HDP eski Eş Genel Başkanları ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 11’inci duruşması altıncı gününde Sincan Hapishanesi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görülüyor.
Davanın açık tanığı Kerem Gökalp’in dinleneceği duruşmada yoğun güvenlik önlemleri alınması ve çok sayıda TEM Şube polisinin gelmesi dikkat çekerken AKP’li milletvekilleri de duruşmaya katıldı.
Mahkeme heyetinin tutum ve davranışları nedeniyle gergin başlayan duruşmaya dava avukatları tepki gösterdi.
Ardından tutsak siyasetçiler söz aldı. Sebahat Tuncel, bütün avukatların Avukatlar Günü’nü kutlayarak, söze başladı. “Bir ülkede polis çoksa özgürlük yok, bir ülkede asker çoksa barış yok, bir ülkede avukat çoksa özgürlük yok” sözüne atıf yapan Tuncel, “Biz adalet arayışı mı yapıyoruz, yoksa siz bizi cezalandırmaya mı çalışıyorsunuz?” diye sordu.
“Şahsımızda halkı yargılıyorsunuz”
Eski mahkeme başkanı Bahtiyar Çolak’ın duruşmalara gelmediği süreci hatırlatan Tuncel şöyle konuştu:
“Bahtiyar Çolak’ı ilk başta biz reddettik. Siz de bu işe ortaktınız. Bizim söylediklerimiz haklı çıktı. Bahçeli ve Soylu’nun hatta Cumhurbaşkanı danışmanlarının davaya nasıl müdahale ettiğini biliyoruz. Kişi olarak Bahtiyar Çolak’ı tanımıyoruz ama yargılama açısından önemlidir. Siz gösteri toplumu yaratıyorsunuz biz bunun bir parçası olmayız. Bizim şahsımızda bir halkı yargılıyorsunuz. Makamanıza saygı istiyorsunuz, haklısınız. Biz de saygı istiyoruz. Bağırıyorsunuz, gerginliği sanki biz ve avukatlar çıkarıyor gibi davranıyorsunuz. Usul özgürlüğe giden yolda her şeydir.”
Dilek Yağlı, Ayla Akat Ata, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ söz alarak mahkemede süren hukuksuzlukları ve mahkemenin heyetinin hızla karar verme peşinde olmasını eleştirdi.
İtirafçı Gökalp: Ortadoğu’daki gelişmelerden bağımsız değil
Duruşma tanık olarak dinlenen Kerem Gökalp Kobanê sürecine dair 2009 yılı sonrası Ortadoğu’da gelişen Arap Baharı’nın ülkelere yansımalarına değindi. Kobanê sürecinde örgütün üst düzey yönetiminden bir ekibin Suriye’ye gönderildiğini öne süren Gökalp şunları iddia etti:
“Kuzey Suriye’de Esad güçleri olduğu gibi bıraktı. Şam ve Halep, Lazkiye bölgelerinin güvenliği için oraya geçti. 19 Temmuz 2012’de bölgede yaşayan insanlar bir tane mermi dahi patlatmadan girdiler. Kontrol ele geçirildi”
Tanık Gökalp, Kamuran Yüksek’i fiziken hiç görmediğini belirterek “Kamuran Yüksek’i görmüş değilim. Örgütte gördüğüm kişiler bana görüntüde parmakla gösterdiler” dedi.
Kobanê eylemlerinin çıkışını 2009 yılındaki Ortadoğu’daki gelişmelerden bağımsız olmadığını ileri süren itirafçı Gökalp şunları öne sürdü:
“Musul’da yaşanan gelişmelerdi. Bunlardan bağımsız, kopuk dersek, 14 yıllık tecrübe ile eksik bir tanım olur. Buna benzer çok farklı olaylar gelişebilir. Kobanê’de çağrı yapan, çağrıya karşılık verenin sokakta meydanda alanda içine girdiği durumun arkasında çok farklı nedenler vardır. Düşüncesi, niyeti farklı olabilir. Oradaki gelişmeler karşısında tepki gösterdiğini söyleyebilir”
Bire bir gördüğüm kimse olmadığını söyleyen Gökalp mahkeme başkanının sorularını yanıtladı.
Mahkeme üyesi, “Örgütün kampında veya eğitimde bizzat gördüğünüz isimler oldu yargılananlardan?” sorusuna Gökalp, “Örgütün yöneticileri zaten vardı. Ama Selahattin Demirtaş gibi isimler yoktu. Türkiye’den gelen kadrolar vardı ama benim gördüğüm burada bulunan kimse yoktu. Kültür, kadın alanından gelenler oluyordu. SEGBİS’te veya duruşma salonunda gördüğüm kimse yoktu o eğitimlerde” dedi.
Avukatların söz talep etmesi üzerine talebi karşılamayan mahkeme duruşmaya ara verdi. Avukatlar tanığın duruşma salonundan ayrılmamasını talep etti. Mahkeme başkanı ise talebi kabul etti. Tanığın dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti duruşmaya 7 Nisan’a kadar ara verdi.