“Müfredatı Geri Çekin Platformu” bilim dışı müfredatın geri çekilmesini isteyerek, müfredata karşı 11 Haziran günü yapılacak boykoto çağrısı yaptı.
Eğitim Sen İstanbul 6 No’lu Şube binasında yapılan açıklamada, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adıyla sunulan müfredatın itaat eden bir nesil yetiştirme programı olduğuna dikkat çekildi. Açıklamada 11 Haziran’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde ve kent meydanlarında eylemler yapılacağı duyuruldu.
Açıklamanın devamında hızlıca hayata geçirilen müfredatın istenmeme sebepleri olarak şunlar sayıldı:
“*Bir ihtiyaç analizi üzerinden gerekçesi toplumla paylaşılmaması,
*100 yıl öncesinin hayalinin 100 yıl sonrasının hedefi olarak planlanması,
*Öğretmenlerin, akademisyenlerin, program geliştirme uzmanlarının, sendikaların, *demokratik kitle örgütlerinin iradesi yerine, göstermelik görüşler üzerinden *şekillendirilmesi,
*Toplumsal fayda ve çocuğun üstün yararı ilkelerini değil, siyasal çıkarları merkezine alınması,
*“Fıtrat, şükür, kanaat, cedel, medevvet, iffet, haram, helal” gibi ve daha birçok dini söylemlerle bilimsel-özgür düşünceyi, evrensel değerleri ortadan kaldırıp itiraz edebilen değil rıza gösteren nesiller yetiştirmeyi planlaması,
*Sorgulayan, eleştiren bireyler yerine “Erdem-değer-eylem” yaklaşımı ile “kamil insan” adı altında fıtrat ve şükrü model alması,
*Eğitimi, 12. Kalkınma Planı’nda yer alan “Öğretim programları Milli, manevi, ahlaki ve evrensel değerler esas alınarak ve küresel gelişmelere ve ihtiyaçlara uygun olarak güncellenecek” yaklaşımı ile tamamen uyumlu halde, sermaye çevrelerinin isteklerini karşılayacak şekilde emek sömürüsüne rıza üreten bir mekanizmaya dönüştürmesi,
*Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yerine “telkin”i merkezine koyarak cinsiyetçi yaklaşıma sahip olması,
*Çok kimlikli, çok dilli ve çok kültürlü toplumsal yaşamımızı yok sayıp, tekçi ve asimilasyoncu bir anlayışı esas alması,
*Kamusal eğitimin yerine piyasacı eğitimi rehber edinen, ülkenin ve çocukların geleceğini mevcut iktidarın kendi ikbaline kurban etmesi
*Laikliğe, bilime, demokratik eğitime karşı olması,
*Kapsayıcı olmaması,
*Son derece ideolojik olarak hazırlanması.”
Açıklamada hızlıca hayata geçirilen müfredatın istenmeme sebepleri olarak şunlar sayıldı:
“*Bir ihtiyaç analizi üzerinden gerekçesi toplumla paylaşılmaması,
*100 yıl öncesinin hayalinin 100 yıl sonrasının hedefi olarak planlanması,
*Öğretmenlerin, akademisyenlerin, program geliştirme uzmanlarının, sendikaların, *demokratik kitle örgütlerinin iradesi yerine, göstermelik görüşler üzerinden *şekillendirilmesi,
*Toplumsal fayda ve çocuğun üstün yararı ilkelerini değil, siyasal çıkarları merkezine alınması,
*“Fıtrat, şükür, kanaat, cedel, medevvet, iffet, haram, helal” gibi ve daha birçok dini söylemlerle bilimsel-özgür düşünceyi, evrensel değerleri ortadan kaldırıp itiraz edebilen değil rıza gösteren nesiller yetiştirmeyi planlaması,
*Sorgulayan, eleştiren bireyler yerine “Erdem-değer-eylem” yaklaşımı ile “kamil insan” adı altında fıtrat ve şükrü model alması,
*Eğitimi, 12. Kalkınma Planı’nda yer alan “Öğretim programları Milli, manevi, ahlaki ve evrensel değerler esas alınarak ve küresel gelişmelere ve ihtiyaçlara uygun olarak güncellenecek” yaklaşımı ile tamamen uyumlu halde, sermaye çevrelerinin isteklerini karşılayacak şekilde emek sömürüsüne rıza üreten bir mekanizmaya dönüştürmesi,
*Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yerine “telkin”i merkezine koyarak cinsiyetçi yaklaşıma sahip olması,
*Çok kimlikli, çok dilli ve çok kültürlü toplumsal yaşamımızı yok sayıp, tekçi ve asimilasyoncu bir anlayışı esas alması,
*Kamusal eğitimin yerine piyasacı eğitimi rehber edinen, ülkenin ve çocukların geleceğini mevcut iktidarın kendi ikbaline kurban etmesi
*Laikliğe, bilime, demokratik eğitime karşı olması,
*Kapsayıcı olmaması,
*Son derece ideolojik olarak hazırlanması.”