Cumartesi Anneleri'nden 828. hafta eylemi

Cumartesi Anneleri 828. hafta eyleminde Maksut Tepeli'nin mezarının nerede olduğunun söylenmesini ve Tepeli'yi katledenlerin yargı tarafından cezalandırılarak adaletin sağlanması istenildi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 06 Şubat 2021
  • 12:55

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon ve Cumartesi Anneleri sosyal medyadan gerçekleştirdikleri 828. hafta eyleminde Maksut Tepeli'nin mezarının nerede olduğunun söylenmesini ve Tepeli'nin katledenlerin yargı tarafından cezalandırılarak adaletin sağlanmasını istedi.

Saat 12.00'de yayınlanan videoda komisyondan Sebla Arcan'ın sunumuyla Maksut Tepeli'nin eşi Şehhriban Tepeli ilk sözü aldı. Şehriban Tepeli yaralı yakalanan eşinin katledilmesi ve sonraki yargı sürecini anlattı. Ardından sözü Tepeli ailesinin avukatı İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri aldı. Yoleri Tepeli'nin katillerinin cezasızlıkla korunduğunu vurguladığı yargı sürecini anlattı. Yoleri'nin ardından basın metnini Cumartesi İnsanı Hepgül Bozoğlu okudu.

Cezasızlık zırhının aparatı: Zaman aşımı

Katliam davalarında sürekli cezasızlık zırhının bir aparatı olarak uygulanan zamanaşımına değinen Bozoğlu "Yıllardır ısrarla altını çiziyoruz: zamanaşımı; devletin suça ceza yaptırımı ile müdahalesinin artık gerekli olmadığı düşüncesinden doğar ve suçtan sorumlu olanların kovuşturulmasını ve cezalandırılmasını engeller. Zamanaşımı; unutmaya, affetmeye, vazgeçmeye dairdir. Biz kuşaktan kuşağa aktardığımız mücadelemizle çeyrek asırdır haykırıyoruz: unutmuyoruz, affetmiyoruz, vazgeçmiyoruz" dedi.

Tepeli yaralıyken hastaneye değil şubeye işkenceye götürüldü

Bozoğlu Maksut Tepeli'nin gözaltında kaybedilmesi üzerine şunları söyledi:

"28 yaşındaki Maksut Tepeli, öğretmendi. Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER) üyesiydi. 04 Şubat 1980 tarihinde görev yaptığı Erzincan'da tutuklandı, 4 ay hapishanede kaldı. Hapisten çıktıktan sonra İstanbul'a taşındı. 

2 Şubat 1984 tarihinde İstanbul / Küçükbakkalköy’deki arkadaşının evine giden Maksut, eve yaklaştığında kapının kırık olduğunu fark etti. Oradan uzaklaşmaya çalışırken içeride karakol kuran polislerin açtığı ateş sonucu yaralandı. Yoğun kan kaybetmesine rağmen hastahaneye değil, bir battaniye içinde Gayrettepe Siyasi Şube’ye götürüldü. 

Aynı dönemde gözaltında bulunan üç tanığın beyanlarına göre Tepeli, 5 Şubat 1984 tarihinde Gayrettepe Siyasi Şube’de gördüğü ağır işkence sonucu koma halinde Haydarpaşa Askeri Hastanesi’ne kaldırıldı ve kendisinden bir daha haber alınamadı." 

Gözaltı yine inkar edilerek cezasızlığın köşe taşları döşendi

Yaralı olarak şubeye götürüldüğü halde gözaltına alındığı inkar edilen Tepeli'nin izini süren ailesi ve avukatları, olaydan 22 yıl sonra onun 6 Şubat 1984'de Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde öldüğü bilgisine ulaştığını belirten Bozoğlu "Üç yıllık ısrarlı girişimler sonucunda da resmi makamlar, Maksut Tepeli’nin Helvacıdede Kimsesizler Mezarlığı’na defnedildiğini açıkladı. Ancak defin yeri bilgisi açıklanmadığı için Maksut Tepeli’nin mezarı hala bulunamadı" dedi.

Bozoğlu yargı süreci hakkında ise şunları ifade etti: 

"Maksut Tepeli’nin gözaltında kaybedilmesi ile ilgili bugüne kadar etkin bir soruşturma yürütülmedi. Tanıklara rağmen, belgelere rağmen ailenin şikâyeti üzerine açılan üç soruşturma da takipsizlikle sonuçlandı. Maksut Tepeli’nin yaralanması ve sorgulanmasında görevli polisler Rahmi Kaya, Servet Bozkurt, Hasip Dönmez, Zafer Elemen, Şeyhmuz Altın, İlhami Öztürk ve Hikmet Taşdelen hakkında hukuki bir süreç işletilmedi. 

2015 yılında aile, Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. AYM, 2017 yılında başvuru ile ilgili zaman bakımından kabul edilemezlik kararı verdi. İç hukuktan sonuç alınamayınca dava AİHM’e taşındı."

Tepeli'nin gözaltında katledilerek kaybedilmesinin bir insanlık suçu olduğunu ve zamanaşımı uygulanamayacağını belirten "Bozoğlu  Kaç yıl geçerse geçsin Maksut Tepeli için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, 129  haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz" dedi.