AYM Maraş Katliamı’nın sorumlusunu haklı buldu

Anayasa Mahkemesi; Maraş Katliamı faillerinden Ökkeş Şendiller hakkında “Ellerinde Alevi kanı olanlar, nasıl katlettiklerini mi anlatacaklar?” sözleri nedeniyle tazminat cezasına çarptırılan eski milletvekili Fikri Sağlar’ın ifade özgürlüğünün ihlal edilmediğine karar verdi. Adalet Bakanlığı, Yüksek Mahkemeye, Sağlar’ın sözlerinin “kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu” ve “eleştiri hakkı kapsamında meşru görülmesinin mümkün olmadığı” görüşünü bildirdi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 23 Ekim 2021
  • 00:15

Anayasa Mahkemesi (AYM), Fikri Sağlar’ı Maraş Katliamı faillerinden Ökkeş Şendiller’e ilişkin 2009 yılında verdiği demeçte “Ellerinde Alevi kanı olanlar, nasıl katlettiklerini mi anlatacaklar?” ifadeleri nedeniyle haksız buldu.

Eski Kültür Bakanı ve Milletvekili Fikri Sağlar, Maraş Katliamı faillerinden Ökkeş Şendiller’in hükümet tarafından düzenlenen Alevi Çalıştayı’na davet edilmesi ile ilgili olarak 15 Aralık 2009 tarihinde Milliyet Gazetesi’ne demeç verdi. Sağlar’ın, “Ellerinde Alevi kanı olanlar, nasıl katlettiklerini mi anlatacaklar?” açıklaması gazetede yayınlandı.

Ökkeş Şendiller, Sağlar hakkında, 13 Aralık 2010 tarihinde; “Maraş olayları nedeniyle yargılandığı davada beraat ettiğini ve haberde geçen ifadeler nedeniyle kişilik haklarının zedelendiğini” iddia ederek manevi tazminat davası açtı.

Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi, 14 Nisan 2011 tarihinde, Şendiller’in tazminat talebini reddetti. Şendiller, kararı temyiz etti. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ise 18 Haziran 2012 tarihinde, oyçokluğu ile verdiği kararda, Şendiller lehine tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararını bozdu. Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi, Yargıtay’ın bozma kararına direndi ve tazminat talebini yeniden reddetti. Dosyayı görüşen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 8 Nisan 2015 tarihinde yerel mahkemenin direnme kararını kaldırdı.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı üzerine, yerel mahkeme, Ekim 2015’te; tazminat talebini kısmen kabul ederek, Sağlar’ı 1000 TL manevi tazminat cezasına çarptırdı. Şendiller, 1000 TL tazminata da itiraz etti. Mahkeme, manevi tazminat cezasını 2 bin 500 TL’ye çıkardı.

Sağlar, ifade özgürlüğünün ihlal edildiği gerekçesiyle 20 Temmuz 2017’de Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptı. Sağlar, ayrıca; yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle “makul sürede yargılanma hakkının”, yargılama sürecinde görev alan hakimlerin görevlerinden ihraç edilmiş olması nedeniyle de “bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkının” ihlal edildiğinin belirlenmesini talep etti.

Adalet Bakanlığı: “Eleştiri hakkı kapsamında değil…”

BirGün’de yer alan habere göre AYM, Adalet Bakanlığı’ndan görüş istedi. Adalet Bakanlığı, yüksek mahkemeye şu görüşü bildirdi:

“Başvurucunun açıklamasında, davacıyı kastettiğinin anlaşıldığı, başvurucu tarafından sarf edilen sözlerin hiçbir tartışmaya katkı sunmadığı ve davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, eleştiri hakkı kapsamında meşru görülmesinin mümkün olmadığı…”

Anayasa Mahkemesi, 17 Mart 2021 tarihinde, Sağlar’ın ifade özgürlüğünün ihlal edilmediğine oyçokluğu ile karar verdi.

“Şendiller, ağır bir şekilde eleştirilmektedir”

Mahkeme kararında, şu değerlendirmeler yapıldı:

“… Sözlerin asıl hedefinin Ökkeş Şendiller olduğu ona yönelik ağır isnatlar içerdiği açıktır. Başvuruya konu olayda bir tarafta farklı dönemlerde milletvekili olarak seçilmiş, ayrıca kültür ve devlet bakanlığı görevlerini yürütmüş olan ve halen bir gazetede köşe yazarlığı yapan başvurucu; diğer tarafta ise yine bir dönem milletvekilliği, daha sonra 2008 yılına kadar da BBP’nin genel başkan yardımcılığı görevini yürütmüş ve uzun dönem aktif siyaset hayatına devam etmiş olan Ökkeş Şendiller bulunmaktadır. Her iki isim de geçmişte politik arenada oldukça aktif ve üst düzey bir konuma sahip olmuştur.

Başvurucunun sözlerinin bir siyasetçi olarak hareket eden davacının somut bazı tutum veya sözlerine yönelik bir eleştiri olduğu da oldukça şüphelidir. Başvuruya konu sözlerle otuz yıl önce yaşanan bir katliamın sorumluluğu davacıya açıkça yüklenmekte; davacı ‘katil’, ‘eli kanlı’ gibi açıkça indirgeyici bir dille ve ağır bir şekilde eleştirilmektedir.”

“Kırıcı ve rahatsız edici olmakla birlikte ifade özgürlüğü…”

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan dahil, yüksek mahkemenin altı üyesi ise karşı oy kullandı. Arslan, karşı oy gerekçesinde şu değerlendirmeleri yaptı:

“Dava konusu sözlerin kırıcı ve rahatsız edici olduğu açıktır. Cevaplanması gereken soru, Türkiye’nin önde gelen siyasi figürlerinden biri olan davacının, ‘indirgeyici’ ve ‘ağır’ bile olsa başvuruya konu sözlere katlanması gerekip gerekmediğidir. Hiç kuşkusuz, ‘indirgeyici’ ve ‘ağır’ sözler de ifade özgürlüğü kapsamındadır.

Başvurucunun sözleri, kırıcı ve rahatsız edici olmakla birlikte ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir. Gerek davacıya gerekse toplantıyı organize edenlere yönelik bu sözlerin cezalandırılmasını, ifade özgürlüğü ile bağdaştırmak mümkün değildir.”