Cumartesi Anneleri: Cemil Kırbayır için adalet istiyoruz!

Cumartesi Anneleri 843. hafta eyleminde Cemil Kırbayır için adalet istedi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 22 Mayıs 2021
  • 13:45

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon ve Cumartesi Anneleri sosyal medyadan gerçekleştirdikleri 843. hafta eyleminde Cemil Kırbayır için adalet istedi.

Saat 12.00’de yayınlanan videoda komisyonda Sebla Arcan’ın sunumuyla ilk sözü Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır aldı. Cemil Kırbayır’ın katledildiği kabul edilmesi ve Berfo anaya verilen sözlere rağmen, davanın zamanaşımı bahanesiyle kapatılmasına değinen Mikail Kırbayır adalet aramaktan vazgeçmeyeceklerini vurguladı.

Kırbayır’ın ardından İHD Eş Genel Başkanı ve ailenin avukatı Eren Keskin söz alarak dosyaya gelmeyen adalet sürecini anlattı. Meclis Araştırma Komisyonu üyesi ve dönemin İstanbul Milletvekili Çetin Soysal’ın Berfo Anaya verilen sözle komisyon kurulduğunu belirtti. Komisyonun araştırması sonucu Cemil Kırbayır’ın katledildiğinin tespit edildiğini belirten Soysal hazırlanan raporun kenara itilmemesini, yeniden dava konusu haline getirilmesi gerektiğini vurguladı. Komisyon üyesi ve dönemin İzmir Milletvekili Erdal Kalkan’ın konuşmasından sonra basın metnini Agit Akipa’nın kızı Suzan Akipa okudu.

Katlettikleri Cemil Kırbayır için "kaçtı" diyerek yalan söylediler

“Kars Eğitim Enstitüsü öğrencisi Cemil Kırbayır 13 Eylül 1980 tarihinde  Ardahan’ın Okçu Köyü’ndeki evinden devletin güvenlik güçleri  tarafından gözaltına alındı” ifadelerini kullanarak söze başlayan Akipa süreç hakkında şunları söyledi:

“Ailesi 25 gün boyunca gözaltı merkezine giderek Cemil’in ihtiyaçlarını karşıladı, ondan yazılı ‘gönderdikleriniz bana ulaştı’ diyen mesajlar aldı. Ancak 8 Ekim tarihinden sonra gözaltı merkezine giden aileye ‘oğlunuz firar etti, bir daha onu sormaya gelmeyin’ denildi.

Baba İsmail Kırbayır ve Türkiye Barolar Birliği’nin ilgili kurumlara yaptığı suç duyuruları sonuçsuz kaldı. Cemil’den bir daha haber alınamadı.”

Demokrat maskesiyle verilen sözler, maske düşünce tutulmadı

Şubat 2011’de dönemin Başbakanı Erdoğan ile Dolmabahçe Sarayı’nda görüşen Cumartesi Anneleri’nden 103 yaşındaki Berfo Kırbayır’ın Cemil Kırbayır’ın kaybedilişini anlattığını belirten Akipa Erdoğan’ın Berfo Ana’ya “gerekli tüm imkanları sağlayacağım, Cemil Kırbayır’ı mutlaka bulun” söz verdiğini dile getirdi.

Mecliste oluşturulan komisyonu belirten Akipa devamında şunları söyledi:

“Komisyon, yürüttüğü çalışma sonucunda döneme ait belgelere ulaştı. Cemil Kırbayır’ı sorguda gören çok sayıda tanıkla, sorgulamayı yapan emniyet ve MİT mensuplarıyla görüştü. Titiz bir çalışma sonucunda 350 sayfalık bir rapor hazırladı. 

Raporda Cemil Kırbayır’ın gözaltındayken işkence ile hayatını kaybettiği ve bedeninin ölümüne sebebiyet veren kamu görevlilerince ortadan kaldırıldığı kayıt altına alındı. Böylece Cemil’in gözaltında kaybedildiği resmiyet kazandı. Komisyon ayrıca düzenlediği raporla birlikte Kars Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Ancak iktidar, bu insanlığa karşı suçla yüzleşme, hesaplaşma cesaretini gösteremedi. On yıl sürüncemede bıraktığı dosyayı araçsallaştırdığı yargı eliyle kapatmayı tercih etti. Adalet Bakanlığı’nın talebi üzerine Yargıtay  ‘kanun yararına bozma’ kararı vererek,  dosyanın zamanaşımı gerekçesiyle kapatılmasının önünü açarak Kars Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi. 

Mayıs ayı içinde dosyayı karara bağlayacağını açıklayan Kars Cumhuriyet Başsavcılığı hukuk normları içinde hareket etmezse Kırbayır dosyası tanıklara rağmen, itiraflara rağmen, TBMM tespitlerine rağmen cezasız bırakılmış olacak. Suçun fail ve sorumluları yargı süreçlerine tabi tutulmamış, cezalandırılmamış olacak. Kars Cumhuriyet Başsavcılığı’nı, evrensel hukuk normlarına uygun davranmaya ve adalete giden yolu açmaya çağırıyoruz.”

Berfo Ana’nın “Oğlum gelirse” diye kapısını hep açık tuttuğunu hatırlatan Akipa, Cumartesi Anneleri’nin kararlılığını şu ifadelerle bir kez daha dile getirdi:

“Kaç yıl geçerse geçsin; Cemil Kırbayır için, tüm kayıplarımız  için, adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 144 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.”

Kızıl Bayrak / İstanbul