En temel insani haklardan biri olan eğitim hakkı her geçen gün daha fazla ticarileşme saldırısıyla karşılaşıyor. Eğitimin ticari boyutu derinleşirken milyonlarca öğrenci eğitim hakkına erişemiyor.
Ailesinin yanından farklı kentlere okumaya gelen öğrenciler ve yaşadığı şehirde üniversiteye yerleşenler barınma, beslenme, ulaşım ve ders materyallerine erişme gibi birçok sorunla boğuşuyor. Binlerce öğrenci fahiş fiyatlarından kaynaklı barınma, beslenme, ulaşım gibi temel haklarına ulaşamıyor. Eğitim yaşamını ya çalışarak geçiriyor ya da KYK’nın kredi ve burslarına başvuruyor. Paralı eğitim sistemini yaygınlaştırarak milyonlarca gencin eğitim hakkını gasp edenler, üniversitelileri eğitim yaşamlarına devam ederken de borçlandırıyor. Üniversiteden mezun olduğundan ise öğrenciden faiziyle birlikte kredi paraları geri alınmak isteniyor. Son günlerde kamuoyunda çokça konuşulan KYK kredilerinin ana parasına eklenen yüksek faiz oranına karşı hem gerici-faşist iktidar hem de düzen muhalefeti açıklamalar yapıyor ve vaatler sunuyor.
Geçtiğimiz hafta KYK kredi geri ödemelerine yüksek oranda faiz eklenmesine karşı yükselen tepkiler üzerine 18 Temmuz günü gerçekleşen kabine toplantısının ardından konuşan sermayenin “demir yumruğu” Tayyip Erdoğan, şunlar söyledi:
"Hiçbir öğrenci faiz uygulamasına tabi tutulmadı. Enflasyon beklenmedik rakamların ortaya çıkmasına yol açtı. Gençlerimizi böyle bir yükün altında bırakamayız. Çalışmaları başlattık. Kredi geri ödemelerinin herhangi bir enflasyon farkı ve faiz farkı olmaksızın sadece alınan kredi tutarı üzerinden yapılmasını kararlaştırdık.''
Erdoğan'ın çalışmalar başlatması ve sadece ana paranın ödeneceğini ifade etmesinin ardından sosyal medyada faizlerin ana paraya eklendiğine dair çeşitli haber ve tepkiler gelmeye devam etti. Açığa çıkan gerçek tabloya göre; Tayyip Erdoğan, KYK kredilerine yapılan yüksek faizi sözde silen ama gerçekte milyonlarca öğrencinin ana parasına ekleyerek yüz binlerce gencin gözlerini boyamaya yönelik bir çalışmaya imza atmıştır.
Önümüzdeki muhtemel seçim sürecine hazırlık yapan düzen muhalefeti ise, gençliğe KYK kredilerinin faizsiz bir şekilde geri ödenmesi ve iş bulana kadar KYK borcunun istenmeyeceğine yönelik vaatler sundular. Bu vaatler tamamen seçimlerde gençliğin desteğini kazanmaya yönelik hamlelerdir. Zira sermayedarların iktidar olduğu ve ekonomik krizin gün geçtikçe ağırlaştığı bir ortamda faturayı bir kez daha işçiler, emekçiler ve gençler ödeyecek. Seçimler öncesi verilen birçok vaat seçimlerin ardından bir kenara atılarak unutturlmak istenecektir.
İnsan Hakları Bildirgesi’nde ve Türkiye anayasasında eğitim hakkının engellenmeyeceğine ve sosyal devlet anlayışıyla bireylere parasız eğitim sağlanacağına dair maddeler yer alıyor. Ancak eğitim hakkını milyonlara sunmak söz konusu olunca gerçeklik tüm çıplaklığıyla ortaya çıkıyor, milyonlarca öğrencinin eğitim hakkına ulaşamaması gerçeği…
Pandemi dönemi hem sermaye iktidarının hem de düzen muhalefetinin milyonlarca işçi ve emekçi çocuğunun eğitim hakkına erişmesi için hiçbir çaba harcamayarak milyonlarca öğrencinin eğitim hakkına ulaşamamasının da sorumlusudurlar. Eğitimdeki ticarileşmeyi arttıranlar da bizzat gerici-faşist iktidarın temsilcileridir. Sermaye iktidarının bugün karşısında duran, seçim dönemlerinde milyonlarca işçi ve emekçiye sahte vaatler sunanlar da kapitalist sistemin koruyucuları konumundadır. Bu konuma sahip olanlar da eğitimi ticarileştirme uygulamalarına devam edecek ve yine milyonların eğitim hakkını gasp edecektir.
Sunulan boş vaatler ve yapılan sözde "iyileştirme"ler… ama özünde ekonomik krizin yükünün milyonlara emekçinin sırtına yıkıldığı ve sermaye iktidarını ayakta tutmaya yönelik göz boyama amaçlı sahte söylemlere kanmamalıyız.
Ne seçim vaatleri ne de gelen tepkiler üzerine göz boyamaya yönelik dile getirilen sahte söylemler milyonların parasız eğitim hakkına ulaşmasını sağlayabilir. Milyonlarca öğrencinin parasız, nitelikli ve ulaşılabilir eğitim hakkına ulaşması ancak emekçilerin ve gençlerin birlikte örgütlü bir güç halinde mücadele etmesiyle sağlanabilir.
Adımlarımızı hızlandırmalı, birlikteliğimizi güçlendirmeli ve parasız eğitim hakkımıza sahip çıkmak için örgütlü mücadeleyi yükseltmeliyiz!
K. Sönmez