“Gelirde ve vergide adaletsizlik büyüyor!”

DİSK-AR tarafından hazırlanan “Asgari Ücret ve Vergi Raporu” İstanbul’da düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 01 Temmuz 2024
  • 19:45

DİSK yöneticileri DİSK-AR tarafından hazırlanan “Asgari Ücret ve Vergi Raporu”nu düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı.

“Gelirde ve vergide adaletsizlik büyüyor! İnsanca yaşamak istiyoruz!” yazılı pankartın açıldığı toplantıda raporu Arzu Çerkezoğlu okudu. Rapora göre “asgari ücret gerçekleri” başlığı altında şu tespitler sıralandı:

“1-AKP hükümeti enflasyonda mücadelenin yolu olarak ücret ve diğer emek gelirlerini bastırmayı görüyor. Sıkı para politikası ve sıkı maliye politikası olarak bilinen bu politikanın anlamı, enflasyonun faturasını ücretlere çıkarmaktır. Ücret artışlarının enflasyonu artıracağı iddiası gerçek dışıdır. Raporda da ortaya koyduğumuz gibi; enflasyon ücretler arttığı için artmıyor, tersine ücretler enflasyon arttığı için artıyor. Üstelik ücretler gerçek enflasyonun çok altında artıyor ve böylece reel olarak geriletiliyor. Ülkemizde enflasyonun temel sebebi aşırı dolarizasyon, fahiş şirket (firma) kârları ve çeşitli arz sıkıntılarıdır. Ücretlerin, özellikle de asgari ücretin enflasyonu tetiklediği yönündeki iddiaların dayanağı yoktur.

2-Asgari ücret fiyat artışları karşısında erimektedir. BİSAM tarafından hazırlanan araştırmaya göre dört kişilik bir ailenin temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için hesaplanan yoksulluk sınırı, Mayıs 2024’te 64 bin TL’ye yaklaşmıştır. Yani yoksulluk sınırı, net asgari ücretin 3,7 katıdır. Nisan 2024 itibarıyla asgari ücret, bir ailenin sadece gıda harcamasını kapsayan açlık sınırının altında kalmıştır. Asgari ücret 17 bin TL ilen açlık sınırı Mayıs 2024 itibarıyla 18 bin 484 TL olmuştur. 2024 yılında asgari ücret artışı yapılmazsa 2024 sonunda açlık sınırının 4-5 bin TL altına gerilemesi beklenmektedir. Hükümetin bu tercihi milyonları açlıkla karşı karşıya bırakmaktadır.

3-Asgari ücret yıllardır gelir adaletsizliğini büyütecek şekilde belirlenmektedir. 1970’lerde kişi başına GSYH’nin yüzde 80,6’sı düzeyinde olan asgari ücret, 2023’te kişi başına GSYH’nin yüzde 50,7’sine gerilemiştir.

4-Türkiye Avrupa’nın en düşük asgari ücretli ülkeleri arasındadır. Biliyorsunuz sayın Maliye Bakanı asgari ücretin Türkiye’de düşük olmadığına, hatta yüksek olduğuna dair bir açıklama yaptı. Ama veriler, bilimsel gerçekler, hayat, bu ülkede yaşayan milyonların çarşıda pazarda yaşadığı gerçeklik bunun tersini söylüyor.  2014’te Avrupa’da Türkiye’den düşük asgari ücretli 12 ülke varken, 2024 yılı başında sadece 5 ülke vardır. (Makedonya, Arnavutluk, Bulgaristan, Karadağ ve Sırbistan) Dolayısıyla bugün Türkiye’de asgari ücretin yüksek olduğunu söylemek akılla, mantıkla, vicdanla bağdaşır bir ifade değildir.

5-Asgari ücretin reel kaybını göstermek için altın fiyatlarına baktığımızda, asgari ücretli 2016’ya göre 7, 2003’e göre 13 ve 2005’e göre 19 Cumhuriyet altınını kaybetmiştir. 2005’te yıllık asgari ücret ile 31,5 Cumhuriyet altını alınabilirken günümüzde ortalama 12,6 Cumhuriyet altını alınabilmektedir

6-Asgari ücret sembolik bir ücret değildir. DİSK-AR’a göre işçilerin yaklaşık yüzde 50’si asgari ücretin altında ve civarında (+/- yüzde 20) ücret almaktadır. Merkez Bankası raporlarına göre sanayide çalışanların yüzde 50’si asgari ücret civarında bir ücretle çalışmaktadır. Kadın çalışanlar açısından tablo daha ağırdır. Tahmini 7 milyon kadın çalışanın yüzde 61,4’ü asgari ücret ve civarında ücretler ile çalışmakta, yüzde 41’i asgari ücret dahi alamamaktadır.

7-Türkiye işçi sınıfının asgari ücrete mahkûm edilmesi de bir tercihtir. Türkiye’de toplu iş sözleşmesi kapsamı yüzde 10,6 ve asgari ücret kapsamı yüzde 50 civarındayken AB’de ortalama TİS kapsamı yüzde 60, asgari ücret kapsamı yüzde 4’tür.”

Açıklamanın devamında asgari ücrete dair talepler şöyle ifade edildi:

“*Asgari ücret kapsamının düşürülmesi için toplu pazarlık kapsamı genişletilmeli, sendikal hakların kullanımının önündeki engeller kaldırılmalıdır.

*Asgari ücret yüksek enflasyon dönemlerinde yılda 4 kez belirlenmelidir.

*Asgari ücret tespitinde asgari ücretin ortalama ücret haline geldiği dikkate alınmalıdır.

*Asgari ücret artışında resmi enflasyon oranları değil, kişi başına GSYH artışı esas alınmalıdır.

*Asgari ücret belirlenirken geçim şartları (yoksulluk sınırı) göz önüne alınmalıdır.

*Asgari ücret uluslararası standartlara uygun saptanmalı, işçinin kendisi ve aile birlikte hesaba katılmalıdır.

*En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine yükseltilmelidir.

*Asgari ücret bütün işçiler ve memurlar için ortak saptanmalıdır.

*2024 asgari ücreti derhal güncellenmelidir.”

Açıklamada gelirde adalet olmadığı gibi vergide de adalet olmadığına dikkat çekilerek vergi adaletsizliği verilerle teşhir edildi. Ardından “Adaletli vergi sistemi için atılması gereken adımlar” sıralandı.