TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında açılan davanın ilk duruşması Çağlayan'da bulunan 24'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü ve tutukluluk halinin devam etmesine karar verildi. Tabip odalarının çağrısı ile duruşma öncesi adliye önünde basın açıklaması yapıldı.
Kimyasal silah görüntülerine dair açıklamaları gerekçe gösterilerek tutuklanan Fincancı davası öncesinde adliye önü polis ablukasına alındı. Açıklama metro durağı çıkışında gerçekleştirildi. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi adına basın açıklamasını TTB İkinci Başkanı Ali İhsan Ökten okudu. Prof Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın birçok hastalığı sebebiyle adliyeye getirilmesi için uçak veya otobüs talep ettiklerini ancak her türlü hukuki girişimlerine rağmen Ankara’dan minibüsle ve elleri kelepçeli olarak getirildiğini belirtti.
Açıklamada şunlar denildi:
“Tüm dünyada İnsan hakları ve mahkum hakları ihlallerine karşı en fazla mücadele veren bir kişinin bu şekilde bir muameleye tabi tutulmasını şiddetle kınıyoruz”
Açıklamada yargılamanın hukuksuzluğuna vurgu yapıldı ve şunlar söylendi:
“Türk Tabipleri Birliği ve tabip odaları örgütsel bütünlüğü ile buradayız ve Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın derhal serbest bırakılmasını ve hakkındaki suçlamaların düşürülerek ilk duruşmada beraatini bekliyoruz.
İnsan hakları kuruluşları, emek ve meslek örgütleri, barolar, sendikalar, Dünya Tabipleri Birliği ve Avrupa Hekimler Daimi Komitesi başta olmak üzere evrensel hekim örgütleri ve sayısız miktarda dostumuz ve yol arkadaşımız aynı taleple, Şebnem Hoca’nın serbest kalmasını bekliyor.
İnanıyoruz ki hocamızı bugün Beyaz Önlüklerimizle karşılayacağız ve hekimlik değerleri, mesleki bağımsızlık ve toplumun sağlık hakkı için mücadelemizi hep beraber sürdüreceğiz.”
Ardından TMMOB Genel Başkanı Emin Koramaz da bir konuşma gerçekleştirdi. Fincancı’nın serbest bırakılması talep eden Koramaz, meslek odalarına dönük saldırganlıkları kınadı.
Avrupa Daimi Hekimler Komitesi Başkanı Ole Johan Bakke’nin de dayanışma konuşması yaptığı eylemde, Şebnem Korur Fincancı’nın serbest bırakılması istendi.
Çok sayıda demokratik kitle örgütünün katıldığı eylem “Şebnem Hoca onurumuzdur!” sloganları ile sona erdi.
Açıklamanın ardından sınırlı sayıda kişinin alındığı salonda duruşma başladı. Şebnem Korur Fincancı da getirildiği mahkemede büyük salona geçilmesi ve avukat sınırlandırılmasının kaldırılması talebi reddedildi. Avukatların ısrarları sonrasında çok sayıda avukatın ismi alındı. TBB yönetiminden Veli Küçük ve Ali Bayram, İstanbul Baro Başkanı Filiz Saraç, Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz savunma için isimleri kaydedildi.
“Bilimsel ve ifade özgürlüğü hakkımı kullandım”
Fincancı savunmasına duruşmaya getirilme koşullarına değinerek başladı ve kelepçeli getirilmesini teşhir etti. Kendisine yöneltilen iddialar üzerine konuşmasına başlayan Fincancı, “Kant'ın savunduğu aklın yerine, kendi aklını ön plana geçirenlerin ancak hakikat bükücüsü olabileceğini” ifade etti.
Fincancı savunmasında şunları vurguladı:
“Yıllarımı verdiğim Adli Tıp’a bilimsel bir tartışma yerine linç girişiminde bulunanlara tıp dışı insanlara bir sözüm var. Tıbbi görüşüm kriminalize edildi. Ortada bir suç iddiası varsa, o suçu gizleme çabası da vardır. Devletlerin işlediği suçların devletlerden bağımsız kişilerin araştırmaları var. O yayında kısaca ön tanımdan söz ettim. Videoda bazılarında kimi belirtiler vardı. Ama etkilenmemiş olanlar da vardı. Etkilenenlerden birinin ağzında köpükler geliyordu. Bir araştırma ihtiyacından söz ettim. Bilimsel ve ifade özgürlüğü hakkımın kullanıldığı görülebilir.”
MSB'nin katılma talebi reddedildi
Fincancı savunmasını bitirdikten sonra mahkeme başkanı Milli Savunma Bakanlığı’nın davaya katılma talebini iddia makamına sordu.
Duruşma savcısı, Milli Savunma Bakanlığı’nın suçtan zarar görmediğini belirterek talebini reddetti. Mahkeme başkanı da avukatın katılma talebini reddetti. Daha sonra mahkeme başkanı, Milli Savunma Bakanı avukatına, “Sizi reddettik. Buyurun sizi izleyici bölüne alalım” dedi. Avukat söz hakkı istedi ancak bu da reddedildi. Avukat salonu terk etti.
Tutukluluk halinin devamı kararı
Avukatların savunmasından sonra iddia makamına söz verildi. İddia makamı, Fincancı’ya TMK’nin 7/2 maddesi uyarınca üst sınırdan hapis cezasıyla cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamını talep etti. Mahkeme heyeti tutukluk halinin devamı kararını verdi. Kararın üzerine söz alan Fincancı şunları ifade etti:
“Cezaevinde olmak çok zor ama benim gibi insan hakları savunucusu için bulunmaz nimet. Bir arkadaşım 'Devlet kendi eliyle hapishaneye müfettiş tayin etti' demişti.
Kaçma şüphesi akla yatkın değil. Hakkımda soruşturma açılması ve pek çok saldırıya rağmen Almanya'dan döndüm. Dünyanın her yerinde adli tıp uzmanı olarak çalışabilirim ama bu topraklarda doğdum, bu halklara borcum var.
100 binden fazla üyesi olan bir meslek örgütünün, TTB'nin başkanıyım ve onlara saygım var. Ben aklımın gücüyle görevlerimi kendim edindim. Devletin verdiği görevleri değil, TTB'li meslektaşlarımın verdiği görevi yaptım.”
Duruşma 29 Aralık günü saat 13.30’a ertelendi. Karar sloganlarla protesto edildi.
“Davada karar zaten verilmişti”
Duruşma çıkışı adliye önünde bir kez daha basın açıklaması yapıldı. “Şebnem Hoca’ya özgürlük! TTB’ye dokunma!” pankartının açıldığı eylemde yapılan konuşmalarda kararın hukuksuz olduğu vurgulandı. Yapılan konuşmada şunlar ifade edildi:
“Çok üzgünüz ancak bu üzüntümüz, mücadelemizi, öfkemizi, kararlılığımızı yükseltecektir. Bu burada bitmedi, hekimlik mücadelemiz sürecek!”
Davanın avukatlarından Av. Meriç Eyüpoğlu duruşmaya ilişkin söz aldı. Eyüpoğlu “Bu ülkede gördüğümüz ne ilk skandaldı, belli ki son da olmayacak. Şebnem Hoca’nın sosyal medyada hedef gösterilmesinin ardından başlatılan linç kampanyasından ev operasyonuna kadar hukuksuzluklarla dolu. Yaşanan hak ihlalleri yeterince duyurulamadı. Lütfen duyun!”
Terör örgütü propagandasıyla ilgili maddede şu ana dek avukat sınırlandırılması getirilmesinin görülmediğine dikkat çeken Eyüpoğlu “800 avukat, Şebnem Hoca’nın savunmanlığını yapmak üzere gönüllü oldu. Mahkeme sadece ‘3 kişi savunma yapabilir’ diye bu hakkı sınırladı” dedi.
Duruşmanın büyük salonda yapılmamasının da bir başka keyfi hukuksuzluk olduğunu vurgulayan Eyüpoğlu “Adil yargılanma hakkı ihlal ediliyor” dedi. “Hak ihlalleri ile akan duruşmada karar zaten verilmişti” diye devam eden Eyüpoğlu Fincancı’nın yol güvenlik önlemi olmadan getirildiğini belirtti. Eyüpoğlu, davaya giren “yol evrak”ından yola çıkarak şunları ifade etti:
“Evrak diyor ki; 10 gün içinde dava olursa Bakırköy Hapishanesi’nde kalacak, olmazsa Sincan Hapishanesi’ne geri getirilecek! Yani 12 Aralık’ta dosyaya giren evrak bize tutukluluğun devamı kararı vereceklerini ifade ediyor. Ama biz yanılmak istedik!”
“Gözaltılar, baskılar, tutuklamalar ne bizi ne de yüzlerce insan hakları savunucusunu yıldıramaz bunu bu hükümet anlasın artık” diyen Eyüpoğlu konuşmasını sonlandırdı.
Ardından bir başka avukat söz alarak sürecin başından bu yana adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini vurguladı. Konuşmaların ardından basın açıklaması okundu. Eylem sloganlarla sona erdi.
Kızıl Bayrak / İstanbul