Yeni yıl itibariyle yayın hayatına başlayan devrimci işçi gazetesi Emeğin Kurtuluşu Gazetesi’nin 1-15 Şubat 2023 tarihli 3. sayısı çıktı.
Ülkenin dolu dizgin seçim atmosferine girdiği, vaatlerin havada uçuştuğu, sandıkların işçilere bir kez daha “umut” olarak sunulduğu bir dönemde, “Ne seçim ne meclis! İşçi sınıfının kurtuluşu kendi eseri olacak!” manşetiyle yayınlanan gazetenin kapak yazısında, kapitalist düzende seçimler, parlamento, genel oy hakkının ne anlama geldiği özetlenmiş, seçimlerin esasında kapitalist sömürünün perdesi olarak kullanıldığının altı çizilmiş. “Ülkeyi yirmi yıldır yöneten ve başta işçi sınıfı olmak üzere tüm toplumu büyük bir yıkıma uğratan AKP iktidarının kaderini belirlemek açısından bu seçimler elbette büyük bir öneme sahiptir. İşçi sınıfı kendisine en büyük hak kayıplarını yaşatan, temel özgürlüklerini gasp eden bu iktidardan kurtulmak için her şeyi ile çaba harcamalıdır. Ancak AKP’den kurtulmak için çaba harcamakla bu baskı ve sömürü düzeninin ondan kurtulmakla sona ereceğini sanmak bambaşka iki şeydir. Tüm tarihsel deneyimler bize, işçi sınıfının hak ve özgürlüklerini geliştirmesinin, baskı ve sömürüden kurtulmasının yolunun burjuvazinin sandıklarından değil dişe diş mücadelelerden geçtiğini göstermektedir” ifadelerinin yer aldığı yazı, işçi sınıfının yapması gerekenlere şu cümlelerle vurgu yapmış: “İşçi sınıfının seçimler sürecinde yapması gereken, şu burjuva partinin yerine diğerini tercih etmek değil, kendi bağımsız örgütlenmesini ve buna dayalı eylemini güçlendirecek bir mücadeleyi örgütlemektir. Kurtuluşumuz ancak kendi ellerimizdedir.”
Gerçekleşen Davos Zirvesi üzerine kapitalizmin çözümsüzlüğünü sayfalarına taşıyan gazete, Oxfam raporlarıyla bir kez daha tescillenen servet ve sefalet kutuplaşmasının devasa boyutlara ulaştığını çarpıcı verilerle ortaya koymuş.
“İktidar seçim için kararını verdi” başlıklı yazıda AKP'nin seçim manevraları teşhir edilirken, “Sınıf Tavrı” köşesinde “İşçi sınıfı da sözünü söyleyecektir!” başlıklı yazı ile AKP'nin Demokrat Parti göndermeli 14 Mayıs seçim tarihini “Yeter söz milletindir!” sloganıyla açıklaması üzerinden, tek parti iktidarı dönemi, Demokrat Parti iktidarı ve o günlerden bugünlere kadar birçok burjuva partisinin kullandığı “söz milletin” tanımlamasının içi boş bir söylem olduğu belirtilerek şunlar ifade edilmiş: “Burjuvazinin siyasetinde söz hiçbir zaman milletin ya da halkın değildir. Siyasete yön veren asıl söz, her zaman bir avuç sömürücü asalağın sözüdür. Yüz yıllık burjuva cumhuriyetinin tarihi, CHP’nin tek partili iktidarından darbe dönemlerine ve takiyeci AKP dönemine kadar, burjuvazinin sınıf iktidarının tarihidir. Halkın sözünü söyleyebileceği tek sistem sosyalizmdir. Halkın sözünün gerçek hayatta karşılığının olacağı tek düzen işçi sınıfının sosyalist iktidarıdır.”
Ocak zamları dönemi, işçilerin ücret temelli hak mücadelesinin yaygınlaşması, “Birleşelim, kazanalım!” başlıklı bir yazıyla gazete yer bulurken, Gebze EYT Derneği Başkanı ile gündemdeki EYT düzenlemesi üzerine gerçekleştirilen röportaj “Taşı delen suyun kuvveti değil damlaların sürekliliğidir” başlığıyla yer verilmiş.
Süren işçi direnişlerinin haberlerinin yer aldığı gazetede, “Tüpraş ve Ford işçileri sermayenin Koçbaşına karşı” başlıklı yazı ile iki fabrikanın öne çıkan ek zam mücadeleleri işlenmiş. “Metal işçisi gücünü göstermeli!” yazısı metal fabrikalarında yaşanan hareketlilik, ek zam mücadelesi, grev yasakları ve sendikal bürokrasinin tutumları irdelenerek tabandan örgütlülüklerle önümüzdeki günlere hazırlanma çağrısı yapılmış.
Ek zam mücadelesi veren Çiğli Belediyesi işçilerinin işvereni konumundaki CHP'li belediyenin ve Genel-İş bürokratlarının saldırısı altında olduğu, temsilcilerin görevden alınması ve 61 işçiye açılan disiplin soruşturmasının asıl nedeninin işçilerin taban örgütlülüklerini dağıtmayı hedeflediğinin belirtildiği “Çiğli Belediyesi işçilerinin haklı mücadelesi hedefte!” başlıklı yazı ile sermaye partilerinin ve sendikal bürokrasinin işçi mücadelesi karşısındaki tutumu ele alınmış.
Gazetenin “Bakış” köşesi, DİSK'in 56. kuruluş yıldönümü vesilesiyle “Nostalji değil sınıf mücadelesi!” başlıklı yazısına ayrılmış. Sınıf hareketinin gelişimi ve DİSK'in kuruluşunun bu gelişim içinde tuttuğu yerin tartışıldığı yazıda, bugünün DİSK'i ile geçmişin DİSK'i arasında bulunan ayrımların altı çizilmiş ve DİSK'in tarihine sahip çıkmanın ancak işçi sınıfı mücadelesinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesiyle mümkün olacağı belirtilmiş.
İşçi sınıfının devrimci geleceği tanımlamasını hak eden Greif Direnişi'nin 9. yıldönümü gazetenin orta sayfasında dosya konusu olarak kendine yer bulmuş. “İşgal, grev, direniş!” başlıklı dosyada, Greif işgalinin kazanımları, yarattığı deneyim, sürecin gelişimi ve kadın işçilerin tuttuğu yer farklı açılardan anlatımlarla ele alınmış.
“Kavganın Yarısı” köşesi “Şiddet kadınların kaderi değildir!” başlıklı yazıya ayrılırken, “İşçi ve emekçi kadınlar nasıl özgürleşir” başlıklı yazı ile kadının özgürleşmesinin önünü açacak kimi başlıklar özet halinde sıralanmış.
“Sefalette değil, sefahatte eşitlik istiyoruz!” başlıklı arka kapak yazısının yanı sıra, “Mücadele Postası” sayfalarında fabrikalardan gelen okur mektuplarına yer verilmiş. Gazetede yer alan diğer yazılar şunlar:
- Peru halkı ABD destekli darbeye karşı direniyor
- Kurşunla olmazsa açlıkla
- 1936 Fransa'sında “Neşeli grevler”
- İşçi Okulu/Demokrasi kavramı üzerine
- Popüler kültür ve piyano çalan kurye işçisi