AKP-MHP iktidarı içeride baskı ve devlet terörü, dışarıda savaş ve saldırganlık hamlelerinden vazgeçmiyor. Son dönemde, Kürt halkını hedef alan işgalci-saldırgan politikalarına hız veren, bu yönde emperyalistlerden icazet almaya, Irak ve IKBY yönetimiyle de işbirliği yürütmeye çalışan dinci-faşist rejim, Güney Kürdistan’a yönelik saldırılarını tırmandırdı.
Dün (10 Şubat) PKK kontrolünde bulunan Garê bölgesini hedef alan saldırılar düzenleyen TSK “Pençe Kartal-2 Harekatı” adı altında yeni bir operasyon başlattığını ilan etti. Kürt halkı başta olmak üzere bölge halklarına yıkım dayatmaktan geri durmayacağının sinyalini veren Savunma Bakanlığı yeni saldırılarını yine bilindik “terör” demagojileri eşliğinde, PKK’nin bölgede yeniden barınma alanları ve mevziler oluşturduğu ve geniş çaplı bir saldırı hazırlığı içinde olduğu iddiasıyla gerekçelendirdi. “Uluslararası hukuktan doğan meşru müdafaa” yalanları eşliğinde, dün (10 Şubat) saat 02.55’ten itibaren başlattığı saldırılar şiddetlenerek devam ediyor.
Garê’ye bağlı alanlar bombalandı
ANF’de yer alan haberlere göre, TSK’nın bölgeyi savaş uçaklarıyla hedef aldığı, daha sonra bölgeye çok sayıda asker indirdiği belirtildi. HPG’den yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Gece saat 03:00’dan sabah saat 06:00’a kadar Garê bölgesine bağlı Gundê Guzê, Meyrokê, Siyanê, Çemşerîtkê, Yekmalê ve Kanîsarkê köylerine ait arazileri ve Deşta Kafya ile Deşta Nehlê alanlarını keşif ve savaş uçaklarıyla onlarca kez bombalamıştır.”
Çemrobotkî köyü çevresinin saat 04.30’da iki kez, sabah saatlerinde bir kez savaş uçaklarıyla bombalandığı belirtilen açıklamada, eş zamanlı olarak kobra helikopterleri ile Yekmalê ve Siyanê köylerinin etrafının da bombalandığını ifade edildi. Bombardımanın ardından, işgalci TSK güçlerinin Siyanê köyüne indirme yaptığı ve HPG ile çıkan çatışmaların halen devam ettiği bildirildi. Kobra ve skorskilere karşılık verdiğini ve bunların alandan uzaklaştığını açıklayan HPG ayrıca bombalanan yerler arasında savaş esirlerinin tutulduğu bir kampın da bulunduğu bilgisini paylaştı. Ayrıca, TSK’nın saldırısına KDP’nin peşmergelerinin de Türk askeri kıyafeti giydirerek savaşa kattığı iddiasında bulunuldu.
Kürt halkıyla dayanışmaya!
Sömürgeci Türk sermaye devleti ve dümenindeki AKP-MHP rejimi yıllardır Kürt halkına ve hareketine karşı gözü dönmüş bir kudurganlıkla saldırıyor. Ulusal demokratik istemlere dayalı Kürt hareketini ezmek, Kürt halkını sindirmek, onun ulusal eşitlik ve özgürlük istemini devlet terörüyle boğma çabalarından vazgeçmiyor, her türlü vahşete ve kirli yönteme başvuruyor. Sınır içi ve sınır dışında Batı ve Güney Kürdistan’a yönelik askeri operasyonlarla Kürt halkını ve özgürlük istemlerini boğamadığı içindir ki, tüm kiniyle saldırmaya devam ediyor.
Türkiye işçi sınıfı ve emekçi kitleleri, kardeş Kürt halkının en doğal ve meşru taleplerine sahip çıkmalı ve dinci-faşist iktidarın “terör” demagojilerine prim vermemelidir. AKP-MHP rejiminin içeride işçi-emekçi eylemlerine, gençliğin “özerk-demokratik üniversite” mücadelesine karşı estirdiği devlet terörü, Kürt halkının özgürlük istemini de en vahşi biçimde hedef almaktadır.
İşçi ve emekçiler, bu savaş ve saldırı hamlelerine sessiz kalmamalı, kardeş Kürt halkıyla eylemli dayanışma içinde olmalı, Kürtlerin özgürlük özlemine sahip çıkmalıdır. Zira, Kürt halkına ve Kürt hareketine karşı uygulanan baskı, şiddet terör ve imha saldırısı, aynı zamanda Türkiye işçi sınıfı ve emekçilerine, onların örgütlü güçlerine ve bir bütün olarak toplumsal muhalefet hareketine yöneliktir.