Dünya çapında olduğu gibi Türkiye’de de hızla yayılan koronavirüs salgını, örgün eğitim başta olmak üzere toplumsal yaşamın birçok alanında etkisini gösterdi.
İşçiler, emekçiler ve gençler salgınla boğuşurken dinci-gerici iktidar krizden fırsat yaratma peşine düştü. İnfaz Yasası’nda yapılması planlanan değişiklikten Kanal İstanbul ihalesine varıncaya dek, bir dizi uygulama ile krizi fırsata çevirmeye çalışıyor. Bunlara bir yenisi de üniversitelere dönük yasa teklifi ile eklendi.
Geçtiğimiz günlerde eğitime verilen aranın telafisine ilişkin yapılan meclis görüşmelerinde, vakıf üniversitelerine teşvik başta olmak üzere YÖK Kanunu’nda belli değişiklikler yapılmasını içeren teklif meclis alt komisyonuna sunuldu. Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda görüşülen teklifte akademisyenlere yönelik yeni disiplin maddeleri de yer alıyor.
Teklifte YÖK Kanunu’ndaki akademisyenlerin uyarı, kınama, aylıktan kesme ve kamu görevinden çıkarma hükümleri yeniden düzeltilirken; “kamu görevinden çıkarma cezasını gerektiren fiiller”in kapsamı da genişletildi. YÖK Kanunu’nda yer alan, “Terör niteliğinde eylemlerde bulunmak veya bu eylemleri desteklemek” maddesi genişletilerek; “Terör örgütlerinin propagandasını yapmak, bu örgütlerle eylem birliği içerisinde olmak veya yardım etmek, kamu imkan ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemeye yönelik kullanmak ya da kullandırmak” olarak değiştirilmesi önerildi.
Önümüzdeki günlerde meclise sunulması beklenen teklif yasalaşırsa akademisyenler ‘terör propagandası’ adı altında üniversitelerden tasfiye edilebilecek.