İşçilerin, gençlerin, kadınların, çevrecilerin hak arama mücadelesinden büyük korku duyan AKP-MHP iktidarı baskı ve zorbalığını her fırsatta arttırıyor. Çeteleşen devlet ve dümenindeki dinci-faşist rejim; valilikleri, jandarması, polisi, bekçisi, yargısı vb. bütün kurumları ile en ufak bir mücadeleye azgınca saldırıyor.
Tüm bu saldırılara paralel olarak da söz, basın ve ifade özgürlüğüne dönük fiilen gerçekleştirilen saldırılar, genelgeler ve yönetmeliklerle yasal güvence altına alınmak isteniyor. İktidarın sözcüleri her konuşmalarında kendileri dışındaki her sese saldırmayı ihmal etmiyor. Cumhuriyet ve BirGün gazetelerinin hedef alınması bunun en güncel örneklerini oluşturuyor.
Son olarak AKP şefi Tayyip Erdoğan imzasıyla Basın Kartı Yönetmeliği değişti. Yönetmeliğe kart verme ve iptal etmede keyfiliği artırabilecek yoruma açık maddeler eklendi.
Yeni düzenlemeyle, “Basın Kartı” iptal edilmesine gerekçe olarak gösterilecek şartlara, “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, üyesi olmak veya yardım etmek” ibaresi eklendi. Yönetmeliğe eklenen yoruma açık bazı maddeler şöyle:
-Taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumlar sergilemek suretiyle basın meslek onurunu zedeleyecek şekilde faaliyette bulunması,
-Şiddet ve terörü özendirecek, her türlü örgüt suçları ile mücadeleyi etkisiz kılacak içerik oluşturması,
-Suça tahrik veya teşvik edecek ve suç ile mücadeleyi etkisiz kılacak faaliyetlerde bulunması hallerinde komisyon tarafından yapılacak inceleme ve değerlendirme sonucunda, bu kişilerin sürekli nitelikte basın kartlarının iptaline karar verilebilir. Komisyon tarafından verilen iptal kararları Başkanın onayı ile derhal uygulanır.
-“İletişim Başkanlığı basın kartları konusunda neredeyse 3 yıldır keyfi bir politika izliyor. Danıştayın verdiği bu karar, basın kartlarının veriliş sürecinde biz meslek örgütlerinin itiraz ettiği keyfiliği ve hukuksuzluğu belgeledi.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Twitter hesabından basın kartı yönetmeliğinde yapılan değişiklik ile ilgili yaptığı açıklamada, “Terör ve şiddet propagandası yapanların basın kartının arkasına sığınmalarının önüne geçen maddeler güçlendirildi. Söz verdiğimiz gibi basın kartının saygınlığını artırmayı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Basın örgütleri: “Basın özgürlüğüne darbe”
Hiçbir hukuki dayanağı olmayan bu değişikliğe Türkiye Gazeteciler Sendikası başta olmak üzere aralarında Çağdaş Gazeteciler Derneği, DİSK Basın-İş Sendikası, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, Ekonomi Muhabirleri Derneği ve Gazeteciler Cemiyeti’nin de bulunduğu Medya Dayanışma Grubu, tepki gösterdi.
Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişikliğini “basın özgürlüğüne darbe” olarak nitelendiren basın örgütleri Danıştay kararını hatırlattı.
Danıştay’ın yönetmeliğin iptaline ilişkin mart ayında yürütmeyi durdurma kararı verdiğine dikkat çekilen açıklamada, buna karşın İletişim Başkanlığı’nın Danıştay’ın hukuki itirazına neden olan muğlak ve keyfi maddeleri koruduğu ve genişlettiği belirtilerek şöyle denildi:
“Danıştay, mart ayında açıklanan yürütmeyi durdurma kararında, basın kartlarının keyfi olarak ve muğlak ifadelere dayanarak iptal edilmesi ve/veya verilmemesi karşısında İletişim Başkanlığı’nı ‘hukuki belirlilik’ ilkesine uymaya çağırmıştı. Buna karşın İletişim Başkanlığı muğlak ve keyfi maddeleri korudu. Bu maddeler mahkeme kararı aranmadan, savunma hakkı verilmeden, masuniyet karinesi gözetilmeden kart iptaline karar verebileceğini yönetmelik değişikliğine ekledi.”
Açıklamada, İletişim Başkanlığı’nın yönetmelik değişikliğiyle Danıştay’ın itiraz ettiği “kamu personeline kritersiz kart dağıtılması” uygulamasını genişlettiği, hukuki karara meydan okuduğu belirtildi, yeni düzenlemeyle gazeteciye değil, gazeteci olmayan çok sayıda kişiye basın kartı verilebileceği kaydedildi.