Sermayeye hizmette kusur etmeyen AKP-MHP iktidarı, ekonomik ve siyasal alanda yaşadığı çöküntünün faturasını işçi ve emekçilerin sırtına yıkmayı sürdürüyor. Son dönemde doğalgaza, elektriğe, kiralara gelen zamlarla işçi ve emekçiler açlığa mahkum edilirken, vekili, bakanı, medyası vb. ile sermayenin sözcüleri de zamları savunup yoksulluk yokmuş algısı yaratmaya çalışıyorlar.
İki dönem AKP milletvekilliği yapmış Hüsnüye Erdoğan, katıldığı bir televizyon programında “Doğalgaz ve elektrik zammını muhalefetin şişirdiğini düşünüyorum, zam geldi ama mini mini...” dedi. AKP’li Hüsnüye Erdoğan zamların büyütüldüğünü iddia ederken, bir yıl içinde akaryakıt ürünleri 25, doğalgaz 7, elektrik ise 3 kez zamlandı. Resmi rakamlara göre bile 2021 Eylül’ünde yıllık tüketici enflasyonu yüzde 19,58’e yükseldi. Bir yıl önce yüzde 14,9 olan gıda ürünleri fiyatlarındaki enflasyon yüzde 28,8’e yükseldi. Üretici fiyatlarındaki artış ise bir yılda yüzde 14,33’ten yüzde 43,96’ya çıktı.
Asgari ücretle yaşayan milyonlar temel tüketim maddelerine gelen zamlarla boğuşurken, Meclis’te yapılan bütçe görüşmelerinden yansıyanlar işçi ve emekçilerin cebinden çalınanları ortaya koydu. CHP’li Özgür Özel, Cumhurbaşkanı’nın ödeneğinin yüzde 14,4 artışla aylık 100 bin 750 TL’ye çıkarıldığını duyurdu. Cumhurbaşkanı ödeneğinin yıllara göre değişimini tablo olarak sunan Özel “Erdoğan’ın ödeneği 2018’de 59 bin, 2019’da 74 bin 500, 2020’de 81 bin 250, 2021’de 88 bin, 2022’de 100 bin 750 TL’ye çıktı” dedi. Ödenekte yapılan artışla Cumhurbaşkanı’nın maaşı yaklaşık 35 asgari ücrete tekabül ediyor.
Servet sefalet uçurumu dünya genelinde de büyüyor. Geçtiğimiz 1,5 yılık pandemi döneminde, dünyanın en zengin 20 kişisi servetlerini yüzde 68 arttırırken, 100 milyondan fazla kişi “daha da” yoksullaştı. Kapitalizmin basit bir özeti olan bu tablo, aynı zamanda zenginlerin cebindeki paranın işçilerin cebinden çıktığını gösteriyor.
AKP’li figüranlar ve saraydan beslenen gazeteci kılıklı tetikçiler, geçinemediği için intihar eden, işsizlikle ve borçlarla boğuşan, çöpten yaşamaya çalışan milyonları görmezden gelerek adeta emekçilerle alay ediyorlar. Gelen zamlara ilişkin ortada abartılacak bir durum olmadığını pişkinlikle savunanlara göre zamlar “mini mini” geliyor, işsizlik yok, yoksulluk yok, barınamayanlar da çöp toplayanlar da hakkını arayanlar da “terörist” vs…
Yoksulluğu her geçen gün daha da yaygınlaştırıp ağırlaştıran soygun düzeninden ve milyonları yok sayan sözcülerinden hesap sormak işçi sınıfına düşüyor. İşçi sınıfı “Sınıfa karşı sınıf” bakışıyla mücadeleyi büyüttüğünde, mafyatik sömürücülerin hesap verme saati gelmiş olacak.