Kobanê Davası’nın 12. duruşması

Kobanê Davası’nın devam eden 12. duruşmasında avukatların müvekkilleriyle görüşme yaptığı alanda jandarmanın kısıtlama yapmasına tepki gösteren Avukat Cahit Kırkazak, “Burası bir mahkeme salonu, kışla değil” dedi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 12 Mayıs 2022
  • 22:42

Kobanê Davası’nın 12’nci duruşması, verilen bir günlük aranın ardından 7’nci gününde Sincan Hapishanesi Kampüsü’nde görülmeye devam etti. Tahliye taleplerine ilişkin siyasetçiler ve avukatlara söz verildi.

İlk olarak söz alan Avukat Ali Bozan, bugün ve yarın tahliye taleplerine süre kalması adına gelen belge ve bilgilere ilişkin konuşmayacağını ifade etti. Bozan, Kürt siyasetçi Zeynep Ölbeci’nin Kürtçe savunması sırasında kullandığı Kürtçe il ve ilçe isimlerinin tercüme edilmemesi konusunda tercümana uyarıda bulunduğunu hatırlatarak, mahkemenin buna karşın ara karar oluşturmasının usule aykırı olduğunu vurguladı. Savcı mütalaasına ilişkin konuşan Bozan mütalaadaki hukuksuzlukları sıraladı ve itiraz etti. Bozan devamında şu ifadeleri kullandı: 

“Bugüne kadar mahkemenin tutuk devam gerekçesi Ölbeci’nin savunma yapmamış olmasaydı. Savunmasını da artık yaptı. Müvekkilimin kaçma şüphesi yoktur. Dosyada yargılanan bir kısım kişilerin yurt dışında bulunması nasıl Ölbeci’nin tutuk devam gerekçesi yapılabilir?”

Ardından Aynur Aşan hakkında verilen tutukluluk devam kararındaki hukuksuzlukları aktaran Bozan tahliye talebini yineledi.

Jandarmadan kısıtlama

Avukatların müvekkilleriyle görüşme yaptığı alanda jandarmanın kısıtlama yapmasına mahkeme başkanı destek verdi. Avukat Cahit Kırkazak duruma itiraz ederek, “Burası bir mahkeme salonu, kışla değil. Kararı siz vereceksiniz” diye tepki gösterdi. İtirazları dinlemeyen mahkeme başkanının bağırarak avukatları susturmaya çalışması dikkat çekti.

Ardından söz alan Ali Ürküt, “Burası çok geniş bir salon ve 2’den fazla avukatın burada müvekkilleriyle görüşememesi mümkün değil” dedi. 

Konuşmasında Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasal ve ekonomik krize, Gezi Davası’na ve duruşma periyotlarına değinen Ürküt şunları ifade etti:

“Bu dosyada hiçbir yerde adım geçmiyor. Birkaç tane sosyal medya paylaşımım dışında hiçbir somut veya soyut bir delil mevcut değil. Bu azmettirme konusunun da hala gündeme getirilmesini anlayamıyorum. Ortada bir fail yokken, suça azmettirilen kişiler ortada yokken biz kimi azmettirmiş. Savcının Muş’taki protestoyu bizim azmettirdiğimizi söylüyor herhalde. AİHM’in Demirtaş kararı doğrultusunda HDP’nin çağrısının yaşanan olaylarla bir ilgisi olmadığı açık bir biçimde belirtildi, biz de defalarca ifade ettik.” 

Aleyhinde iddia edilen ve istinat edilen suçların tamamını reddeden Ürküt, 19 aydır süregelen tutukluğunu hatırlatarak, bu aşamada tahliyesini talep etti. 

Ardından duruşmaya 1 saatlik ara verildi.

Duruşma, verilen aranın ardından tahliye talepleriyle sürdü. İlk olarak konuşan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, tanık beyanlarının çürütülmesinin mahkemenin kanaatini değiştirmediğini vurguladı. Erdoğan’ın yaptığı çağrı ile HDP’yi hedef gösterdiğini ve kamuoyunda bir algı yarattığını ifade eden Demirtaş şunları ifade etti:

“Bir siyasi mühendislikle yönetilen dava devam ediyor. Tanıklar ikna edilmiş, aleyhe beyanlar alınmış fakat tanıkların çuvallamasına rağmen mahkeme tanıkların beyanlarına itibar ettiğini altını çizerek söylemiş. Gizli tanıklar gelse ve dese ki ‘Biz iftira attık.’ Yine de mahkeme için önemli olmayacak.”

Ardından TJA aktivisti Ayla Akat Ata, yargılamanın şu anda sağlıklı bir biçimde ilerlemediğini ifade etti. “Burada herkes artık birbirini tanıyor. Mahkeme başkanı olarak meslektaşlarıma yönelik yaklaşımlarınızı doğru bulmuyorum” diyerek, mahkeme başkanının avukatlardan gelen söz taleplerini reddetmesini eleştirdi.

Sebahat Tuncel’den Canan Kaftancıoğlu’na dayanışma mesajı

Sonrasında konuşan DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, duruşma periyotlarının cezaevinde yaşamlarını sürdüren siyasetçiler için insanlık dışı olduğunun altını çizdi. Kendilerine gönderilmesi gereken belgelerin geç geldiğini belirten Tuncel, ayrıca mahkemenin salondaki yönetimini de eleştirdi.

 Tuncel şöyle devam etti:

“Bu mahkemede siyaseten yargılama ya da adil yargılama mekanizması ortada yok. Sadece size siyasi iktidar tarafından verilen bir görev var. Yargıçları itham ediyorum. Bu sadece sizin meseleniz değil. Siyasi iktidar Türkiye’yi bu hale getirdi. Bütün mahkemelerde siyasi iktidar istediğini hapsediyor, istediğini serbest bırakıyor. Bakın bugün CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında hüküm verildi. Buradan kendisine dayanışma duygularımı yolluyorum. Bunun yanında Gezi Davası’nda Osman Kavala ve diğer arkadaşlara verilen cezalar da ortada. Neden? İlla Soros’la ilgili ceza verilecekse Erdoğan yıllarca Soros ile çalıştı.”

Avukatların beyanlarının ardından duruşmaya yarına kadar ara verildi.