Saray rejimi sosyal medyaya saldırmaya hazırlanıyor

Saldırının hedefinde emekçilerin gerçekleri öğrenme hakkının gaspı ve bu gerçekleri dile getiren gazeteciler var. Yandaş / besleme olmayanları hedef alan bu saldırıya karşı gerçekleri dile getirme hakkını savunmak için, saraya biat etmeyen tüm basın emekçilerinin mücadeleye hazırlanmaları gerekiyor.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 22 Temmuz 2021
  • 14:00

Temel hak ve özgürlükleri kısıtlama saldırısına devam eden AKP-MHP rejiminin hedefinde bir süredir sosyal medya ve internet yayıncılığı bulunuyor. Sosyal medyayı zaman zaman kısıtlayan iktidar, bu platformlardaki paylaşımları takip ederek binlerce kişiyi tutukladı. Sosyal medya kullanıcıları üzerinde estirilen bu terör, azımsanmayacak bir kitlenin sosyal medya alanından çekilmesine neden olmuştur. Buna rağmen sosyal medya halen aktif kullanılıyor ve gerçeklerin dile getirilmesi mafyatik rejimin korkularını büyütüyor. Bu korkunun yarattığı histeriyle sosyal medyaya kapsamlı bir saldırı hazırlığı başlatıldı. Bir konuşmasında konuya değinen rejimin şefi Tayyip Erdoğan, Ekim ayında yeni yasakların getirileceği sinyalini verdi.

AKP’nin sosyal medya düşmanlığı

AKP şefi gündeme dair gazetecilerin sorularını yanıtlarken sosyal medyaya bir kez daha hücum etti. Sosyal medya platformlarına ilişkin kabul edilen yasayı hatırlatan Erdoğan, yasaklar zincirini sıkılaştıracakları mesajı verdi. Ekim ayında mecliste bir çalışma yürütüleceğini söyleyen Erdoğan, demagojik laflar ettikten sonra baklayı ağzından çıkardı:

“Sosyal medyaya daha fazla katlanamayız. Onun için üzerine gitmemiz lazım.”

Yasaklama gerekçesini, “muhalefet partisinin sosyal medya üzerinden yalan söylemesini önlemek” diye açıklayan AKP şefi, bu zırvalara kimsenin inanmayacağını biliyor. Zira maaşlı trol ordusu kuran, bu ordu ile iğrenç linç kampanyaları yürüten bizzat kendisidir. “Aktroller” diye tanımlanan bu güruhun saray tarafından yönlendirildiği ve oradan maaş aldığı kimse için bir sır değil.

Erdoğan’ın arkasından ise İnternet Gazetecileri Federasyonu (İGF) yönetim kurulu ile Meclis’te bir araya gelen Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da açıklama yaptı. Dijital medyayı daha ‘legal’ bir yapıya kavuşturacakların söyleyen Altun şunları dedi: 

“Yeni yasama döneminde ele alınacak konuların başında internet yasası geliyor. Tüm dinamiklerle bir araya gelerek dijital medyanın geleceğine ışık tutacak olan bu kanun ile işini layığıyla ve dürüstçe yapan gazetecilere hakkını teslim edeceğiz. Kurumsallıktan uzak haber siteleri ise kurumsal yapıya kavuşmak zorunda kalacak.” 

Sarayın Goebbels’i diye anılan Fahrettin Altun, rejime muhalif sosyal medya gazeteciliğinin yaygın bir izleyici kitlesine ulaşmasından duyulan rahatsızlığı dile getiriyor. Zira sarayın beslediği gazeteci kılıklı tetikçiler ordusunun gazete ve kanallarına pek itibar eden kalmadı. “Yandaş havuz medyası” diye anılan bu şebekenin yalan ve çarpıtmaya dayalı yayın politikası iflas etmiştir. Kamuoyu yoklamaları, izleyicilerine “aptallar sürüsü” muamelesi yapan yandaş/havuz medyaya AKP destekçisi önemli bir kesimin de artık güvenmediğini ortaya koyuyor.

Haber alma hakkı engelleniyor

Erdoğan ve saraydaki adamlarından Fahrettin Altun’un konuşmalarının satır aralarına bakıldığında, mafyatik "yerli/milli" rejimin ortalığa saçılan kirli/kanlı icraatlarının ifşasından büyük bir korkuya kapıldıklarını görmek mümkün. Toplumsal olaylarda kolluk kuvvetlerinin uyguladığı vahşi şiddetin görüntülenmesine yasak getiren AKP-MHP mafyatik rejimi, sosyal medya ve internet gazeteciliğinin baskı ve kontrol altına alamadığı haber kaynaklarını bertaraf etmenin gayreti içerisindedir. AKP şeflerinin sözünü ettiği düzenlemeler özellikle sosyalist, devrimci, ilerici yayınların kapatma cezalarıyla susturulmak istendiği, gazetecilerin şiddete maruz bırakıldığı, yaptıkları haberler sebebiyle tutuklandığı ve sokak ortasında linç girişimlerine uğradığı bugünlerde haber alma hakkına dönük sistematik saldırıların daha da arttırılmak istendiğini gösteriyor.

Temel hak ve özgürlüklere saldırmak mafyatik AKP-MHP rejiminin karakteristik özelliğidir. Zırva kabilinden gerekçelere dayanarak hayata geçirmeye çalıştıkları uygulamalar bu çarpık karakterin dışa vurumundan başla bir şey değildir.

Saldırının hedefinde emekçilerin gerçekleri öğrenme hakkının gaspı ve bu gerçekleri dile getiren gazeteciler var. Yandaş / besleme olmayanları hedef alan bu saldırıya karşı gerçekleri dile getirme hakkını savunmak için, saraya biat etmeyen tüm basın emekçilerinin mücadeleye hazırlanmaları gerekiyor.