İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon ve Cumartesi Anneleri sosyal medyada gerçekleştirdikleri 831. hafta eyleminde “Cüneyt Aydınlar için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Saat 12.00’de paylaşılan videoda komisyon üyesi Sebla Arcan’ın sunumuyla ilk sözü Cüneyt Aydınlar’ın annesi Menekşe Aydınlar ardından amcası Recep Aydınlar alarak Cüneyt Aydınların gözaltında kaybedilişi ve sonrası hakkında konuştular. İHD Eş Genel Başkanı ve Aydınlar ailesini avukatı Eren Keskin’in adalet sağlanmayan yargı sürecini anlatımının ardından basın metnini Cumartesi İnsanı Nuran Öztürk okudu.
Yürüyemeyecek hale getirdikleri Aydınlar’a kaçtı dediler
Cumartesi Anneleri olarak 831 haftadır gözaltında kaybedilenlerin için adalet aradıklarını belirten Öztürk Cüneyt Aydınlar için şunları anlattı:
“İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğrencisi Cüneyt Aydınlar, 20 Şubat 1994 tarihinde Bakırköy/İncirli’de polis tarafından gözaltına alındı. Aynı operasyon kapsamında gözaltına alınan 14 kişi gibi Cüneyt de Gayrettepe’deki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Ancak onu soran ailesine ve avukatlarına yedi gün boyunca gözaltında olmadığı söylendi. Yapılan ısrarlı başvurular sonucu 27 Şubat 1994 tarihinde gözaltında olduğu kayda geçirildi.
Cüneyt’le birlikte gözaltında tutulan 14 kişi savcılığa çıkarıldığında aralarında Cüneyt yoktu. Bu kişiler, 17 Mart 1994 tarihinde avukatları aracılığıyla kamuoyuna bir açıklama yaptılar. Açıklamada Cüneyt Aydınlar’ın 20 Şubat 1994 tarihinde gözaltına alındığını ve 2 Mart 1994 tarihine kadar birlikte gözaltında tutulduklarını söylediler. Ağır işkence gören Cüneyt’in 2 Mart 1994 tarihinde, ‘Ölmeye hazır mısın? Ölmeye gidiyorsun!’ diyen altı polis tarafından sürüklenerek bulunduğu hücreden götürüldüğünü ve kendisini bir daha görmediklerini anlattılar.
Cüneyt’e ağır işkence yapıldığına, yürüyemez ve hareket edemez halde olduğuna dair çok sayıda tanık vardı. Ancak İstanbul Emniyet Müdürlüğü onu soran ailesine oğullarının, 28 Şubat 1994 tarihinde yer göstermek için götürdükleri Beyoğlu Çukurcuma’da ‘Dur’ ihtarına uymayarak kaçtığını söyledi.”
Ailenin, 25 Mart 1994 tarihinde bir basın açıklaması yaptığını TEM’in gözaltını kabul ettiğini ama “kaçtı” diyerek Cüneyt Aydınlar’ı kaybettiğini kamuoyuna duyurduğunu belirten Öztürk “Cüneyt’in akıbetini öğrenmek isteyen ailesinin tüm başvuruları sonuçsuz kaldı. Etkin bir araştırma, soruşturma süreci işletilmedi. Tüm yetkili merciler, polisin firar senaryosunu esas aldı. Elleri kelepçeli, ayakkabıları bağcıksız, görgü tanıklarının beyanına göre desteksiz ayakta duramayan birinin 30 kadar polisin elinden nasıl kaçabildiği sorgulanmadı. Dosya zaman aşımı gerekçe gösterilerek kapatıldı” dedi.
“Adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz!”
Cüneyt Aydınlar’dan tam 27 yıldır haber alınmadığını belirterek yetkililer etkin bir soruşturma için göreve çağıran Öztürk “Kaç yıl geçerse geçsin Cüneyt Aydınlar için tüm kayıplarımız için adalet istemekten, 132 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Kızıl Bayrak / İstanbul