Belediyeyle anlaşan ODTÜ Rektörü talanı “bilmiyor”muş

ODTÜ’deki ağaç katliamına ilişkin ilk kez konuşan rektör, belediyeyle yaptıkları anlaşmayı, gece baskınıyla yapılan talanı savundu. Talana tepkiyi engellemeye çalıştığı yönünde ifadeler kullanan rektör, talanla açılan yolun genişliğini de önceden bilmediğini itiraf etti.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 25 Eylül 2017
  • 09:28

ODTÜ’ye yapılan gece baskını ile binlerce ağacın kesilmesinin ardından ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök ilk kez açıklamalarda bulundu. Belediyeyle imzaladıkları protokolü savunmaya devam eden Kök, 3 bin 697 ağaç kesildiğini ve sadece 297’sinin taşındığını söyleyerek Gökçek’i yalanlarken, açılacak yolun genişliğini bilmediğini itiraf etti. Protokole göre yolun 40 metre genişliğinde olacağı öne sürülürken talanla açılan yolun genişliğinin 130 metreye kadar çıkması dikkat çekmişti.

Belediyeyi savunan ifadeler kullanan Kök, talanın ‘gece baskını’ biçiminde yapılmasını da “doğal” buldu. Kök’ün açıklamalarında, yola karşı tepkiden duyduğu çekinceyi dile getirdiği de göze çarptı.

Cumhuriyet’ten Ozan Çepni’nin haberine göre, Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök ilk kez bir grup gazetecinin sorusunu yanıtladı.

Kök’ün açıklamasından öne çıkanlar şu şekilde:

“Vali bir gece beni aradı ve bir toplantı olacağını söyledi. İmza sürecinde de Vali ve YÖK Başkanı’nın imzasının olmasının bizim açımızdan önemli olduğunu söyledik. Yol komisyonu oluşturduk. Mevcut gelinen noktada 2 alternatif sunduk. Vali, YÖK Başkanı, Belediye Başkanı ve benim katıldığım çeşitli toplantılar gerçekleştirdik. Tünel yola belediyeyi ikna etmek çok zaman aldı. Bunun aç-kapa olarak yapıldığını, 30-35 milyon TL bir maliyeti olduğunu, tünel ile bu maliyetin 200 milyona çıkacağı belirtildi. Bunun Türkiye Cumhuriyet’i bütçesi için denizde bir damla olduğunu savundum. Bunun ODTÜ’nün olmazsa olmaz koşulu olduğu, görüşmenin devam etmesi için birinci derecede bir madde olduğunu söyledik. Büyükşehir Belediye Başkanı da bunu kabul etti.

“ODTÜ’den alınan alan 36 hektarlık bir yer. Valimiz konuyu Başbakan’a aktardığını söyledi. Onun da onayıyla üniversitemize verilecek 36 hektarlık arazi için 6 farklı öneride bulunduk. Bu süreç daha hızlı ilerleyecekti ancak geçen çarşamba Ankara Defterdarı değişmiş. İlk defterdarla sürecin sonuna gelmiştik. Şimdi yeniden başladık. Önümüzdeki 2 hafta içerisinde valiye önerilerimizi sunacağız. 30 yılda 105 hektarlık arazi kaybeden üniversitemiz için bu bir ilk.

“Biz sürecin protokole uyup uymadığını tespit etmek için ilk andan itibaren yol yapım çalışmalarını takip ediyoruz. Yolun açılabilmesi için dönüş olacağı yerlerde yaptığımız incelemelerde yolun genişliğinin 135 metreye çıktığını gördük. Yol bittiği zaman 40 metrelik bir genişliği olacak. 135 metreye çıktığı 3 nokta var. Protokol imzalanırken bu kadar genişlik olacağını bilmiyordum.

“İmzaladığımız saat itibarıyla süreç Ankara Büyükşehir Belediyesi’ndeydi. Birinci neden şehir trafiği. 400 aracı, kamyonu, iş makinesini gündüz trafiğinde getirip çalıştırmanız imkansız. İkincisi ise gündüz yapılması, göze soka soka yaparak herkesi daha fazla rahatsız edebilirdi. Öğrenci ve öğretim üyelerimizin istenmeyen çatışmalarla incinmesine sebep olabilirdi. İlk 2 gün dışında TOMA ve polislerin üniversite arazisinde olmaması gerektiğini belirttim ben belediyeye ancak ilk iki gün güvenlik itibarıyla olması gerektiğini düşünüyorum. Bizim temel yaklaşımımız öğrencimizin bu sürecin dışında tutulması.

“2 yıl önce yapılan planlamada tünel olarak yerin altından geçirilmesi öngörülüyordu. Fakat bu bakanlığın çıkan son kararında bu kaldırıldı. Dolayısıyla bu bizim üniversitemiz için en büyük sıkıntılı durum oldu. Bu şekliyle üniversitemizi 2’ye bölebilecek bir yoldu. Eğer aç kapa yöntemi ile gitseydi bu güzergâhtaki ağaç sayımız 33 bin 600. ODTÜ’nün yaşına yakın oradaki ağaçlar. Bizim için gerçekten hayati olan süreç. Bu yol yerin 30 metre altından yüzeydeki ağaçlara zarar vermemesi için teknoloji ile geçecek. Bunun için belediyeden bir komisyon oluşturuldu, 3 kişilik ve 3’ü de ODTÜ mezunu mühendisler olduğu bilgisi geldi. Biz de 4 kişilik bir komisyon kurduk. Yapacak şirketin de ODTÜ’lü olmasını istiyoruz. 3 farklı kurumda çalışan ODTÜ’lüler bu yolun dizaynını yapacaklar.

“Sayın Gökçek’e bunun bir milat ya da başlangıç olması gerektiğini söyledim. Kendisinin bir politikacı olduğunu, seveni vardır, sevmeyeni vardır ama üniversitemizle yapılan protokol var. Büyükşehir Belediyesi’nin bu süreçte protokole sadık kalacağına inanıyorum. Sayın Gökçek’e de söyledim, bu süreçte ilgili söylemlerde konuşmalarımızda çok daha dikkatli olunması gerektiğini, tweet’lerini izliyorum. İlk 24 tweet’inde hiçbir şey yoktu ancak 25. tweet’te çok hızlı bir şekilde yaptıklarını söyledi. Onun dışında protokolün dışına çıkan bir şey yok. Ben kendisine de söyledim, ‘Sayın başkanım ilk 24 tweet’iniz çok anlamlıydı, 25’inciye gerek yoktu’ dedim.”

“FETÖ soruşturmasından bir liste gitti ancak Barış İçin Akademisyenler meselesinden bir isim göndermedik. FETÖ’de de ByLock’da kırmızı listede bulunan 5 kişi, hepsi de ÖYP’li, 4 tane de idari personel. Biz diğer listeleri sadece izliyoruz. Kendimiz bir soruşturma yürüttük.”