Cumartesi Anneleri gözaltında kaybedilen yakınları için 765. hafta eylemlerini gerçekleştirdi. Bugünkü eylemde, 12 Eylül askeri-faşist darbesinin ardından 21 Kasım 1980’de gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Hayrettin Eren’in akıbeti soruldu.
Galatasaray Meydanı’nda 66 haftadır devam eden yasak nedeniyle İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde toplanılan eylemde, İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına basın açıklaması okundu.
“Elmas Eren’in bıraktığı yerden soruyoruz: Hayrettin Eren nerede?” diye başlayan açıklamada, ilk olarak devletin bekası uğruna hak ve özgürlüklerin gasp edildiği Türkiye’nin demokratikleşemediği üzerinde duruldu ve kayıplar mücadelesinin inkar ve cezasızlıkla karşılandığı belirtildi. “Gözaltında kaybetme gerçeğinin tarih ve bellekle buluşması için mücadele ediyoruz” denilen açıklamada, “talebimiz net” denilerek gözaltında kaybedilen yakınlarını istedikleri, sorumluların cezalandırılmasını talep ettikleri ifade edildi.
“Hayrettin işkence görürken annesine ‘Gözaltında yok’ denildi”
Hayrettin Eren’in gözaltına alınışı anlatılarak devam eden açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Sosyalist kimliğiyle bilinen 26 yaşındaki Hayrettin Eren İstanbul’da yaşıyordu. 12 Eylül faşist darbe koşullarında hakkında arama kararı vardı. 21 Kasım 1980 tarihinde İstanbul Saraçhane’de buluştuğu arkadaşıyla birlikte gözaltına alındı. Kullandığı otomobille birlikte önce Karagümrük karakoluna, oradan da Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Hayrettin, Siyasi Şube’nin alt katındaki hücrede ağır işkence altındayken kapıda bekleyen annesine ‘Gözaltında böyle biri yok’ denildi. ‘Oğlumun arabası burada kendisi nasıl yok’ deyince tartaklanarak dışarı atıldı. Hayrettin Eren’i gözaltına alınırken, karakolda tutulurken ve Siyasi Şube’de işkencedeyken gören çok sayıda tanık vardı ama gözaltına alındığı bugüne kadar inkar edildi.”
“12 Eylül zihniyeti son bulsun”
Eren ailesinin 39 yıldır devam eden mücadelesine rağmen Eren’in akıbetinin gizlendiği, kaybedenlerin cezasız bırakıldığı belirtildi. “Gerçek şu ki, Hayrettin Eren 12 Eylül’ün ünlü işkence merkezi Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube’de kaybedildi” denilen açıklamada, Eren’i katleden sorumlu polis yöneticilerinin ismi sıralandı.
Eren’in akıbetini açığa çıkarmayan tüm iktidarların bu suçun ortağı olduğu ifade edilen açıklama, 12 Eylül zihniyetine son verilmesi, gözaltında kaybedilenlerin akıbetinin açığa çıkarılması çağrısıyla ve mücadelenin süreceği vurgusuyla son buldu.
“Bu ülkede adalet yok”
Hayrettin Eren’in ablası İkbal Eren söz alarak anne ve babasının mücadelesini anlattı. “Çiçeklerle donatacakları bir mezar için mücadele ettiler” diyen Eren, ikisinin de devletten alacaklı olarak yaşamını yitirdiğini ifade etti. “Ülkede adalet yok” diyen Eren, babasının dava dilekçesinin işleme dahi koyulmadığını, “Bundan vazgeç diğer çocuklarından da olursun” tehdidiyle karşılaştığını hatırlattı. Eren, çocuklarını kaybeden tüm anne-babalar için adalet mücadelesinden asla vazgeçmeyeceklerini vurguladı. İçişleri Bakanı S. Soylu’nun baskı ve zorbalığı tırmandırdığını, Cumartesi Anneleri’ne “paçoz” dediğine hatırlatan Eren, Galatasaray Meydanı ısrarından vazgeçmeyeceklerini vurgulayarak “Unutmayacağız, unutturmayacağız, affetmeyeceğiz” sözleriyle konuşmasını noktaladı.
“Bir gün başaracağız da...”
Sonrasında Hayrettin Eren’in kardeşi Faruk Eren konuşma yaptı. “Abimden inançlarına ihanet etmemeyi, direnmeyi öğrendik. Annemden yine direnmeyi, insan hakları mücadelesini öğrendik, aslında çok şey öğrendik annemden” diyerek söze başlayan Eren, kayıplar mücadelesine devam edeceklerini ve bir gün başaracaklarını ifade etti. Eren, “Kayıplarımızı bulacağız, kaybedenlerden hesap soracağız” diyerek sözlerini tamamladı.