Depremin ardından bölgede ilan edilen OHAL’den istifade işçi ve emekçilerin hakları gasp edilirken kapitalistlere destek üzerine destek yağdı.
Çarklar ölümüne dönüyor
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Malatya’da 1. Organize ve Sanayi Bölgesi’nde bir fabrikada kapitalistlerle toplantı düzenledi. DHA’da yer alan habere göre Mustafa Varank, OSB’lerde 332 orta, ağır hasarlı ve yıkılan tesis bulunduğunu, 3 bin 611 fabrikada ise bazısında kısmi olmak üzere üretimin sürdüğünü aktardı. Varank, bunun yanı sıra zarar gören sanayi bölgeleri ve fabrikaların yeniden inşasından bölgedeki yatırımları korumaya, özel desteklerden bölgesel kalkınmaya kadar bir dizi eylem planını devreye aldıklarını belirtmiş.
Varank, devletin bütün imkanları sunduğunu belirterek şunları söylemiş:
“Böylece, buralara yapılacak tüm yatırımları; en üst teşviklerimizden, yani 6’ncı bölge teşviklerinden faydalandıracağız. Depremden etkilenen bölgelerdeki yatırımlar için düzenlenen yatırım teşvik belgelerinin süresini üç yıl uzattık. Ayrıca, ARGE ve tasarım merkezlerindeki gelir vergisi stopaj teşvikini ve SGK işveren hisse desteğini de yüzde 100’e çıkarıyoruz. 26 kalkınma ajansımızın tüm kaynaklarını afet bölgesindeki şehirlerimize yönlendirerek, bölgesel kalkınma odaklı acil eylem planını uygulamaya alıyoruz. Ajanslarımızın deprem bölgelerindeki tüm projelerinde eş-finansman modelini kaldırıyor, projelerin finansmanının tamamını devlet olarak biz üstleniyoruz.”
Bakan Nebati ise konuşmasında deprem sonrası tüm kamu kurum ve kuruluşların acil nakit taleplerini hızla karşılamak için ilk etapta 100 milyar TL kaynak ayırdıklarını belirtmiş.
Depremden istifade hak gaspları
Varank, devletin bütün imkanlarını kapitalistlere sunduğunu övünerek ifade ediyor. Deprem bölgesinde emekçilere sunulmayan kaynaklar, kapitalistler söz konusu olduğunda bir çırpıda sunulabiliyor. Arama-kurtarma çalışmalarına, depremzedelerin ihtiyaçlarına ayrılmayan kaynaklar kapitalistler için hemen seferber edilebiliyor. OHAL’den istifade grev yasaklayan ve bununla övünen bir iktidarın deprem sonrasındaki pratiği de bunun izdüşümü oldu.
Depremin ardından bölgede OHAL ilan edildi. Kısa çalışma ödeneği ve işten çıkartılmanın sözde yasaklanması da bu kapsamda duyuruldu. Ancak pandemi döneminde olduğu gibi işten çıkartma yasağının kağıt üzerinde kaldığını bölgeden her gün yansıyan yeni haberler ortaya koyuyor. Deprem bölgesindeki fabrikalarda ve hizmet sektöründe çalışanların hakları gasp edilerek işten atılıyorlar. Sermaye iktidarı, OHAL silahını işçi ve emekçilerin haklarını gasp etmek ve ortaya çıkacak muhtemel tepkileri ezmek için etkili bir biçimde kullanıyor. Böylece hem işçi ve emekçilerin kazanılmış hakları gasp ediliyor hem de grev, eylem ve örgütlenme hakkı ortadan kaldırılyor.
Yüz binlerce insanın enkaz altında kalmasına seyirci kalan Saray rejimi kapitalizmin düsturuna uygun davranıyor: Ne olursa olsun “gösteri devam etmeli!”