“Acıları durdurmak için acil adımlar atılması gerekmektedir”
DİSK acıların son bulmasını istediği açıklamada şunları ifade etti:
“…Türkiye Cumhuriyeti tarafından “terör örgütü” kabul edilen HTŞ örgütünün İdlib’deki hakimiyetine son vermeye yönelik Suriye’nin operasyonunu durdurmak ve bölgede ‘ateşkes’ sağlamak adına bu kadar ağır bedeller ödenmesi yürekleri yakmaktadır. Bugün ihtiyacımız olan bitmek bilmeyen çatışmalar, misliyle verilen karşılıklar değil tek bir askerin daha kaybedilmeyeceği koşulların oluşturulmasıdır. ‘Emevi Camii’nde namaz kılacağız’ sloganıyla yürütülen Suriye politikasının ülkemize ciddi bedeller ödettiği açıktır. Bugün derhal bu politikadan vazgeçilerek, “Yurtta Barış Dünyada Barış” politikası güçlendirilmelidir. Emperyalistlerin bölge halklarını birbirine düşürerek, kendi nüfuz alanlarını genişletmeye yönelik kirli siyasetleri uğruna kaybedecek tek bir canımız olmamalıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin acilen toplanarak 9 yıldır sürdürülen ve yanlışlığı acı bir şekilde ortaya çıkan Suriye dış politikasına son vermesi gerekmektedir…”
“Ortadoğu bataklığından kaçınılması gerektiğini vurguluyoruz”
KESK emperyalistler arasında var olan savaşların halklara büyük bedeller ödettiğini vurguladığı açıklamada şunları açıkladı:
“… İki emperyalist blok arasında birini diğerine karşı koz olarak kullanmaya dayalı politikada ısrar ülkemizi daha büyük bir çıkmaza doğru sürüklemiş bulunmaktadır.
Bir kez daha altını çiziyoruz. Savaş ve çatışmaların bedelini yoksul halk çocukları canları ile ödüyor. Emperyalist güçler ve silah tekelleri savaştan, acıdan ve gözyaşından besleniyor.
Suriye’ye karşı ilan edilen ve Rusya ile İran’ı da karşısına alan çatışma ve savaş politikalarının emekçilere, insanlığa ve halklarımıza hiçbir yararı yoktur.
Ortadoğu politikasındaki yanlışların ve fevri kararların faturasının askerlere ve halka yıkılmasından derhal vazgeçilmelidir.
Suriye’den tüm yabancı güçler, emperyalistler bir an önce çekilmelidir. Suriye’nin geleceğine, demokratik bir sürecin işletilmesi ile Suriye’de yaşayan halklar karar vermelidir.
Bu ülkenin emekçilerinin, halkının yarattığı kaynaklar silahlanmaya, savaşa değil işsizlik sorununun, geçim derdinin çözülmesine ve yoksulluğun bitirilmesine harcanmalıdır.”
“Emperyalist güçlerin tuzaklarından uzak durmalıydık”
TMMOB kirli savaşların bugüne kadar yarattığı sonuçlara değinerek yaptığı açıklamada şunları ifade etti:
“Suriye toprakları uzun yıllardan bu yana emperyalist odakların güç yarıştırdığı kanlı bir savaşa sahne oluyor. Bölge halkına derin acılar ve yıkımlar yaşatan bu kirli savaş bugüne kadar milyonlarca kişinin evlerini bırakıp göç etmesine, yüzbinlerce kişinin hayatını kaybetmesine ve binlerce şehrin yıkılmasına neden oldu.
Bugüne kadar yaptığımız tüm açıklamalarda ülkemizin emperyalist güçler arasındaki etkinlik mücadelesinin tehlikeli tuzaklarından uzak durması gerektiğini dile getirdik. Ortadoğu’nun ve Suriye’nin ihtiyacı olan şeyin, şiddetin tırmandırılması değil, silahların susturularak barışın sağlanması olduğunu vurguladık.
Ne yazık ki, bu sese kulak verilmeyerek, ülkemizin Suriye’deki savaşın bir tarafı haline getirilmesinin acı sonuçlarını yaşıyoruz.”
“Barışın egemen olmasını diliyoruz!”
Türk Tabipleri Birliği klinik süreçler ile toplumsal olaylara müdahaleyi değerlendirdiği açıklamasında şunları ifade etti:
“Konuşmanın, yazmanın değerlendirme yapmanın zor olduğu zamanlardan geçiyoruz.
Ancak kendi mesleğimizden de biliyoruz ki, ölümcül sonuçları olabilecek durumlarda tablonun doğru değerlendirilmiş olması, onu etkileyebilecek bütün etken ve parametrelerin ayrıntılı olarak hesaba katılması, ortaya çıkabilecek muhtemel veya nadir yan etkilerin ve diğer faktörlerin öngörülmesi ve hepsinden önemlisi bütünsel ve bilimsel bir bakış açısının hakim olması çok önemlidir. Soruna ve tabloya yaklaşım doğal olarak ortaya çıkacak klinik sonucu belirler.
Toplumsal ve siyasal olaylara müdahale süreçleri için de benzer bir yaklaşım söz konusudur.
Ülkemizin Suriye politikasını bu perspektifle değerlendirdiğimizde kaygılanmamızı gerektirecek çokça sorun olduğunu ve ülkemizin büyük zararlar görebileceği kapsamlı bir savaşa doğru sürüklendiğini görüyoruz.
Tüm yaşananlara rağmen sağduyunun, aklın ve ısrarlı bir barış talebinin hakim olmasını temenni ediyor, bütün çatışma ve savaşların birer halk sağlığı sorununa dönüşeceği ilkesini bir kez daha hatırlatıyor, ülkemizin ve bölge halklarının zarar görmemesi için elimizden gelen herşeyi yapmaya hazır olduğumuzu bildiriyoruz.”