Türkiye’nin en büyük kapitalist tekellerinden biri olan Koç Holding, 2020 yılının ilk çeyreğinde 3,5 milyar TL net kâr yaptıklarını açıkladı. 2020 yılı ilk çeyrek finansal sonuçlarını değerlendiren Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, yaptığı açıklamaların satır aralarında pandemiye rağmen yaptıkları kârın sırını da dile getiriyor.
Koç Holding CEO’su, adetten olduğu üzere, “Salgın sürecinin en başından itibaren çalışma arkadaşlarımızın ve ailelerinin sağlığı en önemli önceliğimiz oldu.” diye söze başlayarak, göz yaşartıcı “müşfik” kapitalist tablosu çiziyor. Öyle ya “hepimiz aynı gemide” olduğumuza göre geminin batmaması için yüzdürülmesi şart. Koç Holding de bunu yapmış: “Şirketlerimiz kesintisiz olarak hizmet vermeyi sürdürürdü.” “Çalışma arkadaşlarımızın ve ailelerinin sağlığı en önemli öncelik” olduğu için de onlar durmadan çalıştılar! Ne de olsa “Çalışan demir pas tutmaz!” Ya da Hitler faşizminin toplama kamplarının girişinde büyük puntolarla yazıldığı gibi, “Çalışma özgürleştirir.”
Çalışmak için yaşamak insanın köleleşmesini katmerleştirdiği gibi, çalışan demir de paslanmasa da hızla aşınır. Oysa yaşamak için çalışmak insanın mutluluğuna mutluluk katarak onun özgürleşmesini sağlar.
CEO devam ediyor: “Salgın ülkemizde etkisini mart ayının ikinci yarısında göstermeye başlasa da dünyanın dört bir yanında faaliyet gösteren bir topluluk olarak koronavirüsün etkilerine daha erken maruz kaldık. Yurtdışı operasyonlarımızda edindiğimiz deneyimler doğrultusunda önlemlerimizi geciktirmeden aldık. 2020 yılına güçlü bir şekilde başlayan otomotiv sanayiinde üretim, salgının küresel tedarik zincirine olan etkisi ve yurtdışı talebindeki düşüş nedeniyle mart ayı sonundan başlayarak nisan ayı boyunca geçici olarak durdu.”
Tanrı bir kapıyı kapatırsa bir başka kapıyı açarmış! Korona salgını da Koç Holding’in “zor” günlerinde imdadına yetişerek, holdingin önüne yeni ufuklar açıyor. “Yurtdışı operasyonlarımızda edindiğimiz deneyimler doğrultusunda önlemlerimizi geciktirmeden aldık” diyen CEO, paranın kokusunu aldıklarında kırmızı görmüş İspanyol boğalarına dönmelerinin üzerini örtmek için de “vatan, millet…” martavallarına sığınıyor.
“Ülkemizin koronavirüsle mücadelesine destek olmak amacıyla hiç zaman kaybetmeden” güçlerini birleştirmişler: “Tüm imkânlarımızı kullanarak fabrikalarımızda solunum cihazı ve sağlık ekipmanları üretimi gerçekleştirdik.” Ne büyük fedakarlık! Pandemi döneminde “memleket sevdalıları”, “bitirim yatırımcılar” o kadar çoğaldı ki, kullanılma kalitesinde olmasalar da her köşede maske, önlük vb. üreticileri peydahlandı.
“Mart ayı sonundan başlayarak nisan ayı boyunca geçici olarak otomotiv sanayii durmuşken” Koç Holding’inde memleket aşkı ağır basıyor: “Memleketimize en iyi şekilde hizmet etmek için tüm şirketlerimizle seferber olduk. Arçelik, Tofaş, Ford Otosan ve Türk Traktör sağlık ekipmanları üretmeye başladı.” Sonuç: salgına, pandemiye, ‘evde kal’ çağrılarına rağmen durmadan çalışmanın karşılığı olarak Koç Holdingin kasasına 3,5 milyarı net kar olmak üzere 39,4 milyar TL aktı. Türk Metal gibi bir sarı sendikayı kanatlarının altında tutan Koç Holding’in krize rağmen bu uçuşu tesadüfi olmasa gerek.
Bu hikayede Koç Holding yalnız değildir. Sadece iki ayda, 18 Mart-19 Mayıs tarihleri arasında, ABD’li 600’ü aşkın milyarderin toplam serveti de 434 milyar dolar arttı.
Bu tablonun bir de diğer yüzü var. Krize rağmen Koç Holding ve ABD’li kapitalistlerin servetleri katlanırken, emek cephesinde işsizlik, yoksulluk ve sefalet büyüyor. Açıklanan son rakamlara göre ABD’de mart ayı ortasından bu yana, yani kapitalistlerin servetinin katlandığı dönemde işini kaybedenlerin sayısı 36 milyon 800 bini aştı.
“Koç Topluluğu’nun Kurucusu Merhum Vehbi Koç’un ‘Ülkem varsa ben de varım’ felsefesinin bu süreçte de yollarını aydınlattığını” belirten Çakıroğlu, “salgın yönetiminde gösterdikleri toplumsal sorumluluk bakış açılarının” Dünya Ekonomik Forumu tarafından da övgüyle karşılandığını kaydetti.
Dünya Ekonomik Forumu’nda hangi akbabaların yer aldığını şimdilik bir yana bırakalım. Koç Holding’in “toplumsal sorumluluk bakış açılarının” nasıl bir sefalet ürettiği gerçeğini iki sendikanın hazırladığı raporlar yeterince açıklıyor. DİSK/Genel-İş’in yayınladığı rapora göre, salgın nedeniyle ülke genelinde en az 149 bin 382 işyeri geçici süreliğine faaliyetlerini durdurdu. Buralarda çalışan 3 milyon 200 bin kişinin de işsiz kalma riski var. DİSK-AR’a göre ise, koronavirüs pandemisinin 7-8 milyon yeni işsiz yaratabileceği öngörülüyor. Bu, şu an 7-8 milyon civarında olan işsiz sayısının ikiye katlanması demektir. Koronavirüs pandemisi öldüremediği yoksulları açlığın kucağına atarak adım adım ölüme sürüklerken, kapitalistlerin kasalarına servet akmasını sağladı.
S. Taylan