Tayyip Erdoğan’ın riyakarlık seremonileri

Saray rejiminin şefi T. Erdoğan Türkiye’nin resmi olarak İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiği gün “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele IV. Ulusal Eylem Planı” tanıtım toplantısında konuştu.

  • Haber
  • |
  • Kadın
  • |
  • 01 Temmuz 2021
  • 16:30

Kadınlara düşmanlıkta sınır tanımayan rejim, “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele IV. Ulusal Eylem Planı” tanıtım toplantısı gerçekleştirdi. AKP-MHP rejimi, Tayyip Erdoğan’ın daha önce imzaladığı bir karara dayanarak bugün İstanbul Sözleşmesi’nden bugün resmen çekildi. Yani kadına yönelik şiddete karşı kısmen koruma sağlayan sözleşmeden çekilenler, utanmadan aynı gün “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Eylem Planı” adıyla toplantı yapıyorlar. Hak arama mücadelesi için alanlara çıkan kadınlara azgınca saldıran rejimin şefleri, bu toplantıyı yaparak pişkinliklerini ilan etmekle kalmadılar, küstahlıkta sınır tanımadıklarını da gözler önüne serdiler.

Yetkisi olmamasına rağmen İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı alan AKP şefi, utanmadan kürsüde boy gösterdi. Kadın katilleri ile çocuk istismarcılarının tutuklanmasını zorlaştıran yasayı meclise getiren AKP’nin şefi şöyle konuştu:

"Son günlerde bazı çevreler 1 Temmuz itibariyle resmen çekildiğimiz İstanbul Sözleşmesi'yle ilgili kadına yönelik şiddetle ilgili bir geriye gidiş olarak yansıtmaya çalışıyor. Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz İstanbul Sözleşmesi'yle başlamadığı gibi bitecek de değildir… Dün kadına yönelik şiddetle, kadınların insan olarak sahip oldukları haklarını kullanabilmesi için nasıl mücadele ediyorsak, bugün de yarın da aynı mücadeleyi sürdüreceğiz.”

Kadın düşmanı mafyatik rejimin başı, kadınların ve halkın aklıyla alay ettiğini sanıyor. Oysa AKP-MHP rejimi ile onun şefi olan T. Erdoğan’ın kadınlarla ve kadın bedeniyle sorunu olduğu iktidarın icraatlarıyla defalarca kez kanıtlanmıştır. İşkencecilerin yanı sıra kadın katillerinin saray yargısı tarafından korunması, kadınları toplumsal yaşamın dışına itme çabaları, kadınların giyim ve yaşam tarzına küstahça saldırılar, kadınlara üç-dört çocuk doğurma emri verilmesi, cinsiyetçi söylemin pervasızca kullanılması, koruma isteyen kadınların katiller önünde savunmasız bırakılması, kadınlara yönelik şiddetin kolluk kuvvetleri tarafından yaygınca ve vahşi bir şekilde uygulanması, AKP’li bakanların şiddeti ‘tolere edilebilir’ ilan etmeleri vb. vb…

Böyle bir rejimde Kadına yönelik şiddetin on kattan fazla artması tesadüf değil. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı bu vahşeti daha da arttıracak. Kaba şiddetin tırmanmasının sorumlusu ve kadın katillerinin hamisi olan rejimin şefi Tayyip Erdoğan’ın ‘kadına yönelik şiddetle mücadele’ lafı etmesi riyakarlığın dik alasıdır. Ancak hakları için alanlara çıkan kadınlar, bu sahtekarca söylemlere zerre kadar itibar etmiyor. Yani AKP şefinin riyakarlık seremonileri nafile. Sokaklara çıkan kadınlar rejimin yalanlarına itibar etmedikleri gibi, artık hesap sorma noktasındalar.