Türkiye'nin yerli ve milli zenginleri

TOBB'un iftiharla açıkladığı büyüyenler, AKP'nin özel çabalarına mazhar olanlarla birlikte, tüm sermaye çevreleridir.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 02 Ocak 2021
  • 08:00

TOBB'un “En Hızlı Büyüyen 100 Şirket Araştırması 2019,” sonuçları yayınlandı. Araştırmanın sonuçlarına göre, inşaattan savunma sanayine, gıda, tekstil, plastikten makine sanayine, bilişimden lojistiğe kadar pek çok sektörden 100 şirket, 2016-2018 arası ortalama yüzde 511 büyüdü. Bu şirketler Türkiye’deki milli gelir artışının 12 kat üzerinde kazandılar. TOBB başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu'nun “ülkenin zenginleşmesinde öncü rol üstlenen, vergi ödeyen, üreten, ihracat yapan ve istihdam sağlayan girişimciler” diye nitelediği şirketler arasında tanıdık isimler var. Bunlardan biri Binali Yıldırım’ın yakın arkadaşı ve uzun yıllardır eski iş ortağı olarak bilinen Salih Zeki Çakır’ın sahibi olduğu Oras Denizcilik ve Ticaret Limited Şirketi. Oras Denizcilik sadece iki yılda yüzde 664,9 oranında büyüdü.

Hatırlayın, Türkiye’nin “milli ve yerli” olarak üretilen ilk sismik araştırma gemisi Oruç Reis, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün (MTA) açtığı bir ihaleyle Oras Denizcilik'e verilmiş ve şirket iki yıl boyunca gemiyi işletmişti. Salih Zeki Çakır, “yerli ve milli” Oruç Reis'i işletme hakkını Binali Yıldırım'ın sayesinde almış ve karşılığında milyonlarca dolar kazanmıştı. 4 milyon 775 bin dolar ödeme yapılan Salih Zeki Çakır, devlet eliyle zenginleştirilen bir “milli” olmuştu. Ama siz onu TOBB başkanın ağzından, “ülkenin zenginleşmesinde öncü rol üstlenen bir girişimci” olarak duyacaksınız.

TOBB başkanının “vergi ödeyen” tanımlamasını, yine aynı girişimci üzerinden açalım.  “Siyasete başlarken çocuklarıma bir tavsiyem oldu. Devletle hiçbir zaman iş yapmayacaksınız. Yakınına bile yaklaşmayacaksınız. Devletin bankalarından kaynak kullanmayacaksınız" diyen Binali Yıldırım'ın ve aile üyelerinin vergi cenneti Malta kayıtlarını hatırlarsınız. Malta'da off-shore, yani vergi dışı şirket kayıtlarında Salih Zeki Çakır'ın da ismi vardı. Salih Zeki Çakır, Malta kayıtlarına göre Binali’nin oğlu Erkam Yıldırım’la ortaktı. Binali Yıldırım’ın dayısı Yılmaz Erence ile de ortak oldukları bir off-shore şirketleri bulunuyordu. Aile boyu dostluk! AKP'nin öne çıkan isimleriyle bu aile boyu Malta ortaklığı, kamu ihalelerindeki kıyaklar, Oras Denizcilik patronuna işte böyle “Yürü, ya kulum!” demişti.  Dolarla ödemeler yapılarak zenginleştirilip “millileştirilen”, cenneti öteki dünyaya havale etmeden Malta adalarında bulan Salih Zeki Çakır, böylelikle TOBB'un iftiharla duyurduğu isimlerden biri oldu.

Bir de, ilk 100 içerisinde olmasa da, 2016-2018 dönemindeki ortalama büyüme oranı %98 olan şirketlere bakalım. Burada da tanıdık isimler karşımıza çıkıyor. Bunlardan bir tanesi Gülen cemaatine yakınlılığı ile de bilinen İhsan Kalkavan'a ait ARES Tersanecilik. 2014'ten beri kaçak olan İhsan Kalkavan'ın şirketini bu zorunlu firarilikten dolayı başka isimler vekaletten yönetiyor. Kerim Kalafatoğlu'nun yönetim kurulu başkanı olduğu ARES Tersanesi'nin yağlı müşterisi ise Katar. Arap Körfezi’nde, uzun menzilli karakol görevleri icra edecek gemiler yapan şirket, “Katar karasularını ve münhasır ekonomik bölgelerinde bulunan, petrol ve doğal gaz platformları gibi kritik yapıları müdafa etmenin” öncelikli görevleri olduğunu önemle vurguluyor.

Yine bu ilk 100'ün devamında, 2016-2018 döneminde en az %10 büyüyen şirketlerden Gaziantep'te bulunan Linea Halı, Yasin Kaplan Tekstil ve Oba Makarnacılık'ı örnek verebiliriz.

Kârlarındaki artışla TOBB'un iltifatlarına muvaffak olan bu sermayedarların, işçi sınıfına dönük işleri suçlar açısından ise sicilleri bozuktur. 2018 yılında gelirleri 100-250 milyon aralığına yükselen Linea Halı, sermaye kuruluşlarından alkışlar aldı. Aynı yıl içerisinde Dev-Tekstil'in gündeme getirmesiyle bu fabrikada dokumacı işçilerin yıllık izinlerinin gasp edildiğini, işçilerin izin kağıtlarına imza atmaya zorlandığını ve itiraz durumunda işten çıkarıldığını öğrenmiştik. İşte bunlar, yüksek kârların ve alınan alkışların kaynağıydı. 742 işçinin çalıştığı Yasin Kaplan Tekstil'de de yine Dev-Tekstil sayesinde işçilere düşük ücretler verildiğini ve mobbinge maruz kaldıklarını duymuştuk. Fabrika, sadece işçilere yönelik kötü muameleyle değil, aynı zamanda bunları dile getiren Dev-Tekstil'e açtığı dava ile de biliniyor. Başpınar 4. Organize Sanayi Bölgesinde bulunan OBA Makarnacılık da gelirlerini %98 artıran firmalardan biri oldu. Oba Makarnacılık'ta koronavirüs sürecinde işçilerin canı hiçe sayıldı, dinlenme hakları tanınmadı, çalışma saatleri 12'ye çıkarıldı ve hijyen koşulları asgari oranda dahi sağlanmadı.

Özetle, TOBB'un iftiharla açıkladığı büyüyenler, AKP'nin özel çabalarına mazhar olanlarla birlikte, tüm sermaye çevreleridir. Ortaya konan büyüme rakamları aynı zamanda Türkiye'de işçi ve emekçilerin düşük ücretlerle, esnek çalışmayla ve en temel haklarının gaspıyla iliklerine dek sömürüldüğünün de ilanıdır.

S. Gül