YFA Momentum Tekstil Firması’nda 8 Mart yaklaşırken işten çıkarılmalarının emek sömürüsünün devamı olduğunu belirten Nurgül Toğrul, “Tüm kadınlara sesleniyorum, haksızlığa sessiz kalmayın, mücadeleden vazgeçmeyin” çağrısı yaptı. İBD Başkanı İpek Bozkurt da işçi kadınların tarihsel mücadelesinin devam ettiğini belirterek, 8 Mart günü alanlarda buluşmaya çağırdı.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü yaklaşırken, dünyanın dört bir yanında kadınlar baskılara, eşitsizliğe, sömürüye ve yok sayılmaya karşı alanlara çıkmaya hazırlanıyor. Dünya ölçeğinde kapitalizm krizinin yarattığı sosyal sorunlara ve bunun bir boyutu olan kadınlar üzerindeki baskı ve eşitsizliklere karşı çıkanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Farklı gündemlerle alanları dolduran kadınlar, toplumsal mücadelede simgeleşmiş günlerden biri olan 8 Mart’ta da eylem alanlarında seslerini yükseltecek.
İstanbul’un Avcılar ilçesinde bulunan YFA Momentum Tekstil Firması’nın dayattığı mobbing, şiddet ve ücretlerin ödenmemesine karşı çıkan 2 işçi işten çıkarılmış, daha sonra arkadaşlarının işten çıkarılmasına tepki gösteren ve çoğunluğu kadınlardan oluşan 30’u aşkın işçinin daha işine son verilmişti. İşçilerden Nurgül Toğrul ile 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne yaklaştığımız günlerde maruz kaldıkları saldırı, hak ihlalleri ve taleplerini, İşçilerin Birliği Derneği (İBD) Başkanı İpek Bozkurt ile de günümüzde gerçekleşen işçi kadın eylemlerine ve mücadelesine dair konuştuk.
‘Hak ihlallerine karşı çıkan işçiler gözaltına alındı’
YFA Momentum Tekstil Firması’nın işçilere dönük ciddi hak ihlallerinde bulunduğunu ve bunu dile getirenleri ise işten çıkarılarak gözaltına alındığını belirten işçilerden Nurgül Toğrul, “5 yılı aşkın bir süredir çalışıyordum. Bir gün önce 2 işçi arkadaşımızın işine son verildi. Çıkarılmalarına neden olarak ise ödenmeyen maaşlarını istemeleri ve maruz kaldıkları hak ihlallerini dile getirmeleri gösterildi. İşten çıkarılan arkadaşlar firma önünde basın açıklaması yapmak isteyince ise firma yetkilileri tarafından şiddete maruz kaldı ve polis tarafından suçlu kendileriymiş gibi gözaltına alındılar. İşten çıkışlara tepki göstermek ve işçilerin maaşlarını ödenmesi için birçok arkadaşımızla, yetkililerle görüştük. Ancak görüşmemiz engellendi. Ödenmeyen maaşlarımızı sorunca da üzerime yürüyerek ‘Sen çok konuşuyorsun. Kara listedesin. Kes sesini ’ denildi. Söylenen kara listeyi sorunca ise bu kez de inkar edip, ‘Yok kara liste sakın arkadaşlarına söyleme’ dediler” diye anlattı.
‘Maaşlarımız ödenmeden çıkarıldık’
Tüm zorlu çalışma koşullarına rağmen 11 saat çalıştıklarını aktaran Nurgül, işlerine son verilme gününü ise şu sözler ile aktardı: “İşçileri bir alana topladılar ve ‘siz 32 işçi ile çalışmak istemiyoruz’ dediler. Daha sonra bizleri üst kata çıkarıp ellerimize kağıt tutuşturup işten çıktıktan sonra kalan maaşların ödenmesi için imzalamamızı istediler. Bunu kabul etmek zorunda kalan işçiler oldu. Ancak onlara da, ‘imzaladınız ancak maaşlarınızı iki veya üç ay sonra ancak verebiliriz’ denilmiş. İki aylık ödenmemiş maaşlarımız verilmeden işten çıkarıldık” dedi.
‘Yaşananlar emek sömürüsünün devamı’
İşine son verilen işçilerin büyük çoğunluğunun kadın olduğunu söyleyen Nurgül, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne az bir süre kala işten çıkarılmış olmalarının kadınlara dayatılan emek sömürüsünün devamı olduğunu kaydetti. Nurgül, “Kadınlara zorlu çalışma koşullarını dayatmanın kolay olacağını düşünüyorlar. YFA Momentum Tekstil Firması’nda çalışan kadınlara ve tüm kadınlara sesleniyorum; haksızlığa sessiz kalmayın. Patronların zorlamalarına ve tehditlerine boyun eğmeyin. Emeğinizin karşılığını almadan mücadeleden vazgeçmeyin. Ben üzerime yürümelerine rağmen sessiz kalmamayı tercih ettim. Hakkımı aramayı sürdüreceğim. Hukuki mücadelemi de başlatacağım. Siz de size dayatılanlara karşı gerekeni yapın” ifadelerini kullandı.
‘Kadın işçilere pervasız saldırılarda bulunmaktan çekinmiyorlar’
İşçilerin Birliği Derneği (İBD) Başkanı İpek Bozkurt da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün mücadele tarihi açısından önemli bir miras olduğunu vurguladı. Kapitalist düzen ve politikalarının daha fazla derinleştirilerek uygulandığına dikkat çeken İpek, işçi, emekçi kadınların sömürü düzenine karşı mücadele etmeyi sürdürdüğünü kaydetti. İpek, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ve günümüzde gerçekleşen kadın işçilerin eylemlerine ilişkin, şu sözleri kullandı: “8 Mart’ın tarihine baktığımızda işçi sınıfının ve işçi kadınların verdiği bir mücadeleyi görüyoruz. Bu nedenle 8 Mart o mücadeleyi verenlerin bizlere miras bıraktığı bir gün. O günden bugüne baktığımızda işçi, emekçi kadınların mücadelesi devam ediyor. Çünkü işçi kadınlar o günden bugüne çifte sömürülmeye ve ağır çalışma koşullarına maruz kalmaya devam ediyorlar. Çünkü kadın işçiler daha kolay ezilecek, daha kolay sesleri kesilecek kesim olarak görülüyorlar. Patronlar tarafından kadın işçilere dönük ‘sen zaten yedek iş gücüsün. Evinde başka çalışan var. Ben istersem seni çıkarabilirim’ diyebiliyor. Aslında bununla da yetinmiyorlar ve çok daha pervasız saldırılarda bulunmaktan çekinmiyorlar.”
‘Kadınlar hak arayışında en önde’
YFA Momentum Tekstil Firması’ndan çıkarılan çoğu kadın 32 işçinin verdiği emek mücadelesi ve direnişi anımsatan İpek, hak arayışı mücadelesinde en önlerde kadın işçilerin olduğuna dikkat çekti. İşçi sınıfının tarihin her döneminde patron dayatmalarına karşı mücadele ettiğini ve bugüne önemli bir miras bıraktığını belirten İpek, YFA Momentum işçilerine dayatılan hak ihlallerine ve işçilerin verdiği mücadeleye ilişkin şunları anlattı: “Kadın işçilerin direnişini görüyoruz. Bugün bir çok işyerinde YFA Momentum Tekstil Fabrikası’ndaki çalışma koşulları hakim. Patronlar ve burjuvazi ekonomik krizin faturasını işçi sınıfına kesiyorlar. Aslında krizi fırsata çevirme durumu söz konusu. Bu faturanın ağır sonuçlarını da kadınların omuzlarına yıkmaya çalıştıklarını görüyoruz. Tıpkı Momentum’da olduğu gibi. Artık patronlar kendilerinde işçiye hakaret etme hakkını da bulabiliyorlar. İşçiye maaşını geciktirmek hatta ödememe hakkını dahi görebiliyorlar. Gerçek sömürü ve vahşi kapitalizm koşullarının dayatıldığı günlerden geçiyoruz. Gerçekten şunu söyleyebiliriz ki, Momentum’da bu saldırılara karşı en kararlı duranlar kadın işçiler oldu. Yapılan basın açıklamalarında da bunu görmek mümkün. İşten atılma ve sonrasındaki hak arama sürecinde en sağlam duruşu gösteren işçi kadınlar oldu. Bu da kadınların sömürü politikalarının en katmerlisini yaşamasından kaynaklanıyor. En ağır sömürüye maruz kalan kadınlar seslerini çıkartma konusunda daha kararlı ve mücadeleci oluyorlar. Biz de sonuna kadar onların yanındayız ve mücadelelerinin de takipçisi, destekçisi olacağız.”
‘8 Mart’ta kadınlar daha fazla ses çıkarmalılar’
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün anlam ve önemine de dikkat çeken İpek, bu günün mücadeleyi yükseltme adına önemli fırsat olduğunu kaydetti. Özellikle 8 Mart’a doğru giderken işçi kadınların seslerini daha gür çıkarmak üzere alanlara çıkmak için hazırlanması gerektiğini belirten İpek, “Cinsiyet eşitsizliğine, sömürü düzenine karşı artık ‘dur’ demek gerekiyor. Tam da kadın işçiler açısından önemli olan 8 Mart’ın ön günlerinde işçi kadınların daha fazla ses çıkartmaları gerekiyor. Fabrikalarındaki erkek sınıf kardeşleriyle birlikte el ele vererek bu sömürü düzenine ‘dur’ demeleri gerekiyor. İşçi, emekçi kadınlara seslenmek istiyorum. Sonuçta bizler köle değiliz, mücadele edersek de var olacağız. Tüm işçi, emekçi kadınları selamlıyor ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde alanlara olmaya bekliyorum” çağrısında bulundu.
Gülistan Azak - Jin News / 27.02.20