yaşamak için ihtiyaç duyduğumuz her şeyden alınan dolaylı vergiler ise büyük bir soyguna dönüşmüş durumda. Ücretsiz ulaşılması gereken hijyenik ped gibi kadınlara özgü ihtiyaç maddelerinden alınan vergiler ise bu soygunun bir başka yönünü oluşturuyor. Motorlu taşıtlarda, akaryakıtta, mutfak tüpünde, içeceklerde, beyaz eşyada ÖTV var ama elmas, pırlanta ve yat gibi lüks eşyalardan sıfır ÖTV alınıyor. Tıpkı ondan öncekiler gibi AKP iktidarı da milyonların yaşamlarını hiçe sayarak bir avuç zengini ihya ediyor.
Zenginlerin de emekçilerin de dolaylı vergiler yönünden aynı KDV ve ÖTV’ye tabi tutulması, krizin büyük yükünün kuruş hesabı yapmak zorunda bırakılan milyonların sırtına yüklendiğini bir kez daha gösteriyor.
İşçi-emekçi kadınların, bir avuç kapitalistin sınıfımıza dayattığı yoksulluğun önemli bir kalemi olan vergilere karşı harekete geçmek için çok daha fazla sebebi var! Kadını sürekli ikincil gören, emeğini değersizleştiren, düşük ücret ve baskılarla ezmek isteyen kapitalist sistemi alt üst edecek mücadelede yerimizi alalım! Fabrikalarda ve yaşamın diğer alanlarında geleceğimiz için mücadelede bir adım öne!
-Dolaylı vergiler (ÖTV-KDV) kaldırılsın!
-Yoksulluk sınırına kadar vergi alınmasın!
-Artan oranlı gelir ve servet vergisi getirilsin!
İşçi-Emekçi Kadın Komisyonları