Koronavirüs (Covid-19) salgını birçok işkolunda çalışan emekçileri olduğu gibi eğitim emekçilerini de vurdu.
Türkiye Özel Okullar Derneği verilerine göre, salgınla birlikte yaklaşık 300 bin öğrenci özel okullardan kaydını sildirdi, resmi rakamlara göre 636, TÖZOK’a göre yaklaşık bin özel okul kapandı, 5 bine yakın çalışan işsiz kaldı. Henüz işini kaybetmeyen özel okul öğretmenleri ise kısa çalışma ödeneğiyle birlikte salgının faturasının kendilerine kesildiğini belirtirken, “Haftalık 35-40 saat çalışmamıza rağmen kısa çalışma ödeneği altında düşük ücretle çalıştırılıyoruz” dedi.
Eğitim Sen Genel Sekreteri Sinan Muşlu, iktidarın özelleştirme politikalarıyla birlikte eğitim-öğretimin de özelleştirildiğini vurgulayarak şunları ifade etti:
“Özel okullara MEB tarafından ciddi kaynaklar aktarılıyor. Velilerden online eğitim olmasına rağmen ücret talep ediliyor. Ancak bu kaynakların hiçbiri öğretmenlere dönmüyor. Aldığımız duyumlara göre, güvencesiz çalıştırılıp, ücret ödemesi elden ödeniyor ve düşük ücretler ödeniyor. Öğretmenler, en küçük bir hak arama durumunda ‘ekmek’ ile tehdit ediliyor. Eğitimin tarafsız ve parasız olması gerekmektedir. Kaynağı devlet tarafından karşılanmalı. İktidarın özelleştirme ile birlikte öğretmenlere yaklaşımı sömürü düzenidir. Tüm eğitim emekçileri haklarını sonuna kadar savunmalıdır.”
Kıdem tazminatı oyunu
Cumhuriyet’ten Ökkeş Taşkın'a konuşan özel okul öğretmenleri ise haftalık 40 saate varan çalışma mesaileri olmasına karşın “sefalet ücreti” aldıklarını belirtti. Öğretmenler, “Sözleşmelerimiz 10 ay şeklinde yapılarak kıdem ve tazminat hakkımız elimizden alıyor. Millî Eğitim Bakanlığı’na (MEB) veya Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) başvuru yaptığımızda kimliklerimiz bir şekilde deşifre ediliyor. Sendikal hak mücadelesine giriştiğimiz an bir şekilde yüz kızartıcı suç kılıfı uydurulup üzerimize atılıyor. İşsiz kalmamak için bu durumu kabul etmek zorunda kalıyoruz” ifadelerini kullandılar.