Siyasal yaşamında her zaman Washington’u kıble belleyen AKP şefi Erdoğan’ın rejimin tepesine yükselmesi, ABD emperyalizminin yol açmasıyla mümkün oldu. Sıradan bir belediye başkanı iken Washington’da önüne kırmızı halı serilmesi tesadüf değildi.
Yalan üretme makinesi gibi çalışan dinci medya “dünya lideri” diye pazarlasa da, bugün Tayyip Erdoğan’ın Biden yönetimi nezdinde bir kıymeti harbiyesi kalmamış görünüyor. Belli ki, kullanışlı olduğu dönemler sona ermiş. Son ABD ziyaretinde karşılaştığı muamele, AKP şefinin Washington’un “kullan at” politikasının kurbanlarından biri olmaya aday olduğunu gözler önüne serdi.
Joe Biden baştan beri Tayyip Erdoğan’a pek yüz vermedi. Geçen yılın Kasım ayında başkan seçilmesine rağmen, “dünya lideri” ile sadece bir telefon görüşmesi ve NATO zirvesinin ardından kısa süren yüz yüze bir görüşme yaptı. Yüzyüze görüşmede ise, Ermeni Soykırımı ifadesini kullanacağı konusunda bilgilendirdi. Farklı pazarlıklar yapıldığı, Tayyip Erdoğan’ın Biden’in her istediğine evet dediğine dair değerlendirmeler var. Buna rağmen son ABD ziyaretinde Biden AKP şefini yok saydı.
***
On milyonlarca emekçiyi sefalete sürükleyen rejimin başı, emperyalist şefler nezdine imajını düzeltmek için kampanya da düzenledi. BM Zirvesi için ABD’ye giden Tayyip Erdoğan’ın, kendi reklamı için düzenlettirdiği kampanyada 291 milyon dolar harcandığı bildirildi. Milyarları har vurup harman savuran saray rejiminin başı, bu kadar şatafata rağmen pek ilgi görmedi. Kendi çaldı kendi oynadı. Emekçilerin sırtından çaldığı 291 milyon dolar ise Amerikan şirketlerinin kasalarına aktarıldı.
Son ana kadar Biden’dan telefon bekleyen, randevu alma hevesiyle yanıp/tutuşan “dünya lideri” tam bir hüsrana uğramış görünüyor. Zira Joe Biden Tayyip Erdoğan’ın varlığından habersizmiş gibi davrandı. Basına açıklama yapan AKP şefi, hayal kırıklığını şöyle dile getirdi:
"Sayın Biden ile iyi başladık diyemem. İki NATO ülkesi olarak şu andaki gidiş pek hayra alamet değil. ABD ile münasebetimiz iki NATO ülkesi olarak böyle olmamalı. Daha önce hiçbir ABD lideriyle bu durumu yaşamadım."
“Yerli/milli” rejimin başı, emperyalist şefler için önemsiz bir figür durumuna düştüğünü gördüğü için, hayal kırıklığına uğramış halde Ankara’ya döndü. Ankara’da “kırgınlığını” tekrarlayan Tayyip Erdoğan, ABD’yi teröre destek vermekle suçladı. Cihatçı çetelerden ordu kuran, kafa kesen cihatçı cellatları maaşa bağlayan rejimin başı, PYD’ye destek veren ABD’yi teröre destek vermekle itham etti. Kendisi gibi ABD’nin de cihatçı teröre destek verdiği doğrudur. Ama AKP şefi IŞİD’e verilen desteğin sözünü etmiyor. O yine Kürt halkına düşmanlığını sergileyerek, PYD’ye “terörist” damgası vurmaya çalışıyor. Saray rejiminin maaşa bağladığı cihatçıların terörist olduğunu dünya biliyor. Oysa PYD’yi Türk devleti dışında teröristlikle itham eden yok. Buna rağmen ABD’nin cihatçı teröre verdiği destekten söz etmedi.
Son ABD ziyareti AKP-MHP koalisyonunun Washington’daki emperyalist rejime mahkûm olduğunu göstermekle kalmadı, Ankara’daki bu sadık uşakların Biden yönetimi için eskisi kadar kullanışlı olmadıklarını da gösterdi. AKP şefinin dışa vuran hüsranı, bu durumu idrak etmesinden kaynaklanmış olmalı. Görünen o ki, “yerli/milli” safsatalarının boş olduğu gözler önüne serildiği gibi, “dünya lideri” hezeyanının sonuna da yaklaşılıyor.