13 Mayıs 2014 yılında son dönemlerin en büyük işçi katliamı gerçekleşti Soma’da. Resmi rakamlara göre 301 işçinin can verdiği maden katliamı, kapitalizmin işleyişinin kanlı bir tablosuydu adeta.
Katliam sonrasında göstermelik mahkemelerin en üst düzey sanığı, Soma Kömür İşletmeleri Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan idi ve aldığı 15 yıllık cezanın yattığı süreye denk gelmesi nedeniyle tahliye edildi. Yetmediği gibi bir de hediye verildi kendisine. Gürkan tahliye edilmekle kalmadı, tekrar maden işletebilme yetkisine de kavuştu.
Katliamda yaşamını yitiren ailelerin avukatı Selçuk Kozağaçlı, “Türkiye’de bu kadar zengin olup da bu kadar süre hapiste kalan kimse yoktur” demişti. Şu anda Kozağaçlı tutuklu, Can Gürkan ise serbest. Can Gürkan’ın bu kadar süre bile hapis yatması katliamın büyüklüğü, kamuoyunun tepkisi, cemaatlerinden devletine iktidar güçlerinin ailelere yaptığı davadan vazgeçme baskısına rağmen vazgeçmeyen ailelerin tepkisi nedeniyledir. Can Gürkan, bir dava gününde, “Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner” demişti. Biliyor ki bu sistemin adaleti, hükümeti kendinden yana.
Can Gürkan Soma Kömür İşletmeleri Yönetim Kurulu Başkanı olarak katliamın sorumlularından yalnızca biridir. Katliamın arkasında Soma Holding, sermaye devleti ve dolaysız biçimde AKP iktidarı bulunmaktadır. Dönemin Çalışma Bakanı bu ocağı örnek göstermişti. Dönemin başbakanı Erdoğan ise katliamı “fıtrat-kader” diye açıklamıştı. Soma halkı bu sözler karşısında tepki göstermişti. Başbakanlık müşaviri Yusuf Yerkel yere düşen bir maden işçisine tekme atmıştı.
AKP iktidarı döneminde Soma’da tarım bitirilmiş, Soma halkı madende çalışmaya zorunlu bırakılmıştı. Soma maden ocağı özelleştirilmiş, kömür alımı garantisi verilmiş, 2012 yılında üretim fazlası %47, 2013’te %53’e çıkarmıştı. İktidara yakın sermayedarlar taşeronluk köleliği ile işçileri daha fazla sömürerek zenginleştiler. Katliamdan önce bakanlık adına teftiş yapılmış, tutanak düzenlenmişti. Yaklaşık iki ay sonra katliam gerçekleşti. Var olan tutanak bile Soma Holding ve AKP iktidarının işbirliğini göstermektedir.
Soma Katliamı’nın temel nedenlerinden biri taşeron köleliğidir. AKP iktidarı döneminde taşeron köleliği artmaktadır. Kuralsız çalışma, ucuz işçilik, hiçe sayılan işçi sağlığı ve güvenliği taşeron köleliğinin tanımıdır. Soma’da yaşanan da buna tekabül etmektedir. İşçiler Soma madenlerinde işe alımlarda tarımdaki gibi “dayıbaşı” dedikleri taşeronların olduğunu mahkemelerde anlattılar. Taşeronlar kendileri de çalışıyor gibi görünen ve çıkan kömür üzerinden prim alan, kapitalistlerin madendeki yüzü, maşası, “Hadi, hadi” diyerek işçilere baskı yapanlardır. Maden-İş Sendikası yöneticileri de patronlardan, taşeronlardan farklı değil.
Soma Katliam’ının ardından göstermelik yargılamalar ve cezalar verildi. Bir gecede işsiz kalan 2.831 madenci tazminatlarını alamadı. Soma madenlerinde kölelik devam ediyor.
Kapitalistler yüzlerce işçinin can güvenliği yerine hep daha fazla kâr etmeyi önemserler. Özelleştirme ve taşeron köleliği kapitalizmin özetidir. Güncel resmi ise Soma Katliamıdır.